ÖZET
Tefekkür Medeniyetimizin ilk kadim kavramları Altaylar’daki Yenisey Havzasında (Sibirya, Rusya) MÖ 3000’lerde oluşmaya başlamış, oradan Orhun Havzası’na (Moğolistan) ve ardından MÖ 1000’li yıllarda biriken 2000 yıllık kültür ve medeniyet Sarı Nehir Havzası’ndaki (Çin) Ordos bölgesine geçiş yapmış ve burada ilk Çin Devleti olan Çu Devleti’nin fikriyatını oluşturduktan sonra ilk Türk Devleti olan Hun Devleti MÖ 200’lerin başında Oğuz Kağan tarafından kurulmuştur.
Türkistan vahalarına (Turfan, Kaşgar, Yarkent, Kuça, Hotan) doğru yol alındığında ise MS 1000’li yıllarda Kaşgarlı Mahmud ve Yusuf Has Hacip’in eserleri ile günyüzüne çıkacak medeniyet oluşumuna başlanmıştır.
Batı’ya olan yolculuk bu sefer Maveraünnehir – Büyük Horasan – Hazar Havzaları ile devam etmiş;Türk kültürünün büyük mütefekkirlerinin yetiştiği 700 -1100 yılları arasında altın çağ yaşanmış; kadim kavramlar İslamiyet ile daha da zenginleşmiştir.
Kadim Yolculuğumuzdaki en son Rumeli durağından önce Beş Deniz ile çevrelenen bölgeye ulaşılmış ve Anadolu, Mezopotamya, Nil boylarına erişilerek, taa başlangıçta Oğuz Kağan tarafından çizilen Cihan Devleti
“Güneş bayrak olsun, gök çadır”
misyonu; Rumeli merkezli olarak gerçekleştirilmiş, Avrupa, Asya, Afrika kıtalarında hakimiyet tesis edilmiştir.
Eski dünya/Dünyanın ortası
Akdeniz bölgesi; Akdeniz’i çevreleyen bölge.
- · MÖ 10/MÖ 3.by – 5.yy : Nil-Amuderya bölgesi
- · MÖ 5 – MS 5.yy : Bereketli Hilal
- · MS 700 – 1200 : Darül İslam
Batı hegemonisi; hegemonisine Doğu’nun ortasını, Orta Doğu’yu esas almıştır.
Medeniyetimiz ise, dünyanın ortasını esas almıştır. Bu orta da, Akdeniz’dir.
Eski dünya’nın ortasıdır; Akdeniz, Mediterranea.
Medeniyetimiz, Eski Dünya’nın; Sarı Nehir – Orhon – Amuderya – Nil – Akdeniz bölgelerinde şekillenmiştir.
- · Doğu Asya (Karakurum, Karabalsagun, Orhun, Ötüken),
- · Orta Asya (Turfan, Kuça, Kaşgar)
- · Güney Asya ( Yeni Delhi, Pencap, Lahor, Agra),
- · Maveraünnehir (Semerkant, Buhara, Hive),
- · Horasan (Tus, Nişabur),
- · Nil (Kahire, İskenderiye) Ve
- · Akdeniz (Selanik, Cezayir) ;
İslam Medeniyetimiz, Akdeniz havzasında büyümüş, İspanya’dan Çin sınırlarını da aşarak genişlemiştir.
Maveraünnehir – Endülüs arasındaki bölgenin tam ortasında Nil nehri yeralmaktadır.
Maveraünnehir – Çin arasındaki mesafe de Mavera- Endülüs arasındaki mesafenin aynısıdır.
Gözüken odur ki; dört tarafı denizlerle çizgili egemenlik alanlarımızın sınırları Doğu’da Pasifik Okyanusu, Güneyde Hint Okyanusu; Kuzeyde Karadeniz Batı’da ise Akdeniz ile çevrilidir.
Oğuz Kağan’ın “daha çok denizler, daha çok ırmaklar” mirası gerçek olmuştur.
GİRİŞ
1- Tefekkür Medeniyetimizin Su Yolları, Yolları
YENİSEY-ORHUN-SARI NEHİR
2- YENİSEY Havzası
3- ORHUN ve SELENGA Havzası
4- SARI NEHİR HAVZASI: ORDOS DÜZLÜKLERİ
YERALTI NEHİRLERİ
5- TÜRKİSTAN; KARİZLER, YERALTI SU KANALLARI
MAVERAÜNNEHİR-HORASAN-HAZAR
6- MAVERAÜNNEHİR
7- BÜYÜK HORASAN
8- HAZAR Havzası ve İPEK YOLU
BEŞ DENİZ HAVZALARI
9- BEŞ DENİZ Havzası
10- MEZOPOTAMYA: DİCLE-FIRAT ARASI
11- RUMELİ’nin Su Yolları: SU’yun Öte Yakası
12- İDİL (VOLGA) BOYLARI ve DON Nehri
13- NİL Havzası
TİCARET YOLLARI:
- İpek Yolu
- Baharat Yolu
- Kürk Yolu
SONUÇ: TEFEKKÜRÜMÜZÜN ESERLERİ VE MERKEZLERİ
1: Tefekkür Medeniyetimizin Su Yolları, Yolları
STEP KUŞAĞI ve VERİMLİ HİLAL
Haritada, Beijing’in güneyinde sarı renkli bozkır kuşağının başlangıç noktasının, Sarı Nehirin dirsek yaptığı yerdeki kesişme noktasıdır ORDOS.
- Sarı Kuşak: Bozkır otoyolu.
- Kırmızı çerçeve: Uygur/Doğu Türkistan
- Yeşil Kuşak: Tarım Kuşağı/ Bereketli Hilal
Pekin’den Budapeşte’ye nasıl bir mobilite sağladığımız apaçık gözüküyor.
Sarı Nehir’deki Ordos düzlüklerinden Tuna düzlüklerine, atlarını step düzlüklerinde otlatarak dolaşan Türkler sarı kuşak boyunca, Uzak Asya’dan, Doğu Avrupa içlerine yol alırken, daha sonraları, Doğu Türkistan (Uygur) ve Maveraünnehir’de de yerleşik hayata geçmiş ve İran, Irak, Suriye üzerinden de Anadolu’ya ulaşmışlar.
1071 söyleminin gözardı ettiği bir gerçek ise sarı kuşaktan Doğu Avrupa ve Balkanlara ulaşan, yerleşen Türkleri yok sayarak sadece yine 1071’e refere ederek, Romen Diyojen ordusundaki Türkçe konuşan Bizans askerleri olarak anmasıdır.
Bulgarlar, Uzlar, Ogurlar, Avarlar, Kimmerler, Kumanlar, Doğu Avrupa ve Balkan coğrafyasındaki yirmiye yakın devletin insan malzemesinin asli unsurlarıdır.
Ana İstasyonlar:
- Uygur Türkistanı
- Maveraünnehir /Buhara, Semerkand/
- Horasan
- İran
- Anadolu
- Şam
- Bağdat
- Kahire
- Rumeli
Bavyera’daki Mavi Tuna boylarından, Mançurya mansabındaki Sarı Nehir düzlüklerine…
Tefekkür Medeniyetinin Havzaları; 18 Nehir, 5 Deniz
Nehirler
- Yenisey – Orhon – Selenga
- Sarı Nehir (Huang Ho) – Wei
- Türkistan Yeraltı Nehirleri – Vahalar
- Seyhun – Ceyhun (Maveraünnehir)
- Yamuna
- İdil (Volga) – Don – Dinyeper – Dinyester
- Fırat – Dicle (Mezopotamya)
- Nil
- Tuna
Nehirlerin Doğduğu Ülkeler ve Döküldüğü Denizler
Rusya
- Yenisey: Kuzey Buz Denizi
- Don: Karadeniz
- Volga: Hazar
- Dinyeper: Karadeniz
- Dinyester: Karadeniz
Moğolistan
- Orhon: Baykal Gölü
- Selenga: Baykal Gölü
Çin
- Sarı Nehir: Pasifik
- Wei: Pasifik
Türkiye
- Dicle: Hint Okyanusu
- Fırat: Hint Okyanusu
- Menderes: Akdeniz
- Kızılırmak: Karadeniz
Özbekistan
- Seyhun: Aral Gölü
- Ceyhun: Aral Gölü
Hindistan
- Yamuna: Hint Okyanusu
Mısır
- Nil: Akdeniz
Avrupa
- Tuna: Karadeniz
Nehirlerin döküldüğü denizler, sırasıyla;
- Karadeniz’e: 5 nehir dökülmektedir.
- Hint Okyanusu’na 3 nehir dökülmektedir.
- Pasifik’e 2 nehir dökülmektedir.
- Akdeniz’e 2 nehir dökülmektedir.
- Baykal Gölü’ne 2 nehir dökülmektedir.
- Aral Gölü’ne 2 nehir dökülmektedir.
- Hazar Gölü’ne 1 nehir dökülmektedir.
- Kuzey Buz Denizi’ne 1 nehir dökülmektedir.
Gözüken odur ki; dört tarafı denizlerle çizgili egemenlik alanlarımızın sınırları Doğu’da Pasifik Okyanusu, Güneyde Hint Okyanusu; Kuzeyde Karadeniz Batı’da ise Akdeniz ile çevrilidir.
Oğuz Kağan’ın “daha çok denizler, daha çok ırmaklar” mirası gerçek olmuştur.
Denizler
- Hazar
- Karadeniz
- Basra
- Akdeniz
- Kızıl Deniz
Şehirler – Nehirler;
- Pazırık: Yenisey
- Abakhan: Yenisey
- Ötüken, Ordu Balıg, Kara-Korum): Orhon – Selenga
- Ordos, Xian: Sarı Nehir (Huang Ho)
- Turfan, Kaşgar: Karizler (Yeraltı Nehirleri)
- Semerkant, Buhara: Seyhun – Ceyhun
- Agra: Yamuna
- Diyarbakır, Şam, Halep, Bağdat, Küfe: Dicle – Fırat
- Kahire, İskenderiye: Nil
- İstanbul, Edirne, Bursa, Konya: Türkiye
- Vidin, Rusçuk, Niş, Peç, Belgrad, Budapeşte: Tuna
- Kazan: İdil (Volga)
Türkistan’dan Göçler: Her Yöne…
TÜRKLERİN SU YOLLARI:
- MOĞOLİSTAN: Orhun ve Selenga (Ötügen, Ordu Balıg, Kara-Korum)
- ÇİN: Sarı Nehir- Huang Ho (Ordos, Xian)
- TÜRKİSTAN: Maveraünnehir; Seyhun ve Ceyhun, Karizler (yeraltı su kanalları)
- ANADOLU: Fırat ve Dicle
- RUMELİ: Tuna ve Vardar
- AFRASYA: Nil
- RUSYA, UKRAYNA: Yenisey, Don, İdil (Volga)
KRONOLOJİ
- MÖ 4500:YENİSEY. İlk Türk Kültür Grupları: Anau, Afanesyevo, Andronovo, Karasuk, Tagar, YENİSEY YAZITLARI
- Orhun ve Selenga (Ötügen, Ordu Balıg, Kara-Korum) ORHON YAZITLARI
- MÖ 1000: Ordos’a göçler: Sarı Nehir
- MS 700-1000: Maveraünnehir ( Türk Aklının altın çağı ) Maveraünnehir; Seyhun ve Ceyhun, Karizler, yeraltı su kanalları
- Don, İdil (Volga)
- MS 1000-1918: Mezopotamya ve Nil nehri
- MS 1365-1918: Tuna boyları
- MS 1700- 1918: Tuna’dan geri çekiliş
- MS 1918 – : Meriç – Aras parantezi
İran ve Avrupa arasına sıkışan makus talihimizin parantezlerini 21.yy’da aşarak; RUMELİ ovalarına, TUNABOYLARI’na; SARI NEHİR dirseğine ulaşacağız
DOĞU TÜRKİSTAN yanlış bir adlandırma; doğusunda da Çin Seddine kadar Türklük var.
2: YENİSEY Havzası
MÖ 4500’den itibaren İlk Türk Kültür Grupları:
- Anau, MÖ 4500- 1000 (Aşkabat, Türkmenistan)
- Afanesyevo, MÖ 3000 – 1700 (Altay ve Sayan Dağları’nın kuzeybatısındaki bozkırlar; Orta Asya medeniyetinin temelini oluşturmuştur)
- Andronovo, MÖ 1700 – 1200 (Altay Tanrı Dağlarıyla, Güney Sibirya ve Hazar Denizinin doğusuna kadar olan bölge; Afanesyevo kültürünün gelişmiş şekli)
- Karasuk, MÖ 1200 – 700 (Karasuk nehri, Demir işlemesi, yünlü dokuma, dört tekerlekli araba ve çadır yapımı, dericilik)
- Tagar, MÖ 700 -100 (Abakan bölgesi)
İlk Türk Yerleşme ve Kültürleri
Afanasyevo kültürü Orta Asya‘daki Tunç Çağı Türk kültür çevrelerinden biridir.
MÖ 3300 ile MÖ 1700 arasına tarihlenir. Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Avcılık, hayvancılık, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları kazılar sonucu ortaya çıkmış topluluktur.
Kurot ve Kuyum kurganlarından çıkan buluntular, bu kültür çevresinde yaşayan insanların at, sığır ve deveyi evcilleştirmiş oldukları, bakırcılığı bildikleri, avcı ve savaşçı bir topluluk oldukları anlaşılmaktadır.
Bilim insanları, Altay’larda gelişen bu kültürün Orhun nehirleri bölgesini de etkisi altına alarak Orta Asya medeniyetinin temelini oluşturduğu fikrini benimsemektedir.
Köklerde yeralan bir kültürü nasıl geliştirdiğimiz sorusunun cevabı herhalde At’ı kullanmakta mahir olmakla ilgili, At ile kıtalararası seyahat yapmışız. Bugünün uçağının eşdeğerine sahipmişiz o zamanlar.
İngiltere’nin de 1200’lerde tarımda devrim yapmasının altında atı tarımda kullanmak, öküz ve saban yerine at ile toprağı sürmek yatıyor.
Çin imparatorluğu parçalanmadı çünkü göçebe değil, yerleşik bir kültürdü ve halkın çoğu çiftçi idi. Pirinç üretiyordu. Türkler ise hayvan besleyen ve sürülerine ot bulmak için yarı göçer olan bir toplumdu. Kışın ovaya inerler, yazın yaylaya çıkarlardı. Fakat ticaret onların elindeydi ve at sayesinde uzak bölgelere gidip ticaret için ipek yolunu oluşturdular. At bu Asya halkının en önemli nakil aracı idi ve dünyaya bu sayede kolaylıkla yayıldılar.
Ne Ruslar (Pazırık Kurganı), ne Çinliler (Xian Kurganları), ne İranlılar (Horasan, Maveraünnehir), ne Hintliler (Kuşhan İmparatorluğu) uhdelerindeki sırları tabii ki açığa çıkarmayacaklardır.
Japonlar ise bu konuda ilerdeler, Türkoloji çalışmalarında ilerdeler. Doğuda bizimle işbirliği yapabilecek bir tek Japonlar var..
Pazırık Halısı, MÖ 300
Andronova Kültürü (MÖ 1700 -1200)
Altay – Tanrı Dağıdağları, Güney Sibirya ve Hazar‘ın kuzeydoğusuna kadar uzanan bölgede gelişen Türk kültür çevresi. MÖ 1700 ile MÖ 1200 arasına tarihlenir. Afanasyevo Kültürü‘ne benzeyen ve daha ileri bir seviyeye ulaşan kültürde bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu kültür atı evcilleştirmiştir.
Andronovo Kültürü’nün Ön-Türkler tarafından kurulduğuna dair bazı kanıtlar var. Tarihçiler, etnologlar, sanat ve kültür tarihçileri ile dil araştırmacılarının Türklerin anayurdu olarak kabul ettikleri Altay bölgesinde yapılan arkeolojik araştırmalar,
- Afanasyevo (M.Ö. 3300-1700) ve
- Andronovo (M.Ö. 1700-1200)
kültürlerinin bilhassa ikincisinin temsilcisi olan ırk brakisefal savaşçı Türk ırkının prototipi olduğunu göstermiştir.
Andronovalıların fiziki açıdan Avrupalı olduğu düşünülmekle birlikte, Başkurtlar,Kırgızlar, Tatarlar, Altaylılar, Karakalpaklar, Kazaklar, bazı Özbekler ve Tacikler onların özelliklerini taşımaktadır.
- binyıldaki Orta Asya kültürü, adını, Minusinsk bölgesinde bir merkez olan Andronovo’dan alır. Yayılma alanı Altay sınırlarından Urallar’a, Aral ve Baykal gölleri arasındaki bölgeye, güneyde Tien Şan’a (Tanrı Dağları), güneybatıda da Kazakistan ve Batı Sibirya’danDon Nehri’ne kadaruzanır. Bütün Tunç Çağı’nı kaplayan bu kültürde hayvancılık önemli bir yer tutar; bazı bilim adamlarına göre, göçebe savaşçıların kültürü de bu dönemde başlamıştır.Andronovo kültürü 1100 yıllarına doğru veya biraz daha geç tarihlerde yerini Karasuk kültürüne bırakarak sona ermiştir. (Bahaeddin Ögel)
3: ORHUN ve SELENGA Havzası
4-SARI NEHİR HAVZASI: ORDOS DÜZLÜKLERİ
Bizi Gobi bedevisi yapmışlar, sinsi akıllılar..
ORDOS’u yazacakları dört gözle bekliyorum. ORDOS’ta
atalarımız hala yaşıyorlar. ORDOS’un yanında HUANG HO da yazıyor: HUN..MÖ 1000 yılında Ordos’a geldik..
Yenisey nehri ve civarından neşet ettik, Sarı Nehirin dirsek yaptığı Ordos düzlüğünde 2000 yıl Çin ile savaştık, Garbın, Bible bellediği Sun Tzu’nun Savaş Sanatı “The Art of War” kitabındaki düşman benim (Hunlu Türk).
Çince; Garbın porselenden (China) kasıt Çin dediğinin, premixi (hayvan takvimi, sazı, sözü, şamanı) Türk’tür.
Sanmasınlar ki sadece Uygur’dayım; kanım, soyum, Çin’in kalpgahındadır.
Ordos’tan hazineler çıkacak; tarihimizin hazineleri…
Hep merak ederim, Sarı Nehir’in dirsek yaptığı Ordos Düzlüklerinde binlerce yıl Çinlilerle savaştık. Kayıtlar nerede?
Ünlü Fransız sinolog (Çin bilimcisi) Peyre Fitte’in tespiti;
“Türkler ve Çinliler aynı dev kıtanın iki ucunda taban tabana aykırı bir konum içindedirler. Yine de birbirlerini anlamaları için pek çok nedenleri vardır. Türkmen atlıları 20 yüzyıl boyunca Asya’yı dolaşmıştır. Aynı Orta ve Güney Asya steplerinden gelmişler, Anadolu yaylalarında olduğu gibi, Huang Ho vadilerinde de tarihe yön vermişlerdir. Bugün bile Çin’de, Çinli olmayanların yaşadığı en geniş ve en kalabalık bölgelerden biri Anadolu Türkleri’nin kan hısımlarının bölgesi Çin Türkistanı’dır.
Ama tarih, fetih ve ticaretin yarattığından daha yakın benzerlikler yaratmıştır. Örneğin kader benzerliği: Türkler ve Çinliler aynı zamanda, akbabaları çeken bir leş gibi batılı büyük devletleri üstlerine çeken siyasal dağılmayı yaşamışlardır. Her iki ulus da çağdaş bir serüvene, geçmişten bütün köklerini koparmadan da girilebileceğini bilirler.”
Huang Ho ırmağının ters U yaptığı doğal savunma hattı yetmemiş;ÇİN SEDDİ ile ancak durdurabilmişler HUN akınlarını.
Wei Nehri
İl ya da İllig Kağan, 621–630 yılları arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk Kağanlığı’ nın son hükümdarıdır.
Yıllarca süren savaşlarla Çin’ in kuzey ve orta kesimlerine kadar akınlar yapılarak bazı galibiyet ve mağlubiyetler alındı. 626 yılında Wei nehri kenarında İl Kağan ve Tang İmparatoru orduları karşı karşıya geldi ve Pien-ch’iao adlı köprüde iki hükümdar barış antlaşması yaptılar. Wei nehri kenarında yapılan bu antlaşma sonucunda Doğu Göktürk Kağanlığı’nın, Tang Hanedanı üzerindeki siyasi ve askeri üstünlüğü sona erdi. Bu antlaşmadan sonra Tang imparatorluğunun gücünü arttırması sonucunda daha önceden Göktürkler’ e sığınmış olan Çinli muhalif liderler teslim olmaya başlamıştır.
Wei vadisi, Çin Medeniyeti’nin en erken tarihli merkezidir. Çu, Çin, Han ve Tang hanedanlarına başkentlik etmiştir.
Wei boyunda sıralı başkent Xian’dan batıya Baoji, Tianshui şehirleri üzerinden Lanzhou, Dunhuang, ve Wushao Ling Dağlarına Takla Makan çölüne ve Kaşgar’a ulaşılmaktadır.
Batı Çu Hanedanı (Western Zhou Dynasty (1050–771 BC) döneminde nüfus yoğunluğu. Wei nehri vadisindeki yoğunluk dikkat çekici.
Wei, Çin’in en eski kültür merkezlerinden biri olup aynı adı taşıyan münbit bir ovadan geçer. Aynı zamanda kervan yolu, Wei nehri boyunca doğuya gider. Demek ki bu yüzden nehir, iktisadi ve siyasi bakımdan mühimdir. Bunun için Wei’yin aşağı kolu üzerinde, Orta Çağlarda müteaddit ve uzun zamanlar Çin’in başkenti olmuş olan Chang an (Xian) şehri bulunur; bu da Loyang gibi transit ticaretin başlıca merkezi idi.
Sorular:
- Türk Tarihi ile ilgili popüler ve siyasi referanslar neden Moğolistan’daki Orhun Yazıtları’ndan, Bilge Kağan’dan öncesine uzanmamaktadır?
- Bilge Kağan’dan 900-1000 yıl önce Kuzey Çin’de Hun Devletini kuran Oğuz Kağan referansı neden sadece Silahlı Kuvvetlerde mevcuttur?
- Çinlilerde MÖ 500 lerin bilgesi olan Konfüçyus Kurucu Bilge ise, neden Oğuz Kağan da Türklerin Kurucu Bilge’si olarak referans tespit edilmemektedir?
- CB forsundaki 16 Türk Devleti’nin başlangıç tarihi MÖ 220; tarihimiz 2235 yıllık değil mi?
- Tarihimizi neden MS 552 de Göktürkler ile başlatıyoruz?
- Bilge Kağan’dan öncesini neden esas almıyoruz?
- MS 552 ile MÖ 220 arasındaki Hun İmparatorluklarının 772 yılı neden dahil edilmiyor?
- Çin Seddi Hunlara karşı inşa edilmemişmiydi? Sun Tzu’nun Savaş Sanatı kitabı (MÖ 550) hep Hunlardan bahsetmiyor muydu?
- 28 Haziran 1963’te Türk Ordusu 600. kuruluş yıldönümünü kutladı. O tarihlerde, Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluşu Yeniçerilerin kuruluş tarihi olan 1363’e dayandırılıyordu. Aynı yıl, Turancılığı savunan Nihal Atsız, bunu eleştirerek Hiung-nu hükümdarı Mete’nin onluk sisteme dayalı bir ordu kurduğu düşünülen tarih olan MÖ 209’un Türk Ordusu’nun gerçek kuruluş tarihi olduğunu iddia etti. 1968’te Yılmaz Öztuna da Genelkurmay başkanı Cemal Tural’a bu öneriyi sundu. 1973’te ordunun kuruluşunun 610. yıldönümü kutlanırken Atsız yine bu iddiayı öne sürdü. 12 Eylül Darbesi’nden sonra bu iddia benimsendi, hâlen de MÖ 209 Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluş yılı olarak kullanılmaktadır. (Vikipedi)
- Mulan çizgi filmi: Çin halk destanlarında Göktürk’lere karşı yapılan savaşa katıldığı sanılan Hua Mulan adlı kadın karakterinden esinlenen Disney’in Mulan çizgi filminde Çin seddi’ni aşarak Han Hanedanı’na saldıran acımasız “Hun” reisi “Şan-Yu”‘nun motifi Mete’den alınmıştır.
Xian Kurganları
http://onturk.org/tag/xian/
Çin’de Türkler ve Müslümanlar: Shanxi, Shaanxi, Ningxia, İnner Mongolia, Gansu, Qinghai, Xinjiang
Çin’de Türkler: Uygur, Kazak, Kırgız, Salar, Özbek, Yugur, Tatar
Soru 1: Çincenin ‘Batıdan gelen’ anlamındaki ‘T’kue’ veya ‘Tu-ku’ sözlerinden türemiş ‘Türk’ kelimesi http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=268104 Bu bilgi doğru mudur? Soru 2: Göktürk İmparatorluğundan düşünce adamları, düşünürler miras kaldı mı bizlere? Soru 3: Köy sözcüğü nereden geliyor?
“Çince kyei veya kuei karakterinden geldiği sanılan kuy kelimesi Tuncer Baykara’ya göre köy kelimesinin ön şekli olmalıdır ve (Göktürk ve Uygur devrinde) savaşa giden Türk erkeklerinin kadınlarının korunduğu yer ile veya Türkler’le evlenen Çinli hanımların sürekli iskân edildikleri yerler ile ilgili olarak kullanılmış olmalıdır. Bu nedenle şehircilik tarihimizle ilgili olarak bu kavramın önemi vardır. Bu tip yerlerin Hun devrinde de görüldüğünü daha evvel belirtmiştik.” (Yaşar Çoruhlu, Çin Simgeleri Sözlüğü, s.376) Soru 4: Hayvanlı takvim Türk takvimi midir? Soru 5: Çin’de nerelerde asimile olduk? Sarı Nehirin dirsek yaptığı Ordos düzlüğü ve Hinterlandı’nda mı asimile olduk? http://en.wikipedia.org/wiki/File:Meseta_de_Loes.png http://en.wikipedia.org/wiki/Ordos_Loop
- Qinghai
- Ningxia
- Shanxi
- Shaanxi
- Henan
- Hebei
- Inner Mongolia
Soru 6: Mançurya’da da asimile olduk mu?
- Heilongjiang
Soru 7: Beka Sorunu: Çin İmparatorluğu hiç parçalanmadı, Osmanlı Avrupası’ndan elimizde sadece 3-5 şehir kaldı.. Çin’in çeperleri etnik Çinli de değil ve özerk bölge. Bizi tarihte bir tek Çinliler mi yendi?
Soru 8: Xionghu ile Tujue aynı mı? Çin’deki Türkler, sadece Batı Çin’de mi yaşamaktalar?
- Batı Çin
- Xinjiang
- Gansu
5- TÜRKİSTAN; KARİZLER, YERALTI SU KANALLARI
Urumçi Mumyaları
Türkistan Vahaları ve Karizler
Divanı Lügat it Türk Haritası; 1072
Ey Türk Evladı okuyabiliyor musun ecdadının yazdıklarını; bir sor bakalım kendine.. Yıl 1072, Kaşgarlı Mahmud’un dünya haritasını?
6- MAVERAÜNNEHİR Havzası
Baktria-Margiyana Arkeoloji Bölgesi; MÖ 2200–1700
Hindu-İran göçlerine eşlik eden arkeolojik kültürler (Hint-Avrupa Kültür Ansiklopedisi’nden). Andronovo, BMAC ve Yaz kültürleri her zaman Hindu-İran göçleri ile eşleştirilmiştir.GGC, H Höyüğü, Bakır İstifçiliği ve PGW kültürleri Hindu-İran göçleri ile eşleştirilmeye aday kültürlerdir.
BMAC (Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesi)’nın kapsadığı alan (Hint-Avrupa Kültür Ansiklopedisi’nden).
Baktria- Margiyana Arkeoloji Bölgesi (veya BMAB, aynı zamanda Oxus uygarlığı olarak da bilinmektedir) günümüzde Türkmenistan, kuzey Afganistan, güney Özbekistan ve batı Tacikistan’da ve Seyhun (Oxus) ırmağının üst kısımlarını kapsayan, MÖ 2200–1700 tarihleri arasında varolan, Orta Asya’nın Tunç Çağı kültürü için yapılan modern bir arkeolojik tanımlamadır.
Yerleşim yerlerinin keşfi ve isimlendirmeleri Sovyet arkeolog Viktor Sarianidi tarafından (1976) yapıldı. Baktria bugün Afganistan’da bulunan Baktra denilen bölgenin Yunanca adıydı ve Margiyana bugün Türkmenistan’daki Merv şehrinin başkenti olduğu Pers satraplığı Margu’nun Yunanca adıydı.
Türklerin ilk yerleşimleri çok geniş bir alanda bulunur. Bu alana BMAC adı verilmiştir ve Bactria Margiana Archeology Complex sözlerinin baş harfleridir. Bu alan Belh ve Merv şehirlerinden Pamir yaylasına ve Uygur bölgesi olan doğu Türkistan’a kadar uzanır ve orada yerleşim bölgeleri kazılmıştır. http://www.halukberkmen.net/pdf/169.pdf
Türkler zaten karma bir toplumdu ve içinde Tur’lar Ok’lar, Moğol’lar, Macar’lar ve Alman halkları da vardı. Alman sözü Alle-Man “tüm insanlar” demektir ve karmaşık birçok grubu içerir. Goth’lar ve Fransa’daki Gaul’lar da Asya kökenli batıya uzanmış “KOL”lardır. Bakınız: http://www.halukberkmen.net/pdf/36.pdf
Aral gölünün güneyinden başlayan ve Pamir yaylasına, hatta batı Çin bölgesine kadar uzanan bu geniş alana batılı kazıbilimciler BMAC adını vermişlerdir.
Bactria adı BELH şehrinden gelir. Sogdia ise bölgenin adı. Orası aslında KUŞHAN ülkesi. BMAC bölgesi ilk Hint-Avrupa dillerinin kaynaklandığı bölge ve hem Farsça hem de kadim Hint dilleri Ön-Türkçe kökenlidir ama bu konuda araştırma yapan yoktur. Batılı dilciler bu konuya pek değinmezler zira işlerine gelmez. Onlar enayi değil, dillerinin kökeni Türkçe çıkarsa pek üzülürler. Ama bu konuda kitap yazan bir Amerikalı var. Kitabın adı: “Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz”, yazarın adı Gene Matlock. http://www.halukberkmen.net/pdf/104.pdf
MAVERAÜNNEHİR, SEYHUN NEHRİ
MAVERAÜNNEHİR, HORASAN
MAVERAÜNNEHİR, HORASAN VE HAREZM
(A) Horasan,
(B) Maveraünnehir ve
(C) Harezm
Kadim Şehirler: Horasan, Maveraünnehir, Harezm, Türkistan
7- BÜYÜK HORASAN
YAMUNA NEHRİ, HİNDİSTAN
Deltasında Taç Mahal’ı ve Delhi Sultanlıklarını barındıran Agra ve Yeni Delhi şehirleri var.
Kuşhanlar, Akhunlar, Gazneliler, Babür İmparatorluğu.
8-HAZAR Havzası ve İPEK YOLU
İlk Türk Köyü; MÖ 4500, ANAU, Türkmenistan; Türkistan
Türkiye’de ilk Köy: Çatalhöyük, MÖ 7500
İpek Yolu: Hazar denizinden Pasifik okyanusuna uzanan bu hat; Asya pazarının belkemiğidir.
Bu hat üzerinde özellikle YHT hatlarının ve 3. İstanbul havalimanının tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye bu pazarlarla daha da yakınlaşacaktır.
İpek Yolu; İstanbul-Aşkabat-Astana-Pekin-Şangay şehirlerini birbirine bağlayacaktır. Önümüzdeki on yıllık sürecin sonunda Asya’nın GSMH büyüklüğü, Batı’nın önüne geçecektir.
Pazarlarımız; Doğudadır artık.
Hazar, Çin’in de kızılelmasıdır taa Tang hanedanından bu yana. Beyazlar Amerika kıtasında uzakbatıya ulaşmışlar Pasifik kıyılarına inmişler kıtayı bütünlemişler. Çinliler ise Urumçi’den öteye geçememişler, Kırgızistan’daki Talas Savaşını kaybedince deniz kıyısına Hazar’a inememişler. karada kilitlenip kalmışlardır.
Hazar kıyısı ülke/bölgeleri:
- Dağıstan
- Kalkumya (budist, moğol kökenli)
- Azerbaycan
- Rusya
- Astrakhan Oblast
- Gürcistan
- Ermenistan
- Türkiye
- Kazakistan
- Türkmenistan
- İran Azerbaycanı
Avrasya halklarının tipik bir sentezi. Adriyatik-Karadeniz-Hazar çizgisi. Balkanlar-Anadolu-Kafkasya-Önasya hattı…
9- BEŞ DENİZ Havzası
Tüm pazarlar 5 saatlik uçuş mesafesinde.
Balkanpazar ve Hazarpazar dediğimizde her ikisi de tüm ortak ülkelerin anladığı türkçe kelimelerdir.
Rumeli açılımında olduğu gibi “Hazar Pazar” da çoğulcudur; o manada Ermenistan, Kazakistan ve Özbekistan da yapıya eklenebilir. Böylece medeniyet vahası Maveraünnehir de kavranmış olur.
Sınırımızı güneyde Misakı Milli’ye ötelediğimizde Mezopotamya Medeniyeti de aynı etkileşim içine girecektir.
Rumeli ve Hazar açılımları neticesinde tüm kadim doğu dinleri müslümanlık, ortodoksluk, musevilik budistlik (kalmuklar); İstanbul’da, dünyanın merkezinde anlamlarını bulacak..
Linkteki haber de bu konularla direkt ilintili.
http://www.sabah.com.tr/dunya/2015/02/28/ab-cokecek-turkiye-yukselecek-1425084051
KESİŞME NOKTALARI:
AVRASYA:
- Rumeli/Balkanlar
- Küçükasya,
- Kafkasya,
- Türkistan.
AFRASYA:
- Mağrip (Kuzey Afrika)
- Maşrık
- Hicaz/Körfez
Türk Hanedanlar:
Osmanlı, Safevi, Babür: Türkiye, İran, Hindistan
Anadolu, Rumeli, Mezopotamya, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya yüzyıllar boyunca tek bir devlet ile temsil edilmişti.
Estonya – Bosna Çizgisi
KEİB Karadeniz Ekonomik İşbirliği projesi, Turgut Özal tarafından geliştirilmişti, Demirel bu projeyi kadük etti. Adı var kendi yok.
AB yokolup gideceğinden Rumeli açılımı elzem hale gelecek. Roma yolu önümüze açılacak. Rumeli’den kasıt Doğu Avrupa ve Balkanlar, Estonya-Bosna (EE – BA) dikeyinin doğusunda kalan ülkeler. Bu dikeyin her iki ucunda da Türklük var..Hem Estonya’da var hem de Bosna da var.
10- MEZOPOTAMYA: DİCLE-FIRAT ARASI
Sümerler, Selçuklular, Beylikler, Osmanlılar
Anadolu’da İlk Yerleşimler
İlk yerleşimlerin yarısı Dicle-Fırat arası Mezopotamya topraklarında..
11 – RUMELİ’nin Su Yolları: SU’yun Öte Yakası
RUMELİ : VARDAR NEHRİ
RUMELİ : ARDA-MERİÇ-TUNCA NEHİRLERİ
KARADENİZ
BALKAN ROTASI
BALKANLARDA PAZAR YER ADLARI
Türkçe, Balkan ülkelerinin ortak dilidir. BALKAN kelimesi Türkçe kökenli olduğu gibi, PAZAR kelimesi de Arnavutça, Bulgarca, Sırpça, Macarca, Romence, Rumca gibi tüm Balkan dillerinde ortak olarak kullanılan Türkçe kökenli bir kelimedir. Ayrıca pazar kelimesi Balkanlar’daki yer adlarına da yansımıştır.
Arnavutluk’da Ndrouqi Pazari, Bosna-Hersek’de Pazaric, Bulgaristan’da Pazarcık, Tatarpazarcık, Novi Pazar, Osman Pazarı; Makedonya’da Skopski Pazar, Romanya’da Pazarlia, Yugoslavya’da Novi Pazar, Virpazar, Hırvatistan’da Pazariste ve Yunanistan’da Megalo Pazaraki bu yer adlarından bazılarıdır.
Bu ülkelerde, içinde pazar kelimesinin geçtiği 40’dan fazla yeradı, bölgede pazar olgusunun ne denli yaşamsal olduğunu ve Türklerin yönetiminde Balkanlar’da bütüncül bir pazarın yaratıldığını göstermektedir. www.balkanpazar.org
RUMELİ KÖPRÜLERİ
http://balkanpazar.org/kopruler.asp
RUMELİ – TUNA
Türklerin tarihinde ve hafızasında Tuna Nehri çok canlı ve günceldir. Bunun en belirgin göstergesi Tuna isminin yaygınlığıdır. Tuna ismi sadece gemi, otel, lokanta, cadde ve sokaklara değil; Türk halkının kız ve erkek çocuklarına dahi koyduğu bir isimdir. Ve herhangi bir Türk şehrinin telefon rehberine baktığınızda Tuna, Tunalı, Tunaboylu, Tunasoylu gibi sayısız soyadıyla karşılaşırsınız. (İlber Ortaylı)
Osmanlı İmparatorluğunun Rumeli denen Avrupa kısımları 70 sene öncesine kadar Türklerle meskundu ve 1950 ve 1960lardaki toplu göçlere rağmen, halen özellikle Bulgaristan, Makedonya ve Batı Trakyada kalabalık Türk azınlık grupları yaşıyor. (İlber Ortaylı)
Osmanlı Türk İmparatorluğu bölgede teşkilatlanmış ve beş yüz yıl kadar kalmıştır. Osmanlı siyasi iktisadi birliği, çeşitli din ve dilden milletlerin renkli bir Balkan yaratmasını sağlamıştır.
Bölgede Voskopoj, Köstence (Konstanza), Kalas (Galati), İsmail (İzmayil), Niş ve tabii ki Belgrad önemli ve renkli kültürü olan merkezlerdir.
Rusçuk (Ruse) ve Vidin, Osmanlı tarihinde bilhassa 17.y.y. daki ilginç siyasi ve sosyal yapılanmalarıyla tanınan Tuna boyundaki liman şehirleridir. Vidinli Pazvantoğlu Osman, bölgede tarih boyunca pek çok örneği görülen diktatör yerel lordlardandır. İstanbul’ a bile kafa tutmuş ve 18.y.y’da bu bölgenin kalkınmasında önemli payı olmuştur.
Bölgede Voskopoj, Köstence, Kalas, İsmail, Niş ve Belgrad önemli merkezlerdir.
Camiler ve türbeler Tuna boylarında en kolay fark edilen Osmanlı izleri.
1853-54’teki savunmayla tarihe geçen ve Namık Kemal’e esin kaynağı olan Silistre’nin ana caddelerinden birindeki Kurşunlu Cami gibi bazıları onarıma muhtaç. Ama Delta’nın güneyindeki en büyük kent olan Köstence’deki Hünkar Camisi hem bakımlı, hem de kalabalık bir cemaati var. Silistre’de hala kullanılan Mescid’in müezzini ezanı minarede değil mescidin girişinde okuyor. Tuna’nın güneyinde kalan İsperih yakınlarındaki 16.yy dan kalma Demir Baba Türbesi, yörede yaygın olan Babai inancının anıtlarından. 1970’lere kadar, Hristiyanların ziyaret ettiği türbenin Bulgar Hanlığı’nın kurucularından Omurtag Han’a ait olduğu inanılırdı. Yapılan incelemeler bu inancı boşa çıkarttı.
Tuna Boylarındaki Küçük Türkiye: Delta’nın güneyindeki Babadağ’da, Berber Hüseyin Hasan’ın dükkanında, duvarlardaki gazeteler ve İstanbul’dan gelme berber malzemeleri yüzünden nerede olduğunuzu şaşırabilirsiniz. Delta’nın büyük kentlerinden Tulça’daki Aziziye Camisi’nin cemaati sadece Cuma ya da bayram namazlarına gelse de caminin bekçisi Mahmudi Cevcet ya da Cevcet Akay hep orada.
Tuna hakkında geniş bilgi: http://balkanpazar.org/kavramlar_Tuna.htm
12- İDİL (VOLGA) BOYLARI ve DON Nehri
Attila (M.S. 400 – 454) isminin kökeninin İdil (Volga) nehrinin adıyla ilişkili olduğu şüphesizdir. Eski Türkçenin başlangıçlarından biri sayılan Hun Türkçesinde İdil nehri her dönemde Atel, İtil veya Edil gibi farklı adlandırıldığı bilinmektedir.
Şehirler: Nizihny Novgorod, Samarra, Kazan, Samara, Ufa, Astrakhan
İmparatorluk: Altın Orda
Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan
Don Nehri
13- NİL Havzası
Memluklar, Osmanlı İmparatorluğu
Nil Nehri Havzası
SONUÇ: TEFEKKÜRÜMÜZÜN ESERLERİ VE MERKEZLERİ
Macaristan, Hungarya olarak da anılıyor, Bulgaristan da Bulgarya; her iki toplumun da isimlerinden Türklük ile bağlantıları belirgin.
AB de aslında Viyana’ya kadar sarkan, Roma’yı da sarsan Türklüğün sindirilmesi ile ilgili bir projedir. Tüm Balkanları kendilerine pazar ettiler.
Rahmetli Ecevit iyi ki bizi dışta bırakmış. Doğu Roma, Balkanlardaki Türkleri Kuman, Peçenek, Bulgarları, Avarları hristiyanlaştırarak asimile etmişti zaten.
Paris’in, Londra’nın, Barselona’nın kafelerinden bahseden Ecnebi Türkler’in muhayyile ve muhakemelerinde İsfahan’ın, Lahor’un, Karaçi’nin, Şam’ın, Kaşgar’ın, Xian’ın, Kazan’ın, Üsküp’ün, Adis Ababa’nın, Sevilla’nın, Endülüs’ün kahvehane, kıraathane ve çayhanelerinin ne kendileri ne de mütefekkirlerinin kırıntısı bile mevcut değildir.
Hep birlikte Doğu’nun referanslarını da hızla gündemimize alalım; Oğuz Kağan’dan başlayarak Harezmi, Konevi, İbnül Arabi, Hamidullah, Fazlurrahman, Mohammed İkbal’leri, Kaşgarlı Mahmud, Ferdovsi, Gaspıralı’ları, Niyazi-i Mısri’leri ve düşüncelerini dile getirelim.
Hong Kong metrosunun logosu, çin alfabesinin binlerce yıl önceki karakterlerinden esinlenilerek geliştirilmiştir.
http://goodlogo.com/download/mtr_hong_kong_logo_vector_3620
İstanbul metrosunun logosu için aynı düşünceyi neden taşıyamıyoruz, çünkü o logoda ecdad yadigarı ne hat sanatının ne de ebru sanatının esintileri var ki, ikisinin kökleri de Asya’nın derinliklerine kadar uzar.
Entelektüel yapıdaki gayretsizlik ve kültürel sığlık, bizleri süregen bir kuraklığa mahkum etmiş durumda, bundan çıkış yolları da herhalde gepegeniş bir coğrafyaya serpilmiş, geçmişimizdeki kültürel merkezler ve bu merkezlerin ürettiği kültürel kaynaklardan nasıl besleneceğimiz konusu ile alakalı gözüküyor.
İlk olarak yurtdışı iş seyahatimi 1987 yılında Suriye’ye yaptığımda şaşırmıştım, Şamlılar bize çok benziyorlardı, Abdülhamit’i ise rahmetle anıyorlardı. Hem Suriye hem de Abdülhamit bizlere yabancılaştırılmıştı.
Entellektüel sığlık aslında derin bir kültürel derinliği de gizlemekte idi.
Tefekkür Merkezleri
Rumeli
- İstanbul
- Üsküp
- Saraybosna
- Prizren
- Filibe
- Şumnu
- Budapeşte
- Belgrad
Anadolu
- Bursa
- Konya
- Amasya
- Sivas
- Kayseri
- Erzurum
Kafkasya (Hazar)
- Tebriz
- Bakü
Türkistan
- Maveraünnehir
- Semerkant
- Buhara
- Kaşgar
Bu sığlık yavaş yavaş aşılmaya başlanacak ve derinlere doğru inerek Türkistan’daki kök kültürümüzü yaşatmaya başlayacağız.
GDO lu Türkler, evet, kültürümüzü de sığlaştırdılar, derinler ile hiç ilgileri ve kaygıları yok. Fakat, bu GDO lu dönem de elbet aşılarak, kök kültürümüze ulaşacağız.
Son yıllarda Osmanlı’ya ve tarihe olan ilgi giderek çoğalmaya başladı. Bu ilginin Anadolu ve Balkanlar’dan Asya’nın derinliklerine uzanacağı zaman da çok fazla değil.
Tefekkür Coğrafyalarımızdaki Mütefekkirlerimizin Eserleri
- Gazi Zahireddin Babur Şah Baburname (Ciltli)
- Dede Korkut/ Orhan Şaik Gökyay Dede Korkut Hikayeleri
- Dede Korkut/ Orhan Şaik Gökyay Dedem Korkudun Kitabı (Ciltli)
- KATİP ÇELEBİ Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan Tuhfetü’l-Kibar Fi Esfari’l-Bihar
- YUNUS EMRE Divan Risaletü’n – Nushiyye
- Mahmud El-Kaşgari Divanü Lugati’t Türk (Ciltli)
- Evliya Çelebi Evliya Çelebi Seyahatnamesi Beşinci ve Altıncı Cild
- Evliya Çelebi Evliya Çelebi Seyahatnamesi Cild I-II
- Evliya Çelebi Evliya Çelebi Seyahatnamesi Cild III-IV
- Evliya Çelebi Evliya Çelebi Seyahatnamesi Sekizinci Cild
- Evliya Çelebi Evliya Çelebi Seyahatnamesi Yedinci Cild
- KOÇİ BEY Koçi Bey Risaleleri (Ciltli)
- Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig (Ciltli)
- KATİP ÇELEBİ Mizanü’l – Hakk Fi İhtiyari’l-Ehakk (Ciltli)
- Orhon Yazıtları/Prof Dr Talat Tekin Orhon Yazıtları
- Nizamül Mülk Siyasetname
- Mehmet Akif Ersoy; Safahat
Ek Kaynaklar:
http://depts.washington.edu/silkroad/texts/
http://depts.washington.edu/silkroad/texts/babur/
http://tr.sputniknews.com/turkish.ruvr.ru/2014_05_27/Turk-mitolojisinde-kutsal-nehirler/
By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Eylül 04, 2015