Çin kalkınmasından Türkiye’nin çıkarması gereken dersler (Bölgesel İşbirliği/Emperyal Güç temelli Bölgeselleşme ve Çin İşadamları Ağı) olduğuna inanıyorum. Her iki ülke de emperyal imparatorluk geleneğinden gelmelerine rağmen, Türkiye bu gücünü kullanamamaktadır.
1. JEOTİCARİ yaklaşım Türkiye’nin AB’nin ticaretinden aldığı pay %1, Beş Bölge (Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Rusya-Ukrayna, Orta Asya) ülkelerinin ve komşu ülkelerin ticaretinden aldığı pay ise %6,9’dur. En yüksek oran ise % 7,9 ille TÜRKİSTAN ülkelerinin ticaretinden alınan paydır. AB ile ticaretin arttırılmasına yönelik olarak Gümrük Birliği tesis edilmiş olmasına rağmen AB ticaretinden alınan pay %1’i geçememiştir. Güç siyasidir, siyaseten güç olunur ama bunun olmazsa olmazı ticarettir, ticari güç olmaktır.
2. Türk İşadamları Ağı Çin İşadamları Ağı (Chinese Business Network)ndan esinlenilerek dünyadaki Türk işadamlarının Türkiye ve Türk dünyasının kalkındırılmasında en etkili bir güç olarak işlev göreceğine inanıyorum. Asimetrik bir örnek TÜSİAD uygulamasında kendini göstermektedir. Türk ve Çin kalkınma modelleri karşılaştırıldığında işadamlarının ve bürokrasinin yaklaşımları temel farklar olarak gözükmektedir. “Chinese Business Network” olarak literatüre de geçen Çin modelinde Çinli işadamları Çin’in kalkınmasının arkasındaki temel güçtür. Çin’e akan yabancı sermayeyi de Çin dışında yaşayan Çinli işadamları temin etmektedirler. Model bilhassa Çin dışında yaşayan Çinli işadamlarının dayanışması, Çin’in kalkınması ideali üzerinde çalışmaktadır. Ayni dili konuşan Tayvanlı, Hong Kong’lu, Çin Halk Cumhuriyetindeki Çinliler ve Diaspora’daki (ABD, İngiltere, Kanada, Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler, Avustralya, Yeni Zelanda) Çinliler inanılmazbir ekonomik dinamizm yaratıyorlar. Bunun altında yatan ise aynı dili konuşuyor olmaları, kültürlerinin aynı olması. ASEAN ülkelerinin ekonomileri büyük ölçüde ülke vatandaşi olan etnik Çinli işadamlarının elindedir.
Çin asıllı nüfus (%) Ekonomik Güç(%)
Singapur 76 76 Malezya 32 60 Endonezya 4 50
Filipinler 1 40 Tayland 10 50
Vietnam 1 20
Benzeri bir uygulama Hint İşadamları arasında da geçerlidir. Türkiye uygulamasına dönüp baktığımızda, Ankara’da dönem dönem Dünya Türk İşadamları Kurultayı toplanmaktadır. Kurultay Dünya Türk İşadamları Vakfı tarafından düzenlenmektedir. http://www.dutiv.org.tr/. http://www.dutiv.org.tr/kurultay5/
Firmalarla ilgili veritabanına http://www.dutiv.org.tr/rehber/sfirma.html adresinden ulaşılmaktadır. Dünya’da resmi olarak 132 ülkede Türklerin yaşadığı ve 6 milyon 800 bin Türk kökenli insanın kendi ülkesi sınırları dışında hayat sürdüğü belirtiliyor. Dünyada en fazla kendi ülkesinin sınırları dışında göçmen yaşatan ülkenin, 1,3 milyarlık nüfusu ile Çin olduğu ve Çin’in yurt dışında 55 milyon insan yaşattığı, Çin’i Hindistan’ın takip ettiği vurgulanıyor. Dünya ‘da kendi ülkesi dışında yaşayanların başında Çinliler birinci sırada, Hintliler ikinci sırada, Türk’ler ise üçüncü sırada yer alıyor. Tabii “Türk İşadamları Ağı” nın muhakkak ki formel bir organizasyon olması gerekmez. Önemli olan bu görünmeyen ağı işler, işlevsel kılmaktır. İşadamlarının böyle bir şuura sahip olmalarını sağlamaktır. Böyle bir şuura sahip olunsaydı komşularımızın ticaret hacminden alınan pay %6 gibi son derece düşük bir oranda olmazdı. Türkiye tüm varlığını Avrupa Birliğine endekslediği için bu ağ bir türlü kurulamamaktadır. Devlet böyle bir konuya ilgisiz kaldığı için bu tip bir ağ ancak siyasi inisiyatif alınarak oluşturulabilecektir. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Makedonya, Iran, Irak, Azerbaycan gibi komşu ulkelerde Turk asilli nufus yasamaktadır. Peki ayni dili konusan Turkiyeli, Kibrisli, Balkanli, Kafkasyali, Iranli, Irakli, Kirimli, Rusyali, Orta Asyali Turkler ve Diaspora Turkleri neden boyle bir ekonomik dinamizm yaratmamaktadirlar da muthis bir yolsuzluk/uyusturucu trafigi dinamizmi yaratilmaktadir? Öneri- Her Türk işadamının 45 devlet ve 14 özerk cumhuriyette yaşayan 200Milyon Türk veya Türkçe konuşan arasından en az iki işadamı ile işbirliğine giderek bir ağ oluşturulması yoluna gidilmelidir.
By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Ağustos 06, 2016