- Kadim Kavramlar
- Bilge
- Ülkeler ve Halklar
- Yiyecek, Giyecek ve Nesneler
- Dil
- Yönetim
- Doğa ve Din
- Savaş ve Olaylar
- Sanat
1. KADİM KAVRAMLAR
- Bey
- Bilge
- Boy
- Budun
- Gönül
- Hakan
- Kağan
- Tanrı
- Töre
- Tuğ (Bayrak)
- Uluğ
2. BİLGE
- ak saçlı, ak sakallı bir bilge
- ömrün hoş olsun sevgili kağanım, yaşamın hoş olsun.
- düşümde gösterdiğini Gök Tanrı gerçeğe dönüştürsün, bütün dünyayı sana bağışlasın. Dünyaya hükümdar olasın.
- çok beğendi bu sözleri oğuz kağan sözünü dinledi ve öğütlerine uydu bu bilge kişinin.
3. ÜLKELER VE HALKLAR
3.1 Ülkeler
- Barkan
- Çürçet
- Hint
- Suriye
- Targut
- Türk Yurdu
3.2 Halklar
- Boylar
- Gelenek
- Türk Boyları
- Türkler
- Uygurlar
3.3 İnsanlar
- akıllı
- avcılar
- baba
- bilge
- bilge kişi
- canlılar
- çapulcular
- çobanlar
- çocuklar
- deli
- dost olanlar
- dostlar
- düşman olanlar
- düşmanlar
- elçiler
- esmerdi teni halkının
- gençler
- haberciler
- ikinci eşi
- kardeş
- kız
- oğullar
- onlar
- üç oğul
- yaşlılar
- yeni doğmuş çocuklar
3.4 Kişiler
- altın kağan
- ay
- barmaklığ çosun billiğ
- çürçet kağan
- dağ
- deniz
- gök
- gün
- kalaç
- kangaluğ
- karluk
- kıpçak bey
- masar
- oğuz
- oğuz kağan
- saklap
- temürdü kağul
- uluğ ordu bey
- uluğ türük
- urum kağan
- uruz bey
- yıldız
4. Yiyecek, Giyecek ve Nesneler
4.1 Yiyecek
- anasütü
- acı kımız
- aş
- çiğ et
- et
- kımız
- şarap
- tatlı süt
4.2 Giysi
- altın kuşak
4.3 Eşyalar
- altın
- anahtar
- cansızlar
- çadır bayrak
- çatı
- değerli taşlar
- demir
- duvarlar
- gümüş
- kanga
- kapı
- masa
- mücevherler
- pencere
- saray
- sıra
5. DİL
5.1 Renk
- ak
- alaca
- bembeyaz
- boz
- ela
- esmer
- gök
- göklerden daha mavi
- gökrenkli
- kara
- kırmızı
- kızıl
- mavi
- yemyeşil
5.2 Sayı
- altı
- birer
- dört
- ikinci
- ilk
- kırk
- sayısız
- son
- üç
- üçüncü
5.3 Zaman
ansızın
- artık
- ben yaşadıkça
- binlerce yıl boyunca
- bir gün
- bundan böyle
- çoğaldıkça
- dokuz gün
- dokuzuncu gün sonunda
- geceler
- gün ışımadan
- günler
- günlerden bir gün
- günü geldiğinde
- günümüze kadar
- kırk gün kırk gece
- kırk gün sonra
- o günden sonra
- sabah
- sabah olunca
- sonra
- sonunda
- sürdükçe zaman
- tam geçerken
- tan
- tan ağarırken
- uzun yaşamımda
- uzun süren
5.4 Ölçü
bir uçtan öte uca
bir kez daha
bol
- büyük
- çok
- derin
- dört bir yana
- kırk kulaç boyunda
- koskoca
- küçük
- öyle çok
- pek büyük
- pek çok
5.5 İsim
- düzen
- mutluluk
- öğüt
- simge
- suç
- uğur
5.6 Sıfat
- ak saçlı
- ak sakallı
- akıllı
- becerikli bir yiğit
- becerikli usta
- birbirinden değerli armağanlar
- bütün beyler
- büyük bir saray
- çetin yolculuk
- çok gururlu
- çok zengin
- dalgalı saçlar
- değerli armağanlar
- deli yiğit
- erdemli
- eşsiz güzel
- görkemli bir toy
- görmüş geçirmiş bir kahraman
- güçlü
- güçlü bir at
- güçlü hayvan
- güçlü komutan
- güçlü yiğit
- güneş kadar parlak
- güzel
- güzel at
- güzel gelecek
- güzel kız
- güzeller güzeli
- ışıl ışıl
- inanılmaz güzellikteki
- inci gibi dişler
- kardan bir örtüye sarınmış gibi
- kolayca
- korku
- korkusuz
- parlak
- pek becerikli
- sıcak
- tepeleme yüküyle birlikte
- verimsiz
- yiğit
- yiğit adam
- yiğit bey
- yiğitler yiğidi
- yüce kağan
5.7 Fiil
- acıkmak
- acımadan bastırıp yok etmek
- aç bu sarayı
- adaletle yönetmek
- adı ad olmak
- adı kalmak
- adını koymak
- adınız bozoklar olsun
- adınız üçoklar olsun
- ağacın gölgesine uzanmak
- ağaçlardan köprü yapmak
- ağaçları bağlayıp yatırmak
- ağlamak
- aklı başından gitmek
- alıp götürmek
- alnında beni olmak
- altına bağladı
- aman dileyene kılıç çekmemek
- araba yaptı
- arabaya yüklemek
- araştırmak
- ardına bile bakmamak
- armağanlarını kabul etmek
- askerinin önünde yürümek
- askerinle sefere çıkmak
- astırmak
- ata binmek
- atın dizginlerini uzatmak
- atına binmek
- atlarının nal sesleriyle sarsılmak
- av avlamak
- ava gitmek ister
- ava gitmeyi sevmek
- avını vurmak
- az geldi
- bağırıyorlardı
- barış yapmak
- baş sunmak
- bedeni buzla karla kaplı olmak
- bey olmak
- bildirgelerini buyruklarını elçileriyle yollamak
- birlik olmak
- bol bol avlanıp
- böyle dedi ve gitti
- buldular yolda
- burada kal
- buyruklar yazmak
- buyruklarıma uymak
- buyruklarına uymayanı düşman saymak
- buyurmak
- Cesaret edemem
- cömert davranmak
- çadırını kurdurdu
- çadırını kurmak
- çadırını toplatmak
- çağırtmak
- çekip götürdü
- çevresinde toplanmak
- çevresine bakmak
- çıkıp gitmek
- çıktı ortaya
- çok sevinmek
- çok sevmek
- çok şaştı bunu görünce
- çok yaşlanmıştı
- dağları tepeleri aşmak
- daha güçlü kılmak
- davul dövdürüp kopuz çaldırmak
- diklenmek
- dinlenmek
- direnmek
- doğurmak
- donatmak
- dost olmak
- dostça, kardeşçe yaşamak
- dostluğunu esirgememek
- dönüp gelmek
- dönüşmek
- durdu
- durmak
- düş gördü
- düşünmek
- düzeni yeniden kurmak
- eğlendirmek
- elçileri kovmak
- elçileriyle haber salmak
- en önde olmak
- en önde yürümek
- en önden gitmek
- engeli aşmak
- gazaba gelip üstüne asker yollamak
- gazaba gelmek
- geçit vermek
- gelin
- gençler arasında yarışla düzenlemek
- getirip babalarına armağan ettiler
- gökyüzünü tepesine indirmek
- gönülden vurulmak
- gördü onları ve güldü
- görünce aklı gitmek
- gözleri ışık saçmak
- gözleri kamaşmak
- gücü ve zenginliğiyle böbürlenmek
- gücüne cesaretine güvenmek
- güç vermek
- güçlenmek
- güçlü olmak
- güçsüzü güçlüye ezdirmemek
- gülmek
- günler boyunca durmamak
- günlerce eğlenmek
- günlerce sürmek
- güvenle ilerlemek
- güzellikte yarışamamak
- haber yollamak
- haberi almak
- hakanlık sunmak (tanrılar)
- halkını, askerini, beylerini götürmek
- halkıyla birlikte bütün ülkesini almak
- huzuruna gelmek
- ışığın içinde oturmak
- içinde sevda ateşi alevlenmek
- içirmek
- ilerlemek
- ilerlemesini sürdürmek
- ilerlerken karşılaşmak
- iyi bilirdi
- kaçmak
- kağan bilmek
- kağan olmak
- kapıyı açmak
- kardeş saymak
- “kardeşim” diyerek yüceltmek
- karların arasında dolaşmak
- karşı gelmek
- kendine eş yapmak, evlenmek
- kendini korumak
- kendini sessizce derin bir uykunun sıcacık kollarına salmak
- kenti yönetmek
- kılavuz olmak
- kılavuzluk etmek
- kimsenin hakkını kimseye yedirmemek
- korumak
- koruyup kollamak
- koştu önüne arabanın
- koşturup durmak uçanın kaçanın ardından
- koşup varmak
- köprünün üstünden yürüyüp geçmek
- kuş hızıyla dört biryana dağılmak
- kuş vurmak
- kutlamak
- kuzeye doğru gidiyordu gümüş oklar
- masaları donatmak
- mızrağı kaldırmak
- mola vermek
- mutluluk sunmak
- nice ocaklar söndü
- nişan olmak
- nişan olsun bize buyan (başarı)
- oğlunu yollamak
- oğullarına verdi
- ok buldular yolda
- ok gibi olun
- oklarınızı göğe kadar fırlatın
- onayını almak(halkın ve beylerin)
- ordusunun gücüne çok güvenmek
- ordusuyla yürümek
- orduya yetiş
- orduyu ırmaktan geçirmek
- ormandan ağaç kesmek
- ormandan içeri yürümek
- öğütlerine uydu
- ölümüne susamak
- ömrün hoş olsun sevgili kağanım, yaşamın hoş olsun
- önünde eğilip kağana bağlanmak
- önünde yürümek
- pek sevinmek
- pınardan su içmek
- pişirmek
- savaş bitince dönüp gelmek
- saygı ve sevgi dilekleriyle birlikte armağan yolladı
- saygıyla anılmak
- sevdasından “ölüyorum!” diye bağırmak
- sevdiğini alıp götürmek
- sevilmek
- sevine durmak
- sevinmek
- sözünü dinletmek
- sözünü tutmak
- suları güçlü akmak
- susamak
- suyu geçmek
- şenliğe çağırmak
- şeytandan korkmak
- tanrılara teşekkür etmek
- tanrılardan korkmak
- toplamak
- toy düğün kurdurmak
- toy düzenlemek
- ulaşmak
- unutulmak
- unutulmamak
- uyanıp uykusundan gördüğü düşü anlattı
- uzanmıştı bu altın yay
- ülkesini daha güçlü kılmak
- ülkesini zapt etmek
- üstüne koydu
- üstüne yürümek
- üzülmek
- üzüntüsü çok büyük olmak
- vergi ödemek
- yalnızca halkının ülkesinin iyiliğini istemek
- yardım dileyenden yardım esirgememek
- yaşlandım
- yay gibi olun
- yedirmek
- yelesini kabartmak
- yerine getirdi
- yerinmek
- yitirmek
- yiyip içtiler eğlenip sevindiler
- yol göstermek
- yolda kaçıp kaybolmak
- yollamak
- yoluna çıkmak
- yorulmak
- yönetmek
- yükleyip götürmek
- yüreği yanmak
- yüreğine sevda ateşi düşmek
- yürütürken bunlar arabalarını
6. YÖNETİM
- alıp kattı bu ülkeleri de kendi yurduna
- barışı sağladı bütün ülkesinde
- baş
- batıya gidin
- bey
- beylere baş olasın
- beylerin onayı
- bildirge
- bir direk diktirdi sağ yanına
- birlikten güç doğar
- boyluk verdi
- budun
- buyruk
- buyur kağanım
- bütün halkını bu ülkelerin kendine bağladı
- büyük bir kurultay toplandı
- büyük çadırlar kuruldu
- çok mızrak ve ok attım
- çok vuruşmalara katıldım
- çok yer dolaştım atımın üstünde
- çok yollar aştım
- danıştı onlara
- dirlik
- doğruluktan şaşmayın
- doğuya gidin
- dostları sevindi, düğün bayram etti.
- dostlarımı güldürdüm
- düşmanları pek yerindi; bütün bu olan bitene
- düşmanlarımı ağlattım
- düzen
- geride bıraktı bütün halkını
- görüşlerini sordu
- hakan
- hakanlık
- haklıya hakkını verecek, halkı gözetecek
- halk
- halkın onayı
- halkını kendi halkı yaptı
- hazine bağışladı
- hüküm sürerdi
- kaçıp gitti yurdundan
- kağan
- kağan olmak
- komutan
- komutanlarını ve halkını çağırdı
- kurallar koydu yüzyıllar boyu değişmeyecek iyi bir düzen kurdu
- kurultay
- kurultay topladı
- mutluluk
- oba
- onay
- öğütleri
- sağ yanına oturttu
- sol yanına oturttu
- son sözü
- sözleri o günden beri unutulmadı
- töre
- töreyi uygulayacak beyler bıraktı aldığı ülkElerin yönetimine
- türk yurdu
- uluslar
- ülkesine bıraktı burayı da
- ülkesini birleştirmek
- ülkesini paylaştırdı oğulları arasında
- yeryüzünün dört köşesinin tek hakanı
- yola koyulup yurduna evine döndü yine.
- yurt
- zamanın başladığı zamandan günümüze ulaşan ünü
7. DOĞA VE DİN
7.1 Mitoloji
- ay tanrıçası ay kağan
- Ay Tanrıçası Ay Kağan, hamile kaldı, Kanatlı Tanrı Kayra’dan.
- belli ki, gök tanr’nın yolladığı, yeni bir armağan, bir kılavuzdu, gök renkli kurt. Gök tanrı kadar yer tantı da cömert davranmıştı Oğuz Kağan’a.
- düşümde gösterdiğini gök tanrı gerçeğe dönüştürsün, bütün dünyayı sana bağışlasın, dünyaya hükümdar olasın
- gök tanrı (yukarıda)
- gülse Gök Tanrı gülüyor, ağlasa Gök Tanrı ağlıyor sanılırdı onunla birlikte. Yüreğini yaktı Gök Tanrı’nın armağanı
- kanatlı tanrı kayra
- kılavuz
- ödedim gök tanrı’ya olan borcumu bu uzun yaşamımda
- peri
- şeytan
- tanrılar
- tanrıların verdikleri güzellikler
- Türk boyları, tanrılardan kendilerini dirlik içinde yönetecek, uluslarına düzen getirecek, onları birleştirecek bir Hakan istediler.
- yer tanrı
- yer tanrı (aşağıda)
- Yer Tanrı’nın armağan ettiği bu eşsiz güzel.
- yukarıda gök tanrı, aşağıda ay tanrı egemendi.
7.2 Coğrafya
- asya
- batı
- batıda
- batısında
- buzlarla kaplı muz dağı
- dağın başındaki bir kent
- denizin kıyısında
- doğu
- doğusunda
- dört bir yan
- dünya
- gün doğusundan gün batısına kadar
- idil ırmağı
- idil ırmağının kıyısı
- kuzeye doğru
- muz dağı
- tarlasız toprağı verimsiz, çorak bir yer
- tepesi her zaman karlı
- toprakların altından
- ülke
- ülkenin dört yanı
Doğa
- ağacın gölgesi
- ağacın kovuğu
- ağacın meyvesi
- ağaç
- av yeri
- ay
- çağıl çağıl ırmaklar
- çimenler
- deniz
- derin bir ırmak
- gök
- gök karardı
- gökyüzü
- göl
- göz kamaştıran bir ışık
- güneş
- ırmaklar
- idil müren denizi
- inler
- kar
- karanlığın ortasından ışık inmek
- kovuklar
- kutup yıldızı
- orman
- ormanın sesi
- soğuk
- söğüt dalı
- suyu bol dereler
- Şırıl şırıl akan buz gibi pınar
- yüce bir karadağ
7.3 Hayvan
- ak koyun
- ala doğan
- altın tavuk
- at sürüleri
- atlar
- avlanacak avlar
- ayı
- ayı göğsü
- canavar
- etiyenecek kuşlar
- gergedan
- geyik
- gök kurt
- gök renkli kurt
- gümüş tavuk
- kara koyun
- katır
- koyun
- koyunlar
- kulan (yabanıl hayvanlar, av hayvanları)
- kurt beli
- kuş
- kuyruk (kurt)
- öküz
- öküz ayağı
- sürüler
- tüy (kurt)
- uçan kuş
- yele (kurt)
8. SAVAŞ VE OLAYLAR
8.1 Olaylar
- avlanmak
- ava çıkmak
- avcılık
- bir şölen
- dillere destan
- dillere destan bir toy düğün
- düğün şenliği
- dünyada yeni doğum
- evlilik
- gergedan avı
- güreş
- pusu kurmak
- şenlikler
- toy
- yarışlar
8.2 Savaş
- asker ordu
- bakır uçlu ok
- barışı sağladı
- bayrak açıp asker toplamak
- büyük bir savaş
- büyük savaşlar oldu
- cenk havaları çalmak
- çelik kılıçlar
- çok yaman bir savaş oldu
- demir mızrak
- demir uçlu mızrak
- güçlü ordu
- ilerledi
- kan akmak
- kent üstüne bayrak açıp yürümek
- kılıç kalkan
- kıyasıya vuruşup can verdi yiğitler
- komutan
- mızrak
- mızrak fırlatma
- nal sesleri
- o büyük savaş yolunda oklar mızraklar havada uçuştu
- ok atma
- oklar
- ordu toplamak
- saldırdı
- sayısız ganimet elde etti bu savaştan
- sefere çıkmak
- subaylar
- uran (savaş çığlığı)
- üstüne sefer açmak
- yay
- yenilen
- yiğitler telef oldu
- yiğitlerin yüreğini delen mızraklar
- yiğitlik türküleri söylemek
- zafer
- zafere ulaştı
9. SANAT
- Müzik
- davul
- davulun tokmağı
- kopuz
- kopuzun mızrabı