ACI
Acılar gece çözülür
Ahmet Haşim
Büyük saadetler, büyük acıların yanı başındadır.
H.Erhan Bener
İstiklal ve hürriyet aşıkı milletler için ıstırap anları, o ıstırabın sebepleri, o ıstırabın amilleri, ibret alıp tetikte durmak için daima hatırlanmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1928
ACIMA
Zarardır etse zahm-dara merhamet cerrah.
Beliğ
Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım.
Cenap Şehabettin
Merhamet de bir menfaat hissidir ya! “Allah’ın hoşuna gider de beni kayırır” düşüncesi!
Refik Halit Karay
AÇLIK
Tok olan cümle cihanı yok sanır,
Aç olan alemde ekmek yok sanır.
Sabayi
Yoksulun zengin açar malinden,
Tok olan bilmez açın halinden.
Şinasi
Ne bilsin tok olanlar aç halin.
Şeyhi
AD
Herkesin kendi gider namı kalır dünyada
Ratip Paşa
Emsaliyle konuşmayan ademin,
Altın ismi olur pul yavaş yavaş
Seyrani
Er malına kıymayınca adı çıkmaz.
Dede Korkut
Adım ne idi unuttum
Sorulmayı,sorulmayı.
Karacaoğlan
İnsan olana, öldükten sonra bir güzel ad bırakmak belki hiç ölmemekten hayırlıdır.
Namık Kemal
Abdülhak, adem ol da bırak nam dünyada,
Alemde nam kalır nice adem gelir gider.
Abdülhak Molla
Hakiki bahtiyar ancak o ademdir ki, dünyadan
Giderken mamelek namıyla terk büyük bir nam
Mehmet Akif Ersoy
ADALET
Kaadıy ola da’vacı ve muhzır dahi şahid
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet.
Ziya Paşa
AF
Kerim odur ki mücazat-ı afv ede hasma
Felek müsaade-i intikam verdikçe
Nahifi
AĞAÇ
İyi ağaçtan talihli dal çıkar.
Mevlana
Ağaçların çiçekler gözü, kuşlar dilidir.
Cenap Şehabettin
Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm, çünkü dosdoğrudur.
Cenap Şehabettin
Ağlamak kadının tuzağıdır.
Mevlana
AĞLAMAK
Ağlamak, kadının tuzağıdır.
Mevlana
Bu güzellik baki kalmaz sevdiğim,
Aşıkı ağlatan gülmez sevdiğim.
Katibi
Fena değil sevişip ağlamak, fakat heyhat, bükaye değse hayat.
Tevfik Fikret
Dil benim, dide benim, eşk benim
Neden ağır geliyor ağlayışım ağyare.
Muallim Feyzi
Ne hikmettir şu dünyaya
Gelen ağlar, giden ağlar.
Seyrani
Dünyaya geleni ölmez belleme,
Her dem ağlayanı gülmez belleme.
Ruhsati
Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül, gamlanma.
Karacaoğlan
AHLAK
Ahlak insanın kendi kendini mağlup etmesidir.
Cemil Sena Ongun
AKIL
İdrak-ı maali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazu o kadar sıkleti çekmez.
Ziya Paşa
Zahida aklına ehl-i hikemin olma hasud
Vermeyince sana Ma’bud ne yapsın Mahmud.
Şinasi
Ötede kovuklardan mercan balıkları çıkıyor, fenerlerden birine hücum ediyor, budalaca yakalanıyorlardı. Gözleri büyümüş bir halde yukarıya çıkarlarken dönüp tekrar aşağıya kadar geliyor, yukarıki dünyayı görmeye bir türlü karar veremiyorlardı. Sinağrit babaya büyüyen gözleriyle “bizi kurtar şu lanetlemeden,” der gibi bakıyorlardı. Sinağrit baba düşünüyordu. Gidip o yakamoz yapan ipe bir diş vurdu mu idi, tamamdı. Ama hiçbirini kurtaramıyor, hareketsiz duruyordu. Sinağrit baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama, bildiği bir şey daha vardı. O da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklı ile hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesidir. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresinin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydalı olabilirdi. Yoksa, gidip Sinağrit baba oltayı kesmiş, biraz sonra Sinağrit baba tutulduğu zaman kim kesecek? Kim akıl edecek yakamozu dişlemeği?…
Sait Faik Abasıyanık, Sinağrit Baba
ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
Bahr isen de katre-i naçiz göster kendini.
Şeyhülislam Yahya
Sirler pençe-i zur-aver ile ram olmaz
Sayd-ı insana tevazu gibi bir dam olmaz.
Mahmut Nedim Paşa
Ragıba düşmanın aldanma tevazularına,
Selö divarın ayağın öperek hedmeyler.
Ragıp Paşa
Arkadaşlar; sizin gibi bir milletin aciz bir ferdi olduğumdan dolayı ne kadar mesut olduğumu düşünemezsiniz. Kendimi tebrik ediyorum. Çünkü size mensubum.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925
ALDATMA
İnsan başkalarını aldatmak idmanın önce kendinde yapar.
Refik Halid Karay
İnan Haluk, ezeli bir şifadır aldanmak.
Tevfik Fikret
Eğer erkekler karılarını aldatmanın yolunu bilmeseydiler, dünyada verem olmadık kadın kalmazdı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
İnsan başkasından ziyade kendisini aldatmağa uğraşan bir mahluktur; herkes önce nefsine karşı yalan söylemekle vaktini geçirir.
Refik Halit Karay
Düşmanlarını aldatmayanlar, dostlarını aldatmayanlardan daha çoktur.
Cenap Şehabettin
ALIŞKANLIK
Hayli müşkildir kişi terkeylemek mu’tadını.
Hayali
ALTIN
Altun ile farza ki beraber çekile seng,
Vezn içre bir olmak ile kıymetde bir olmaz.
İbn-i Kemal
Deryadan ab istemiş olsam seraab olur,
Ger altuna yapışsam o saat türab olur.
Zati
Altına düşman olan var mıdır?
Mevlana
Kötü cevherli taş altın kaseyi kırınca ne taşın değeri artar, ne de altının değeri eksilir.
Sadi
Altından kendini gözet: zehiri hiçbir zaman teneke kupa içinde sunmazlar.
Cenap Şehabettin
Eline geçeni harcama bol bol
Beyhude sarfolan altın tunç olur.
Aşık Veysel
Dehrin ne safa var acaba sim üzerinde
İnsan bırakır hepsini hin-i seferinde
Ziya Paşa
Düşmen ne denlü saht ise şad ol ey Nedim
Seng üzre gösterir zer-i kamil iyarını.
Nedim
Şimdi altınla biterken her iş
Akçe eyler mi duayı derviş
Şinasi
Altun ile mizanda bi gelse dahi seng
Sıklette olmak ile kıymette bir olmaz.
Kemal Paşazade
ANNE BABA
Kadının en büyük vazifesi analıktır.
M.Kemal Atatürk
Validelik en safalı gailedir.
Tevfik Fikret
ANILAR
Yaşlı insan, hatıralarını geviş getirerek, hali güçlükle hazmetmeğe çalışan bir mahluktur.
Refik Halit Karay
Kamildir o insan ki yaşar hatıralarla;
Bir başka kerem beklemez artık gelecekten.
Yahya Kemal Beyatlı
Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada,
Hatıralar bile
Bedri Rahmi Eyüboğlu
ARAŞTIRMA
Ilim tercüme ile olmaz, tetkikle olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1932
ARI
Arının evini yıkan, balın tatlılığıdır.
Nizami
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
Mevlana
Balı yapanda arıdır, insanı sokan da.
Halide Edip Adıvar
Ben arıyım dersin, balın var mıdır?
Pir Sultan Abdal
Peteksiz arının balı yalandır.
Aşık Veysel
Ben arıya arı demem,
Arının balı olmalı.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
ARZU
Bu dünya tuzaktır, tanesi de istek.
Mevlana
İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
Aristoteles
Arzuladıkça kulunum
Arzuladıkça kölen
Bedri Rahmi Eyüboğlu
ASKERLİK
Asker, nerede bir bozguna uğrarsa, iki üç karı tabiatlı adamın yüzünden uğrar.
Mevlana
ASLAN
Köpeklerin artığını aslan yemez.
Mevlana
Yeni doğan aslan bir kediye bile yenilir.
Mevlana
AŞIK
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.
Mevlana
Sürdü Mecnun nevbetin şimdi benem rüsva-yı aşk
Doğru derler her zaman bir aşıkın devranıdır.
Fuzuli
Aşık, yüz bulmayan adamdır.
Ahmet Haşim
Bende Mecnun’dan füzun aşıklık isti’dadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnun’un ancak adı var.
Fuzuli
Aşk meyinden içen aşık ayılmaz.
Aşık Veysel
Aşık dediğin mecnun misali kör.
Cahit Sıtkı Tarancı
Aşık olmayan adem benzer yemişsiz ağaca.
Yunus Emre
AŞK
Güzelliğin on para etmez
Bu bendeki aşk olmasa.
Aşık Veysel
Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır.
Mevlana
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
Mevlana
Türlü türlü cefanın
Adını aşk koymuşlar.
Yunus Emre
Aşk öyle bir saltanattır ki, zevali yoktur.
Mevlana
Aşk zalim bir sultandır.
Lukionas
Aşk, hiçbir afetten öğüt almaz.
Mevlana
Aşk aleyhine bin şey söylenir, fakat insanlar gene sevmeğe devam ederler.
Peyami Safa
ATEŞ
Cehennem dediğin dal odun yoktur,
Herkes ateşini kendi götürür.
Pir Sultan Abdal
Dervişlik baştadır, tacda değildir,
Kızdırmak oddadır, saçta değildir.
Yunus Emre
AYDIN
Siyasi cidallerin çoğu basittir. Fakat içtimai mesai her vakit için müsmirdir. Bizim münevverlerimiz buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğraşmazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir görüp göstermeli, milleti sevmek böyle olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
Türkiye’de aydın geçinenler Doğu’ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde Batı yönünde koşturarak Batılılaştıklarını sanırlar.
Sakallı Celal
AYNA
Güzel yüz aynaya aşıktır.
Mevlana
AYRILIK
Çeken bilir ayrılığın derdinden.
Karacaoğlan
BAL
Bal, her ağızda tatlıdır.
Mevlana
BALIK
Balıktan başka her şey suda kandı.
Mevlana
Balığa denizden başkası azaptır.
Mevlana
BAŞARI
Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.
Mustafa Kemal Atatürk,
BATI
Batı Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima şarktan garba yürüdük.
Mustafa Kemal Atatürk, 1924
BİLGİ
Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.
Sakallı Celal
Sual de bilgiden doğar, cevap da..
Mevlana
İlim, kendin bilmektir.
Yunus Emre
BİLGİN
Nice bilgin vardır ki hakiki bilgiden, hakiki irfandan nasipleri yoktur. Bu çeşit bilgin, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil!
Mevlana
BORÇ
Bin kaygu bir borç ödemez.
Karacaoğlan
BÜLBÜL
Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?
Pir Sultan Abdal
CAHİLLİK
Cahiller kamile sen bilmen deyip
Anın için kaybettiler irfanı
Pir Sultan Abdal
CEHALET
Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.
Sakallı Celal
CİMRİLİK
Sana ideyim buhl ne idüğün
Kendisi sakınır kendi yidiğün.
Yunus Emre
Nekeslikten kimse bezirgan olmaz.
Karacaoğlan
CÖMERTLİK
Tuzağa saçtığın taneler, cömertlikten sayılmaz ki.
Mevlana
ÇİÇEK
En güzel çiçeklerin arasında yılan bulunur.
Namık Kemal
ÇOBAN
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
Mevlana
Sıska koyuna sıska çoban
DAĞ
Yüce dağlar şöhret bulur karınan.
Aşık Veysel
Bilemedim ana baba kıymetin,
Arkamızda karlıca bir dağ imiş.
Karacaoğlan
DAVUL
Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin.
Mevlana
DEFİNE
Hiçbir viraneyi definesiz bilme
Mevlana
Altın definesini bilinmeyen viraneye gizlerler.
Mevlana
DEĞİRMEN
Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak, saçı, sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
Mevlana
Gönül dediğin değirmen
Ufalanır, irilenir.
Karacaoğlan
DENEY
Her şeyde en iyi mihenk taşı tecrübedir.
Eflatun
DENİZ
Deniz kadın gibidir: Hiç güvenmek olmaz ha!
Tevfik Fikret
Köpeklerin dudaklarıyla deniz kirlenmez.
Mevlana
DERTLER
Aradım cihanı derdsiz yoğ imiş.
Karacaoğlan
Dünyada dertsiz baş olmaz.
Derd’olanın ahı dinmez.
Yunus Emre
Derdim yüreğimde eller ne bilsin.
Aşık Veysel
Dert daima insana yol gösterir.
Mevlana
Bir değil, beş değil, dert kucak kucak.
Aşık Veysel
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetin bilmez.
Aşık Veysel
Üç derdim var, birbirinden seçilmez.
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Karacaoğlan
DİKEN
Her diken gül vermez.
Mevlana
Gülün dostu dikendir.
Mevlana
DİKTATÖRLÜK
Ferdin saltanatı ve onun temsil ettiği meşum bir idare şekline çevrilen bir silah mukaddestir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
Harbin ciddiyetini nazar-ı dikkate almayan bazı gayri samimi önderler taaruzun vasıtaları, ajanları olmuşlardır. Kontrolleri altındaki milletlere milliyetçiliği ve ananeyi yanlış bir şekilde göstererek ve suistimal ederek aldatmışlardır. Bu buhranlı saatlerde herc-ü merce mani olmak için kütlelerin kendileri karar vermeleri ve mesuliyet mevkiini yüksek karakterli ve yüksek moralli, vicdanlı insanların eline tevdi etmeleri zamanı gelmiştir.
Bu, gecikmeden yapılmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930
DİL
Alem çiçek olsa, arı ben olsam
Dost dilinden tatlı bal bulamadım.
Pir Sultan Abdal
Milliyetin çok belirgin vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.
Mustafa Kemal Atatürk
Biz Balkanları niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır; bu da İslâv araştırma cemiyetlerinin kurduğu dil kurumlarıdır. Bizim içimizdeki insanların millî bilinçlerini uyandırdığı zaman, biz Balkanlarda Trakya hudutlarına çekildik.
Mustafa Kemal Atatürk
DOĞRULUK
Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
Yunus Emre
Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma,
Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma.
Tevfik Fikret
DOĞU
Türkiye’nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye’ye ait olmadığını, bütün arkadaşlarımız ifade etmiş iseler de bunu bir defa daha teyid etmek lüzumunu hissediyorum. Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü müdafaa ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisinle beraber olan şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
DOSTLUK
Dost dost diye nicesine sarıldım.
Benim sadık yarim kara topraktır.
Aşık Veysel
Dosttur. Çöp değildir, onu kırma.
Mevlana
DUVAR
Yalnız taşla duvar olmaz.
Karacaoğlan
DÜNYA
Bu dünyaya gelen gider.
Yunus Emre
Dünya bir yol, geda gider, han gider.
Karacaoğlan
Dünya kehruba gibidir; bütün samanları çeker, ancak özlü buğday, kehrubanın çekişinden kurtulmuştur.
Mevlana
Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş
Akşam gelüb konan sabah göç imiş.
Pir Sultan Abdal
Bu kadar adam gördüm, içlerinden hiçbiri dünyadan hoşnut değil, hiçbiri de dünyadan gitmek istemez.
Namık Kemal
DÜŞMEK
Düşmek, etrafı görmemektendir.
Tevfik Fikret
Koşan elbet varır, düşen kalkar.
Tevfik Fikret
Yıkılıp düşene gülme sakın sen
Yiğit düşüp kalkmayınca belli olmaz.
Karacaoğlan
EĞİTİM
Efendiler; yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, ananat-ı milliyesine düşman olan bütün anasırla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
Mektebin vereceği ilim ve fen sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı, iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı, bütün bedayiiyle inkişaf eder.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
EKONOMİ
Tarihi bu kadar yüksek bir idealin esas temel taşı, yalnız geçici politika esaslarında kalmaz. Bunun esas temel taşları lazımdır ki, kültür ve ekonomi cevheriyle dolu olsun. Çünkü kültür ve ekonomi her türlü siyasete istikamet veren bazlardır. Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938
EL
Hiç el, gönülden gizli bir iş yapabilir mi?
Mevlana
ELBİSE
Hoş gelir ehline alayiş-i çirk-i dünya
Came-alüdeliği ziynetidir bakkalın.
Sabit
EMİR
Verdiğiniz emrin yapılmasından emin olmak istiyorsanız ta en son gerçekleşme ucuna kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız.
Mustafa Kemal Atatürk, 1918
FELAKET
Çok mu na-merdin felaketten selamet bulması
Herkese gitmez bela erbab-ı istihkak arar.
Namık Kemal
Felaketler insanları, akılları başında milletleri daima azimkar, dinç hamlelere sevkeder.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa o cereyan, felaketlerden ders alan milletin kalp ve dimağından doğmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
FETİH
Dünyada fütuhhatın iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri sapan. Zaferinin vasıtası yalnız kılıçtan ibaret kalan bir millet bir gün girdiği yerden kovulur, terzil edilir, sefil ve perişan olur. Onun için hakiki fütuhat yalnız kılıçla değil, sapanla yapılandır. ..Kılıç ve sapanı bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu…
Mustafa Kemal Atatürk, 1928
FİKİR
Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir gayeyi elde etmek için belli başlı vasıtadır. Gaye fikirdir. Zafer bir fikrin istihsaline hizmet nisbetinde kıymet ifade eder. Bir fikrin istihsaline dayanmayan zafer payidar olmaz. O boş bir gayrettir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1933
Bugün dünya milletleri aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakla meşguldürler. Bu itibarla insan mensup olduğu milletin varlığını ve saadetini düşündüğü kadar, bütün cihan milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin saadetine ne kadar kıymet veriyorsa, bütün dünya milletlerinin saadetine hadim olmaya elinden geldiği kadar çalışmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
FIRTINA
Gece neye gebeyse onu doğurur.
Mevlana
GECE
Gece neye gebeyse onu doğurur.
Mevlana
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilür
Mübtelay-i gama sor kim geceler kaç saat.
Sabit
GELECEK
Herhalde beklediğimiz parlak günler, bizlerden dahi uzak değildir. Bizden sonra gelecekler ise tabii o günlerin parlaklığını bahtiyarlıklarla tesis edeceklerdir.
Çankaya köşkünde verilen çay ziyafetinde Balkan gazetecilerinin temennileri üzerine söylenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938
GENÇLİK
Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1918
Bütün ümidim gençliktedir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan ve yorulmadan yürüyecektir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten herşey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir!
Mustafa Kemal Atatürk
GERÇEK
Hayatı div-i hakiyle çarpışan kazanır.
Tevfik Fikret
Hakikati konuşmaktan korkmayınız.
Mustafa Kemal Atatürk, 1926
GERÇEKÇİLİK
Milletimizi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve harekatımla aldatmamış olmakla müsterihim. Yapacağım, yapacağız, yapabiliriz dediğim zaman onların filhakika yapılabileceğine kail ve kani idim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923
GÖZ
Göz açıldıkça ruh perdelenir.
Tevfik Fikret
İnsana kimse gözü gibi lalalık edemez.
Mevlana
Gurbette ölenin gözü yumulmaz.
Karacaoğlan
GÖZYAŞI
Aşık Yunus eder ahı
Gözyaşı döker günahı
Yunus Emre
Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz
Peyami Safa
GURUR
Kend-özün beğenenler asi olur
Asi kullar Çoban’ın nesi olur.
Yunus Emre
Nikoli’nin oltasının yemini kuyruğuyla sarsmakta olan Sinağrit baba, Nikoli’nin bir kusurunu arıyordu. Onda kusur mu yoktu. Evvela sarhoştu. Sonra ahlaksızdı, kendini düşünürdü ama, cesurdu, cömertti, hiç kıskanç değildi. Fıkara idi. Kibirli idi de. Sinağrit baba kibirli fıkarayı severdi ama, Nikoli’nin kibrini beğenmiyordu. İnsan oğlunda o başka bir şey, gurura benziyen şey, yerinde bir gurur, o da değil, insan oğlunun insanlığından, ta saçının dibinden oltasını tutuşundan beliren, istiyerek olmıyan, ama pek istemiyerek de gelmiyen bir gurur isterdi. Öyle bir elin oltasını düzleyemez, misinasını kesemez, bedenini fırdöndüsünden alıp gidemezdi.
Sait Faik Abasıyanık, Sinağrit Baba
GÜL
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa
Aşık Veysel
Kara çalıda gül bitmez.
Karacaoğlan
GÜLME
Önünden gülmeyen sonra güler mi?
Aşık Veysel
GÜN
Eyi günde yaran, ahbap çok olur
Dar günümde dost bulunmaz, nedendir.
Karacaoğlan
GÜVEN
Efendiler, zavallı milletimizi esir etmek isteyen düşmanları behemehal mağlup edeceğimize dair olan emniyet ve itimadım, bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada, bir bir itminanı tamımımı, heyet-i celilenize karşı ve bütün aleme karşı ilan ederim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921
GÜZEL
Ne’tmeli güzeli huy olmayınca.
Karacaoğlan
HAK
Arayan hakkı en sonunda bulur.
Tevfik Fikret
Hak kavinin demek şeririndir.
Tevfik Fikret
Ben toprak büyütme meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak muahedeye dayanan hakkımızın isteyicisiyim; onu almazsam edemem. Büyük Meclisin kürsüsünden milletime söz verdim; Hatay’ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çıkamam; yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim; yenilmem, yenilirsem bir dakika yaşayamam.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
Hiç kimseden fazla bir şey istemiyoruz. Dünyanın her milletinin tabiaten malik olduğu şeylerden bizi hamrum etmemelidirler ve haklarımızı teslim etmelidirler. Çünkü hakkımız, tabiidir, meşrudur, makuldür ve bize lazımdır. Biz bu haktan vazgeçmeyeceğiz ve ne kadar haklı isek bu hakkımızı müdafaa ve muhafaza için de memleketimizin, milletimizin kabiliyet ve kudreti o kadardır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923
HAKİKAT
Issız deniz kenarında insan büyük şehirleri, büyük şehirlerin sobasını, sobasızlığının düşüncelerini düşünüyor, kurumuşa dönüyor. Hakikat çırılçıplak, avuçlarında zil, ellerinde darbuka sert rüzgârlarıyla geliyor. Bir mavilik, bir açıklık bir hürriyet hasreti kayaları döven dalga gibi kafama doğuyor.
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü
HALK
Ben şimdiye kadar millet ve memleket hayrına ne gibi hamleler, inkılaplar yapmış isem hep böyle halkımızla temas ederek, onların alaka ve muhabbetlerinden, gösterdikleri samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925
Halk, güçlülerin, iktidar sahiplerinin, sahte dindarların, hile tehdit ve zulmü yüzegülücükle, vaatler boyaması keyfiyetine alışkındı.
Halk, kime secde ederse onun canını zehirliyor demektir.
Mevlana
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten.
Namık Kemal
HALK ADAMI
Ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırrı kalbinde taşımak iktidarında olmayan bir adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
HAYAL
Bir gün gelecek, hayal zannettiğiniz bütün bu inkılapları başaracağım. Mensup olduğum millet bana inanacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1907
HAYAT
Fani bile olsa, mevte nisbet
Elbette hayat bir se’adet.
Tevfik Fikret
Hake yüz sürmekle kaimse yer üstünde hayat
İhtiyar et altını hakin hayatın rağmına
Namık Kemal
HEDEF
Ordular: İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
HÜRRİYET
Ne efsunkar imişsin ah ey didar-ı hürriyet
Esiri aşkın olduk gerçi kurtulamadık esaretten.
Namık Kemal
Yaşar her ferd için, takdis-i hürriyet ibadettir.
Tevfik Fikret
ISTIRAP
Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır. Bu ateşi o ateş söndürür.
Peyami Safa
İLAÇ
İlaç, alemde dertten başka bir şey aramaz.
Mevlana
Nushan maraz-i aşka ilac eylemedi hiç
Ey şeyh-i keramet-furuş ez de suyun iç.
Sabit
Bulunmaz aşkın ilacı
Karacaoğlan
İNCİ
Her denizin incisi olmaz.
Mevlana
Her sedefte inci bulunmaz.
Mevlana
İncinin binlerce düşmanı olur.
Mevlana
İNSAN
Gök ekin misali adem
Onu eken biçer bir gün.
Pir Sultan Abdal
İNSANLAR
Deniz kenarından dünyaya bakıyorum. Parmaklarımda pul, avucumda sedef, etrafımda balık kokusu.. Bir adanın arkasında sobasını yakmış bir şehrin dumanı, bir adanın arkasında sobasız bir pencerenin buzunu kazıyorum. Gökyüzü beyazdan, siyahtan sayabildiğim dört kirli renk bulutunu götürüp getiriyor. Nerede insanlar?
Her zaman son sual bu! Nerede insanlar? Balıktalar mı, kahvedeler mi? Sonra bütün dünyaya doğru kayan bu düşünce bulutu iki renkli bir ebem kuşağını ufkun bir ucundan öteki ucuna geriyor. İnsanlar orada.. Biri mesut öteki saadet peşinde, hangi dünya içinde bulunsak bir başka dünyanın var olabileceğini düşünüyoruz. Hepimiz başka türlü. Göğün bir tarafı mavi, mavi.. Bir tarafı simsiyah, ya siyah, ya mavi, ya ölesiye gülerek, ya yaşayasıya üzülerek..
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü
İnsanları mesut edecek yegane vasıta onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. Cihan sulhü içinde beşeriyetin hakiki saadeti, ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ve muvaffak olmasiyle mümkün olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931, Balkan Konferansı Üyeleriyle Konuşma
İŞ
İşimiz bitmemiştir, yeni başlıyoruz. (*)
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
(*) Düşman ordularının denize döküldüğünün ertesinde, İzmir’de söylenmiştir.
İTİMAT
Büyük Türk Millet, on beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, hakkımdak, itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1933
İYİLİK
Kimsenin lutfuna olma talib
Bedeli cevher-i hürriyettir.
Namık Kemal
Yine ben bir öğüt aldım pirimden
İyilik ettiğinden sakın kendünü.
Köroğlan
KADER
Hiç yazılan yazı karalanır mı?
Karacaoğlan
KADIN
Siyasi ve sosyal hakların kadın tarafından kullanımlasının beşeriyetin saadeti ve prestij açısından gerekli olduğuna eminim.
Mustafa Kemal Atatürk,
Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.
Tevfik Fikret
KALP
Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle bahtı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise.
Yunus Emre
Eğer bir müminin kalbin kırarsan
Hak’ka eylediğin secde değildir.
Yunus Emre
KANAAT
Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
Mevlana
KARINCA
Karınca, güzelim harmanları görmez de bir tanecik buğdayın üstünü örter.
Mevlana
KEDİ
Kedi, rüyasında yağlı kuyruk görür.
Mevlana
KILIÇ
Kılıca kesmekten utanç gelmez.
Mevlana
Kılıç, boynu olanın boynunu keser.
Mevlana
Kılıç, iki el ile kullanılmaz
Namık Kemal
KISKANÇLIK
Ne kutludur o kişi ki yoldaşı, haset değildir.
Mevlana
KONUK
İşbu söze Hak tanıktır, bu can bu gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi.
Yunus Emre
Herkes, küçük büyük
Mihmanıdır ribat-ı hayatın
Tevfik Fikret
KORKU
Testi, taştan korkar.
Mevlana
Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir.
Eflatun
Korku üzerine hakimiyet bina edilmez. Toplara istinat eden hakimiyet payidar olmaz. Böyle bir hakimiyet ve hatta diktatörlük, ancak ihtilal zuhurunda muvakkat bir zaman için lazım olur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930
KÖPEK
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi insafe hizmetten.
Namık Kemal
Komşulardan av kapmak aslanlara göre ayıptır, köpeklere değil.
Mevlana
Köpeğin karnı doyarsa daha ziyade serkeşleşir.
Mevlana
Köpek, mamur olan yerde bulunur.
Mevlana
Köpek, yarasını yalaya yalaya iyi eder.
Mevlana
KÖYLÜLER
Bu memleketin sahabi ve heyet-i içtimaiyemizin unsure-u esasisi köylüdür. İşte bu köylüdür ki bugüne kadar nur-u maariften mahrum bırakılmıştır. Binaenaleyh; bizim takip edeceğimiz maarif siyasetinin temeli, evvela mevcut cehli izale etmektir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
KUDRET
Kudret ve kabiliyetten mahrum olanlara iltifat olunmaz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921
KURT
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa
Aşık Veysel
KUŞ
Kuş, ancak kendi cinsinden olan kuşlarla uçar.
Mevlana
KUVVET
Bütün alem
esir-i kuvvettir.
Buna razıy değil ukuul, elbet
Hakkdadır, hakkdır en büyük kuvvet.
Tevfik Fikret
Vatanımıza ve istiklalimize göz dikenlere yalnız askerlikçe galebe etmek kafi değildir. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her türlü ümitlerini kıracak veçhile siyaseten, idareten ve iktisaden kuvvetli olmak lazımdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1922
Tarihi bu kadar yüksek bir idealin esas temel taşı, yalnız geçici politika esaslarında kalmaz. Bunun esas temel taşları lazımdır ki, kültür ve ekonomi cevheriyle dolu olsun. Çünkü kültür ve ekonomi her türlü siyasete istikamet veren bazlardır. Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938
MAL
Bir imaret göster bana kim sonu viran olmaya
Kazan şol malı kim senden dökülüp geri kalmaya.
Yunus Emre
MERHAMET
Nasfet ve merhamet niyaz etmekle millet işleri devlet işleri görülemez; millet ve devlet şeref ve istiklali temin edilemez…
Nasfet ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye’nin müstakbel çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
MEVKİ
Bilgisizlere, geçtikleri mevkiin yaptığı fenalığı, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz.
Mevlana
MİDE
Mide kainatın merkezidir; beyinden ziyade o düşünüyor ve bizi idare ediyor.
Peyami Safa
MİLLET(LER)
Bir millet mevcudiyeti ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün kuvayi fikriye ve maddisiyle alakadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine istinaden mevcudiyet ve istiklalini temin etmezse şunu, bunu baziçesi olmaktan kurtulamaz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir.
Mustafa Kemal Atatürk
Bugünkü Türk milleti siyasî ve içtimaî camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkeslik fikri ve hatta Lâzlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar, -birkaç, düşman âleti mürteci, beyinsizden başka – hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır. Çünkü bu millet fertleri de umum Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe, ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar.
Milletlerinize, benden, hararetli muhabbetler, samimi dostluklar götürünüz. Sizi ve sizin asil milletlerinizi hürmetle bir daha selamlarım.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931, Balkan Konferansı Üyeleriyle Konuşma
Dünyada şimdiye kadar, başka başka milletlerin ünyon (birlik) yaptıkları ve asırlarca beraber yaşadıkları, tarihte görülmüştür. Bizim kurmak istediğimiz ünyonun (birliğin) tarihte geçmiş olan ünyonların (birliklerden) çok fevkinde olmasını isteriz.
Mustafa Kemal Atatürk 27 Şubat 1938
MUTLULUK
Olamaz anlayan, gören mes’ud.
Tevfik Fikret
Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey kendisi için değil, kendisinden sonar gelecekler için çalışmaktır…Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin varlığı, şerefi ve saadeti için çalışmakla bulunabilir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
MÜZİK
Saz çalmayan tel kadrini ne bilir.
Karacaoğlan
NEFES
Aklı olan korkmak gerek
Nefs elinden, hırs elinden.
Yunus Emre
Nefse uyan Hak’ka uymuş değildir.
Pir Sultan Abdal
Nefstir seni yolda koyan,
Yolda kalır nefse uyan.
Yunus Emre
Yapacağın işte nefsinle meşveret etmek ve ne derse aksini yapmak kemaldir.
Mevlana
NİMET
Her nimetin bir gamı vardır.
Mevlana
OT
Alelade otlar, iki ay içinde yetişir. Fakat kırmızı gül, ancak bir yılda yetişir, gül verir.
Mevlana
ÖĞRETMEN
Dünyanın her tarafında muallimler insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdırlar.
Mustafa Kemal Atatürk, 1923
ÖLÜM
İnsan, ne idraksiz mahluktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendinin öleceğine inanmak istemez.
Namık Kemal
Ölmek, ölümü düşünmekten çok daha kolaydır.
Peyami Safa
Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa
Yakasız gömleğe sarılır bir gün.
Karacaoğlan
Otuz sekiz kulaçta yatan kuzu gibi istavritleri balıkhaneye gönderen balıkçının hiç kimsesi yoktu. Kafayı tütsülerdi, sandalında yatardı. Bir sabah, güzel bir kış sabahı istakoz ağlarını çekmek üzere sandalına atladı. Öğleye doğru bu motor sularda iki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı ağın yarısı elinde baygın buldu. Gözlerini açtı. balıkçı,
– Bu dünya kime kalmış ki balıkçıya kalsın -dedi. Gözünü kapadı. Elbette ki bir daha açmamak üzere.
Biliyorum ki bugün kafalarımızda sert rüzgarlar kara bulutlarıyla durmadan estiği zaman deniz kıyılarına hep sert balıklar gelecek. Lodosların gevşetemediği etleriyle bu sert balıklar, balıkçıya gözlerini kapatırken hep birden, tütün gibi, tatlı, sert şarkılar söyleyecekler. Balıkçı belki ölürken içinde bir şeyler söylemek bir şeyler söylememek, duymamak, duyurmamak, bir iş bitirmemek gibi şeyler bulunan garip lâfından cayacak. Eskiden kral öldüğü zaman bağırdıkları gibi bir balıkçı yaşadı, Öldü, yaşasın öteki balıkçılar! diyecek.
Sait Faik Abasıyanık, Balıkçının Ölümü
ÖZGÜRLÜK
Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz,1927.
Mustafa Kemal Atatürk
Hürriyet Türk’ün hayatıdır , 1930.
Mustafa Kemal Atatürk
SABAH
Haliç’in üstünde dumanlı. ılık, tatlı bir sabah başlıyordu.
Sait Faik Abasıyanık, Bir Balık Avı Hikayesi
SABIR
Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.
Mevlana
Sabır saadeti ebedi kakır
Sabır kimde ise o nasib alır.
Yunus Emre
Kişi sabır ile bulur kemali.
Aşık Veysel
Sabır, genişliğe ulaşmanın anahtarıdır.
Mevlana
SAÇ
İnsan akıl pir olur; saçı sakalı ağarmakla değil.
Mevlana
SAMİMİYET
Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet kabil-i izah değildir; o gözlerden ve nasiyelerden anlaşılabilir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925
SARHOŞLUK
Bir sarhoş, mezeden şarap kadehinden başka ne ister.
Mevlana
SAVAŞ
Savaşsız, sabırsız yenme olur mu hiç?
Mevlana
SEVGİ
Bir insanı sevmekle başlar her şey.
Sait Faik Abasıyanık
SEVGİLİ
Bir yiğide bir yar yeter
İki seven deli olma mı?
Karacaoğlan
Yunus, ver canını Hak yoluna
Can vermeyince canan bulunmaz.
Yunus Emre
Yar dediğin demir kale
Ya alınır, ya alınmaz.
Karacaoğlan
SEVİNÇ
Baban diyor ki: “Meserret çocukların, yalnız çocukların payıdır! Ey güzel çocuk dinle.”
Tevfik Fikret
SIR
İki kişiyi aşan, bir başkasına da söylenen her sır yayılır.
Mevlana
SİNEK
Örümceğin sofrasındaki kebap, ancak sinek olur.
Mevlana
Dız dız eden her sineğin balı olmaz.
Aşık Veysel
SORUMLULUK
Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1915
SÖZ
Eğer hor eğer hürmet
Kişiye sözden gelir.
Yunus Emre
SU
Su, hiçbir vakit ateşten korkmaz.
Mevlana
ŞARAP
Şarap, zaten edepsiz olanı edepsiz eder.
Mevlana
Şarap geldikten sonra kadeh eksik olmaz.
Mevlana
ŞEYTAN
Boş karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi, onun hilesine, düzenine manidir.
Mevlana
TAHT
Yüce tahta binenler yere düştü
Yüce benim diyene sinek üştü
Yunus Emre
TALİH
Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921
TAKDİR
Bu büyük millet, arzu ve istidadını müteveccih olduğu istikametleri görmeye çalışan ve görebilen evladını daima takdir ve himaye etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1926
TANIMAK
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Mevlana
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Mevlana
TARİH
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1930
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1931
Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez. Binaenaleyh, böyle bir nikah-I batılın arkasından vatanımız ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, kanaatler mutlaka mahkum-u iflastır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919
TERAZİ
Ayna ve terazi yalan söyler mi?
Mevlana
TESADÜF
Kimse tesadüfle veya onun vasıtasıyla doğru ve akıllı olmaz.
Aristoteles
Hiç derede kuru toprak bulunur mu?
Mevlana
TOPRAK
Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur.
Yunus Emre
TÜCCAR
Cumhuriyetin tüccar telakkisini de kısaca ifade edeyim: Tüccar, milletin emeği ve üretimi kıymetlendirilmek için eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1937
UYGULAMA
Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Bilakis her şey o kanunları tatbik etmek ve ettirmekten ibarettir. Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1921
UYKU
En sakin yolculuk uykudur.
Tevfik Fikret
VATAN
Bir iklimin manzarası, mimarisi ve halkı arasında halis ve tam bir ahenk varsa, orada, gözlere bir vatan tablosu görünür.
Yahya Kemal Beyatlı
Vatan, mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin, milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1912
VEFA
Tırnağın var ise başın kaşı
Kimseden kimseye vefa yoğ imiş.
Karacaoğlan
VİCDAN
Varsa hatta beşerde bir vicdan,
Ya gümüştendir o ya altından
Tevfik Fikret
YALAN
Ayran içinde yağ nasıl gizliyse, doğruluk cevherinde de yalan gizlidir.
Mevlana
YALNIZLIK
Bazen kalabalıkların ortasında tek başına kaldığımız vakitlerdekinden fazla yalnız değil miyiz?
Peyami Safa
YARA
Derdim çoktur hangi birin söyleyim
Yürekde yaralar türlü türlüdür.
Pir Sultan Abdal
Cerrah neyler yürekteki yareye.
Karacaoğlan
YAŞAMAK
Yaşamak hem vazifedir,
Hem hakkdır Adem oğluna
Tevfik Fikret
YEMEK
Zehr ile pişen aşı
Yemeğe kim gelir.
Yunus Emre
YOLLAR
Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim amma yol bozuk bozuk
Pir Sultan Abdal
YÜKSELME
Yükselmen düşer.
Tevfik Fikret
YÜZ
Kara yüzlüye ha sabun, ha kara boya.
Mevlana
Yüzün rengi, kalplerin casusudur.
Mevlana
ZEVK
Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ıstırapla öderiz.
Peyami Safa
YAZARLAR
Abasıyanık, Sait Faik Türk Hikayeci (1906-1954)
Abdülhak Molla, Türk hekim, divan şairi (1786-1853)
Adıvar, Halide Edip Türk Romancı (1884-1964)
Ahi, Niğbolulu Hasan: Türk Divan şairi (1476-1517)
Ahmet Haşim: Türk şair (?-1497)
Aşık Veysel, Türk Halk Şairi, (1894-
Ataç, Nurullah: Türk deneme ve eleştirme yazarı ( 1898-1957)
Atatürk, Mustafa Kemal: T.C Devlet Adamı İlk Cumhurbaşkanı (1881-1938)
Atay, Fatih Rıfkı: Türk Yazar ve gazeteci (1894-1971)
Bener, H Erhan, Türk romancı hikayeci, 1928-
Beyatlı, Yahya Kemal: Türk Şair (1884-1958)
Çamlıbel, Faruk Nafiz: Türk şair (1898-)
Dranas, Ahmet Muhip: Türk şair (1909-)
Ersoy, Mehmet Akif, Türk şair
Eyüboğlu, Bedri Rahmi, Türk şair ve yazar (1913-
Fuzuli(Mehmet): Türk divan şairi (1495-?1556)
Güntekin, Reşat Nuri : Türk romancı, hikayeci ve oyun yazarı (1889-1956)
Gürpınar, Hüseyin Rahmi: Türk romancı (1864-1944)
Hacı Bayram-ı Veli: Türk mutasavvıf (1352-1429)
Hatemi (Edirneli İbrahim): Türk divan şairi (XVII.Y.Y)
Hisar, Abdulhak Şinasi: Türk romancı ve yazar (1883-1963)
Karacaoğlan: Türk halk şairi (1606-?1679)
Karay, Refik Halit, Türk romancı
Katibi, Türk Halk Şairi, 17.yy
Kemal Paşazade, Türk Divan Şairi (? –1533)
Mahmut Nedim Paşa, Türk vezir, divan şairi, 1818-1883
Mevlana Celaleddin Rumi: Türk tasavvuf şairi (1207-1273)
Muallim Feyzi, Türk Divan Şairi, 1842-1910
Nahifi, Türk Divan Şairi (?-1738)
Namık Kemal: Türk vatan şairi (1840-1888)
Ongun, Cemil Sena, Türk filozof ve yazar, (1894- )
Pir Sultan Abdal: Türk tasavvuf şairi (XVI.Y.Y)
Ragıp Paşa, Türk Divan Şairi (1699-1763)
Ratip Paşa, Türk Divan Şairi (?-1761)
Ruhsati , Türk Halk Şairi, 1856-1899
Sabit (Bosnalı Alaeddin) Türk divan şairi (1650-1712)
Safa, Peyami: Türk romancı ve yazar (1899-1961)
Sakallı Celal, Türk düşünürü
Seyrani, Türk Halk Şairir, 1807-1866
Şahabettin, Cenap : Türk şair ve yazar (1870-1934)
Şatiroğlu, Aşık Veysel: Türk halk şairi (1894-)
Şeyhi, Türk divan şairi (1371-1431)
Şeyhülislam Yahya
Şinasi, Türk Şair ve Gazeteci, 1826-1871
Tarancı, Cahit Sıtkı, Türk Şair (1910-1956)ı
Tevfik Fikret: Türk şair (1867-1915)
Yunus Emre, Türk tasavvuf şairi (1250-1320)
Ziya Paşa
• ACI
• AÇ GÖZLÜLÜK
• ADALET
• AİLE
• AKIL
• ASKERLİK
• AŞK
• BAŞLANGIÇLAR
• BİLİM
• CESARET
• ÇALIŞMA İSTEĞİ
• DALKAVUKLUK. DIŞ GÖRÜNÜM
• DAVRANIŞLAR
• DERTLER
• DEVLET YÖNETİMİ
• DOSTLUK
• EĞİTİM
• EĞLENCE
• ELEŞTİRİ
• ERDEM
• ERTELEME
• EŞİTLİK
• EVLİLİK
• FARKLILIK
• GİZLİLİK
• GÜZELLİK
• HAKSIZLIK
• HATALAR
• İFTİRA
• İHTİYARLIK
• İNSAN
• İSTEKLER
• KADER
• KADINLAR
• KANUNLAR
• KONUŞMA SANATI
• KORKU
• KÖTÜLÜK
• MİSAFİRLİK
• MUTLULUK
• ÖFKE
• ÖĞÜT
• ÖLÇÜ
• ÖLÜM
• ÖVGÜ
• ÖZGÜRLÜK
• SAĞDUYU
• SAĞLIK
• SANAT
• ŞANS
• ŞİİR
• ŞÖHRET
• TANRILAR
• TECRÜBE
• ÜMİT
• YALAN
• YEMİN
• ZAMAN
• ZEVKLER
ACI
Matemin gözyaşları ve feryatları rahatlatır acısı olanları.
Euripides, Troades
Neşeniz de sınırlı olmalı, acınız yakınmanız da sakin. Çünkü bütün hayatınız boyunca karışacaktır neşeyle acı.
Phaidros
AÇ GÖZLÜLÜK
Sahip olmadığı şeyler için üzülen değil, fakat sahip oldukları için sevinen insan aç gözlü değildir.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)
Kendi yurtlarını beğenmeyip de başka illere (ülkelere) gidenler, yabancıdır diye oralarda beğenilmez, kendi yurttaşlarını hor gördükleri için bir daha onlar da aralarına almaz.
Aisopos
Lüzumsuz şeylerden hiçbirine ihtiyaç duymamak, gerekli olan hiçbir şeyden ise yoksun olmamak ne güzeldir.
Plutarkhos, Moralia
Kazanmayı iste, ama her zaman tanrıyla birlikte.
Sophokles, Aias
Malını yitirmeyi hak eder başkasının malına göz diken.
Phaidros
Yoksul, zengin gibi olayım derken telef olur
Phaidros
Hepimiz mutlu olup yetinelim… yaşayalım alnımıza yazılmış yılları. Elde etmeye çalışmayalım ölümlüye kaderin bağışladığından daha çoğunu.
Phaidros, Appendix Perottina
Aç gözlülük, ahlâka aykırı ve haksız bir davranıştır.
Platon, Gorgias
Aç gözlüye bir mal emanet edersin de sonra o maldan hayır mı kalır?
Aisopos
Bir çocuk; dar ağızlı ve içinde fındık, incir bulunan bir kaba elini sokar, avucunu alabildiği kadar doldurur ve bu kadar şişince, elini dışarıya çıkaramayarak ağlamaya başlar. Yavrum onun yansını bırak Elini yine oldukça dolu dışarıya çıkarabilirsin… Sen işte bu çocuksun! Çok istiyorsun ve hepsini elde edemiyorsun. Daha az iste, o zaman istediğin senin olur.
Epiktetos
ADALET
Adaletin içinde erdemin her çeşidi mevcuttur.
Theognis, (Aristoteles, Ethika Nikomakheia)
Adil insan sadece haksızlık yapmayan değil, buna imkânı olduğu halde yapmayan kişidir.
Philemon, [Anthologia Stobaiou)
Adalet gerekenleri yapmamızdır, adaletsizlik ise, gerekenleri yapmamamız ve doğru yoldan çıkmamızdır.
Demokritos, [Anthologia Stobaiou)
Eğer birisinin yaptığı şeyler kendi başına gelirse, işte bu gerçek adalettir.
Aristoteles, Ethika Nikomakheia
Eğer bir hata yapacaksak, bir suçluyu serbest bırakmak, birisini haksız yere mahvetmekten daha iyidir; çünkü birincisi sadece bir hatadır, ancak birini haksız yere mahvetmek ise dine ve toplumsal değerlere karşı büyük bir saygısızlıktır
Antiphon, (Anthologia Stobaiou)
Cahil insanların yargıda bulunmalarına asla izin verme.
Phokylides, Gnomai
Haklı veya haksız olduğu kesinleşmeden önemli bir şey söylemeye çekinirim.
Pindaros, Nemeonikai
Çıkarı değil, haklı olmayı iste.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Hukukun karşısında ne çocuklarını, ne yaşamını, ne de başka bir şeyi üstün tutma.
Platon, Kriton
Hem dostlara hem de yabancılara karşı adil ol.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Hakkımı savunmak boynumun borcudur.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
AİLE
Ölümlülerin en büyüğü de en küçüğü de çocuklarını sever. Aralarındaki zenginlik, fakirlik farkına rağmen insanoğlu çocuklarına düşkündür.
Euripides, Herakies
Kardeşler arasındaki geçimsizlik, onların kendi evlerine karşı olan fazla sevgilerinden veya hırslarından doğar. Ben, birbirine acı veren böyle akrabalıklardan nefret ederim.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
Acı bir şey varsa o da çocuklarından mahrum olmaktır.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi,
Ana babana layık olduğunu göster.
Korinthöslu Periandros
Ebeveynlerine karşı, çocuklarının sana nasıl davranmalarını arzu ediyorsan aynı şekilde davran.
Isokrates, Pros Demonikon
AKIL
Uranosla toprağın oğullan Titanlar. Boşuna yatıştırmaya uğraşıp durdum, gururlarına kapılıp uzlaşmayı küçümsediler, gücün hakkından güçle geliriz sandılar. Oysa bana anam, Themis ya da Gaia, türlü türlü adları olan anam kaç kez öngörüsüyle söylemişti bana; nasıl kazanılır gelecek zamanlar, güçle zorla değil, akılla kazanılır demişti.
Aiskhyios, Prometheus Desmotes
Olmayacak dertler açtı başına aklın, yolunu şaşırttı sana: şimdi hasta düşmüş bir hekim gibi kendi derdine deva bulamıyorsun.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
Her şeyi yoluna koyacak olan akıl sapıtırsa onu yoluna kim koyacak?
Epiktetos
ASKERLİK
Savaş her şeyin babasıdır ve her şeyin kralıdır. Bazılarını tanrılaştırır, bazılarını sıradan insan yapar; bazılarını köleleştirir, bazılarını ise özgür kılar.
Herakleitos
Savaşta ölenler hem tanrılar hem de insanlar tarafından onurlandırılırlar.
Herakleitos
Askerin nöbet tutması, dostlarının mallarına el sürmemesi ve surat asmadan düşmanın üstüne yürümesi isteniyorsa, düşmandan çok kendi generalinden korkmalıdır.
Ksenophon, Anabasis
İşi gücü olmayan bir ordu kötü ve çirkin dedikodulardan hoşlanır.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
Savaşta zaferi kazandıran şeyin ne sayı üstünlüğü ne de güç olduğunu bilirsiniz; düşmanın üzerine tanrıların yardımıyla en kararlı yürüyenler, karşılarında kendilerine kafa tutan bir düşmana pek ender rastlarlar. Baylar! Çarpışmalarda her çareye başvurarak canlarını korumak isteyenlerin hemen her zaman korkakça öldüklerini, tersine ölümün kaçınılmaz ve her insanın başına gelen bir şey olduğuna inanan ve onurlu bir biçimde ölmek için çarpışanlannsa yaşlılığa, çoğunlukla ötekilerden daha çok ulaştıklarını ve ömürlerinin geri kalan kısmını daha mutlu geçirdiklerini görmüşümdür. Bu ilkelere inanan bizlerin, böylesine güç ve tehlikeli bir durumda cesaret gösterip başkalarını da cesaretlendirmemiz gerekir.
Ksenophon, Anabasis
O zaman Sulla attan indi, eline bir bayrak alarak kaçan (askerlerinin) arasından düşmanlara doğru ilerledi ve şöyle bağırdı: ‘Ey Romalılar, burada ölmek benim için onurlu bir şey; siz de komutanınızı nerede bıraktınız diye soranlara Orkhomenos’ta demeyi unutmayın. Bu sözler askerlerinin duygujarını değiştirdi ve sağ yandaki kohort’lardan ikisi Sulla’nın yardımına koştu
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Sulla)
Bir savaşçı için… asıl yiğitlik vazifesinin başında, metanetle yerinde kalmak, gözünü bile kırpmadan bütün bir… ordunun üzerine saldırdığını görmektir.
Euripides, Herakles
Zırhlı savaşçı zırhının kölesidir; kendi sırasında yüreksiz arkadaşları varsa yanındakilerin korkaklığına kurban olur, ezilir gider. Mızrağı kırıldı mı, artık ölümden kurtulamaz, çünkü kendini koruyacak başka silahı yoktur. Halbuki kolu ok atmakta usta olanın, ötekileri ölümden korumak için de binlerce ok atmak gibi eşsiz bir üstünlüğü vardır; uzakta durarak, kör okların mutlaka kendilerini yaralayacağını gören düşmanları püskürtür; vücudunu düşmana karşı hiç tehlikeye atmaz, emniyette kalır.
Euripides, Herakles
Savaşta kendini emniyete alıp düşmana zarar vermek de en büyük ustalıktır…
Edripides, Herakles
Düşmanın kendisini küçük göstermesine kanmayın, sizi pusuya düşürüp kolayca yenmek içindir.
Aisopos
Kazanması elinde olmayan bir savaşa girmezsen yenilmezsin.
Epiktetos
AŞK
Aşktan daha güçlü hiçbir şey yoktur.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)
Aşkta hünerli olanlar, bir şey elde etmedikçe, sonundan emin olmadıkça sevgililerini övmezler.
Platon, Lysis, O
Güzel yaşamak isteyenleri ömürleri boyunca nedir güzel yaşatan? Akrabalar mı? Hayır. Şanlar şerefler mi? Hayır. Zenginlik mi? Hayır. Ne şu ne bu, hiçbir şey insanı sevgi kadar güzel yaşatamaz.
Platon, Symposion
Seven adam, sevdiğinin gözü önünde silahlarını bırakıp kaçmaktansa, bütün orduya rezil olmayı, hatta ölmeyi bile hoş görür… sevgilisini yalnız bırakmak, tehlikedeyken yardımına koşmamak en korkak adamın bile yapacağı iş değildir… İşte budur sevginin sevenlere verdiği güç.
Platon, Symposion
Kimse sevgiye karşı koymasın. Ona karşı koyan, tanrıları düşman eder kendine…
Platon, Symposion
Düşkün dediğimiz, orta malı sevgiye düşen, candan çok bedeni seven adamdır. Bu sevgi uzun sürmez, çünkü sevilen şey sürekli değildir. Asıl sevdiği şey, sevgilinin bedeni, bir çiçek gibi solar solmaz, sözler, yeminlerle birlikte sevgi de uçar gider. Bir insanı içi güzel diye seven ise ömür boyu sever, çünkü sürekli bir şeye bağlanmıştır…
Platon, Symposion
BAŞLANGIÇLAR
Başlangıç işin yarısıdır… ve güzel bir başlangıcı hepimiz her zaman överiz.
Platon, Nomoi
Bir çember üzerinde başlangıç da bitiş de aynı yerdedir.
Herakleitos
Bir işe düşünüp taşınmadan atılanlar yalnız o işi başaramamakla kalmaz, üstelik herkesi kendilerine güldürürler.
Aisopos
BİLİM
Bahtlıdır bilimle uğraşan, kendini yoran, araştıran. Düşünmez yurttaşlara zarar vermeyi, haksızlığa varmaz asla eli. Doğanın bitimsiz düzenine bakar, gözünü ayırmaz bu evren nereden nasıl doğmuştur, bunu sorar. Temizdir, lekesizdir böyle bir kişi, kötülükten, şüpheden uzaktır her işi.
Euripides, Fragman
Sahip olduklarımız arasında sadece bilgi ölümsüzdür ve kutsaldır.
Plutarkhos, Ethika, E
Tüm insanlar doğaları gereği bilmeyi arzu ederler.
Aristoteles, Metaphysika I
Görmeyenler için körlük hasıl kötü birşeyse, eğitimsizler için de bilgisizlik o kadar kötüdür.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros)
Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir.
Sokrates (Platon, Apologia, B)
CESARET
Pek çok cesurca davranış zorunluluktan doğar.
Bir tragedia yazan» fragman
Yerinde ve zamanında gösterilen cesarete tanrı da yardım eder.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)
ÇALIŞMA İSTEĞİ
Güzel olan hiçbir şey zahmetsiz elde edilmez.
Sophokleş, Elektra
Çalışanların sürüleri de olur, altınları da; çalışmakla sevdirirler kendilerini tanrılara. Çalışmak değil, çalışmamaktır ayıp olan.
Hesiodos, Erga kai Hemerai
Çevrende olan birçok olaya gözünü çevirip de bakarsan, çabayla zahmetin ne kadar etkili olduğunu anlarsın. Bu tıpkı su damlacıklarının zamanla ve yavaş yavaş kayaları oymasına benzer.
Plutarkhos, Moralia
Hareketsizlikten ve tembellikten korkaklık, zahmetten ve emekten ise cesaret doğar.
Hippokrates, Peri Aeron Hydaton Topon
Bir insanın kendi gücünü aşan işleri yapması büsbütün saçma bir şeydir.
Sophokles, Antigone
DALKAVUKLUK
Herkes kendisinin ilk ve en büyük dalkavuğudur.
Plutarkhos, Moralia
Dalkavukların arasına düşmektense kargaların arasında olmak daha iyidir; çünkü kargalar ölülerin leşlerini yerler, dalkavuklar ise insanların ruhlarını canlıyken mahvederler.
Anthistenes, (Anthologia Stobaiou)
DAVRANIŞLAR
Benim istemediğim kadar yumuşak davranma bana.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
Size başkaları yapınca kizdığınız şeyleri siz de başkalarına yapmayın.
Isokrates, Pros Nikoklea
Adil insanlar hoşgörülüdürler.
Platon, Gorgias
Bazı insanlar vardır, kendilerini pek beğenir, övünür, kendilerinden çok daha güçlüleri yermeğe kalkarlar, bir de onların kımıldandığını gördüler mi, bakarsınız hemen gerisin geriye dönerler.
Aisopos
Adettir, hor görülen insan aynen karşılığını yapar.
Phaidros
Kusurlarımızı görmeyiz ama suç işlemeye görsün başkaları hele, ahlâk hocası kesiliveririz birdenbire.
Phaidros
İnsan bağışlamalı rastlantıyla suç işleyen kimseyi. Ama bile bile zarar vereni de, her türlü cezaya çarptırmalı bence.
Phaidros
İnsan kendinden güçlüsüne bakıp da dövüneceğine kendinden güçsüzüne bakıp avunsun, daha iyi
Aisopos
Bir kere sınırı aşan için artık sınır yoktur…
Epiktetos
Gülecek bir şey olmadığında sadece bir budala güler.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Güçlülere, büyüklere öyküneyim dediniz mi… hem emekleriniz boşa gider, hem de herkesi kendinize güldürürsünüz.
Aisopos
Kıskanç kişi kendi kendisinin düşmanıdır; çünkü sürekli olarak kendi yarattığı üzüntülerin etkisinde kalır
Menandros, Fragman
Nice insanlar vardır, giriştikleri işi beceriksizlikler yüzünden başaramadılar mı, hemen o işi kötülemeye kalkar.
Aisopos
Kendi işinle ilgilen ve başkalarının yaptıklarıyla uğraşma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Seni seveni çağır sofrana, sevmeyeni değil. Çağırdığın daha çok komşuların olsun… Başına bir şey gelecek olursa komşuların hemen yardımına koşar.
Hesiodos, Erga kai Hemerai
Dostum niye bir baston yutmuş gibi yürüyorsun? -Sokakta rastladıklarımın hepsi tarafından imrenilmek ve sağdan soldan: “İşte büyük bir filozof” sözünü duymak için böyle davranıyorum.- İmrenmelerini istediğin kimlerdir? Onlar senin deli dediğin kimseler değiller mi? Delilerin sana imrenmelerini mi istiyorsun? Ah Ey koca deli!.
Epiktetos
DERTLER
Niçin atmıyorum kendimi bu kayadan? Bir düşer kurtulurum bütün dertlerden. Her gün korkakça acı çekmektense bir anda ölüp gitmek daha iyi.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
İstenerek katlanılan sıkıntılar istenmeden gelen sıkıntılara dayanmayı kolaylaştırır.
Demokritos
Bugüne kadar hiç kimse dertsiz doğmamıştır.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi
İnsanlar için üzüntüden daha beter bir kötülük yoktur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Sokrates’e, insan hayatını hiç üzülmeden nasıl geçirebilir diye sorulduğunda; ‘Bu imkânsızdır, çünkü bir evde veya
şehirde yaşayıp insanlarla görüşen birisinin üzülmemesi mümkün değildir diye cevap vermiş.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Tatlı söz üzüntüye derman olur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Dayan yüreğim, unutma ki çok daha alçakça şeylere katlanmıştın.
Homeros, Odysseia
DEVLET YÖNETİMİ
İnsan doğası gereği devlet kurmaya elverişli bir yapıya sahiptir.
Aristoteles, Politika
Sen tapın, yalvar, yaltaklan günün efendisine… Hiç ama hiç umurumda değil benim. Elindeyken, ne isterse yapsın, assın kessin: Uzun sürmeyecek çünkü… saltanatı
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
Kentin (devletin) mutluluğu ve erdemin uygulanması için gerekli olan en önemli, en vazgeçilmez yöntemlerin kökleşip sarsılmaz hale gelmesi, bunların yurttaşlara verilen eğitim yoluyla törelere işlemesine bağlıdır; zor kullanarak elde edilen sonuç bundan sağlam olmaz. Çünkü yasacının kurduğu düzeni herkese aşılayan eğitim yoluyla, gençler her şeyi bilinçli bir istekle yapacaklardır.
Plutarkhos, Lykurgos
Halklar kendilerini yönetmesini beceremeyen insanları kolay kolay dinlemezler: Buyruk dinleme buyruk verenin değerine bağlıdır; iyi yol gösteren kendini daha iyi izletir. Binicilik sanatı nasıl atı dizgine rahatça uyar duruma getirmekse krallık sanatı da insanları buyruğuna sokmasını bilmektir.
Plutarkhos, Lykurgos
Kendini uygunsuzluğa, kötü öğütlere kaptıran bir devlette bilgelik de kalmaz.
Euripides, Herakles
Yurttaşlar bir efendinin buyruğu altında istekli davranmazlar; çünkü bir efendi için çalışmaktadırlar. Oysa özgür
oldukları zaman artık kendi öz çıkarları haline gelmiş olan şeyi canla başla savunurlar.
Herodotos, Historiai
Bir devlet, mutlak hükümdarlara değil, kanunlara boyun eğmelidir. Böyle olmazsa, bu, ne isteklerine herkesin boyun eğmesini isteyenler, ne de boyun eğenler veya çocukları, veya çocuklarının çocukları için iyi olur… Böyle kazançlar elde etmek isteyenler, adi, bayağı ruhlardır.
Platon, Epistolai
Kendisi ve memleketi için en güzel olacak şeyi araştıran kimse, bu yüzden acılara da uğrasa, doğru ve güzel bir sona erer. Hiçbirimiz ölümsüz değiliz.
Platon, Epistolai
idarecilerin karakteri idare edilenlerinkiyle aynıdır.
Isokrates, Pros Nikoklea
Anarşiden daha büyük bir kötülük yoktur. Bu hem devletleri hem de evleri altüst eder.
Sophokles, Antigone
İktidar ya halkın sevgisiyle, ya da parayla elde edilir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
Sokrates’e hangi kentin yasa dışı idare edildiği sorulduğunda, İdarecilerin belli gruplardan seçildiği kent cevabını vermiş.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Devlet işlerinden daha zengin olarak değil, daha büyük bir şöhretle ayrılmalısın. Çünkü halkın övgüsü paradan çok daha değerlidir.
Isokrates, Pros Demonikon
Ancak yönetilmeyi öğrendiğin zaman yönetmeye muktedir olabilirsin.
Solon, (Anthologia Stobaiou)
Kültürsüz halk çoğu zaman bir tiranın boyunduruğu altına girer.
Solon, Fragman
Bir iktidar değişikliğinde fukara halk çoğu defa, efendi değiştirir sadece.
Phaidros, I
Halk kütlesi korkunç bir beladır.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi
Çok başlılık iyi değildir, bir kişi efendi olmalıdır.
Homeros, Ilias
Yurttaşlar, her şeylerini çılgınca sarf etmek gerektiğini düşünür, bütün gayretlerini aşk cümbüşlerine vererek yiyip içmekten başka bir şeyle uğraşmamak gerektiğini sanırlarsa, hiçbir kanun, ne kadar iyi olursa olsun, bir devleti rahata kavuşturamaz.
Platon, Epistolai
Lykurgos hemen düzeni toptan değiştirecek bir anayasa hazırlama işine girişti, yepyeni bir rejim kurma gereğine inanıyordu: Tıpkı türlü hastalıklara tutulmuş bozuk bir bedenin durumunu toptan değiştirmek için, kötü sıvıları dışarı atacak sert ilaçlar ve müshiller kullanmak gibi…
Plutarkhos, Lykurgos
Lykurgos… hayasızlığı, kıskançlığı, cimriliği, gösterişi ve bunlardan daha köklü ve daha yıkıcı olan toplum hastalıklarını, yani zenginliği ve yoksulluğu söküp atmak için, bütün memleketin orta malı olması, toprakların yeniden bölüşülmesi gereğine yurttaşlarını inandırdı. Herkes geçim bakımından eşit olacak, kimsenin erdemden başka üstünlüğü olmayacaktı… Çünkü aslında insanlar arasında ayrılık ve eşitsizlik yoktu. Ayrılık ve eşitsizlik olsa olsa kötü davranışlarla iyi davranışlar arasında olabilirdi…
Plutarkhos, Lykurgos
Haz ve tutkuya düşkün olan ve bunlara aç gözlülükle saldıran bir insan ya da bir oligarşi ya da bir demokrasi, iyileşmez ve sonu gelmez bir hastalığa yakalanarak hiçbir şeyi tutamayan bir ruhla kenti ya da bireyi yönetecek olursa, yasaları hiçe sayacaktır ve bu durumda… hiçbir kurtuluş yolu yoktur.
Platon, Nomoi
DIŞ GÖRÜNÜM
Bir kimseyi dış görünümüyle sevmemiz ya da ondan nefret etmemiz anlamsızdır; onu yaptığı işlerle değerlendirmeliyiz.
Lysias, Hyper Mantitheou
Vücut güzelliği bir hayvanın güzelliğine benzerdi, eğer akıl olmasaydı.
Demokritos, Fragman
DOSTLUK
Kendini bil. Dostların ziyafetlerine yavaş git, felaketlerine ise koşa koşa.
Sparta’lı Khilon
Dostlarına karşı şanslı günlerinde nasılsan şanssız zamanlarında da öyle kal.
Korinthos’lu Periandros
Dostlarınıza bir yardım edecekseniz vaktinde edin, işleri büsbütün bozulduktan sonra siz öğüt vermeye kalkmışsınız,
neye yarar?
Aisopos
Düşünce birliği dostluk yaratır.
Demokritos
İnsanlardan sadece erdemli olanları dost edinin…
Pythagoras, Khrysa Epe
Dostlarını korumak için haklı bir öfkeyle heyecanlanmak ancak gerçek dostlara yaraşır…
Euripides, Herakles
Şanssız adamın dostu kalır mı?
Euripides, Herakles
Yüksek mevkide bulunan iyi bir adamın tavırlarını değiştirmemesi, bilakis refah içinde olduğundan, dostlarına yardım edebileceği zaman onlara karşı daha fazla sadakatle hareket etmesi gerekir.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
Zor bir sorunda sadık bir insan değerlidir altınla gümüş kadar.
Theognis
Bir düşmandan kendini korumak bir dosttan korumaktan daha kolaydır.
Alkmeon
Dürüst ve iyi arkadaş, edinilen bütün mülklerin en iyisidir.
Ksenophon, Apomnemoneumata
Sadece erdemli kişilerin dostlukları sahtekârlıktan uzaktır.
Aristoteles, Ethika Nikomakheia
Mutlu olan dostlarını kıskanmaksızın takdir etmek az sayıda insanın doğasında vardır.
Aiskhylos, Agamemnon
Dostlarına mutlu olduklarından, çok mutsuz zamanlarında daha çabuk git.
Sparta’h Khilon (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, I, )
Nice insanlar vardır, kendilerini düşmanlarından korurlar ama hiç farkına varmadan, düşmandan da daha tehlikeli dostların eline düşerler.
Aisopos
Dostlarının alayları senin yaşayışını değiştirmene engel olmasın. Rezalet içinde olup onlara yaranmayı mı, ya da erdemli olarak onların gözünden düşmeyi mi üstün tutarsın?
Epiktetos
Dostlarını imtihan etmemeyi dile!. Aksi halde bir gölgeden başka bir şey olmadıklarını göreceksin.
Philemon, (Anthologia Stobaiou)
Dion’a ihanet etmekle birçok zenginlikler, şerefli mevkiler elde edebileceği halde bunu yapmayan da bir Atinalı idi.
Çünkü bu iki insanı bağlıyan, bayağı bir arkadaşlık değil, eş bir eğitimden gelen bir dostluktu. Akıllı bir adam ruh ve vü
cut yakınlıklarına değil, yalnız bu çeşitten dostluğa güvenmelidir.
Platon, Epistolai
Bir gün bahtın değiştiğini görünce yanında benim gibi bir adam bulunmasını isteyeceksin.
Platon, EpistolaU Od
Daha yeni tanıdığın bir adam sana, kırk yıllık arkadaşlarından çok dostluk gösteriyorsa, sakın kanma onun sevgisine. Bil ki arkadaşlığınız ilerleyince o başkalarıyla tanışırsa bu sefer de seni bırakır, onların yüzüne güler.
Aisopos
Dostluğa hainlik ettiniz mi, oyun ettiğiniz kimselerin öç almaya güçleri yetmez diye güvenmeyin; onların elinden bir şey gelmese bile, tanrılar o kötülüğü sizin yanınıza komazlar.
Aisopos
EĞİTİM
Cehalet, ne acı bir felaket
Sophokles, [Anthologia Stobaiou)
Eğitilmişlerin ümitleri hiçbir şey öğrenmemişlerin zenginliğinden daha kuvvetlidir.
Demokritos
Gençlerin akıllı, yaşlıların akılsız olması da mümkündür; düşünceli olmayı öğreten zaman değil, zamanındaki eğitim ve yaratılıştır.
Demokritos
Ruhsal eğitim onu elde edenler için ikinci bir güneştir.
Herakleitos, Fragman
Lykurgos, kanun koyucunun en büyük ve en güzel eserinin eğitim olduğu düşüncesine sahipti.
Plutarkhos, Bioi ParalleloU (Lykurgos)
Arıların nasıl ki bütün bitkilerde durduklarını ve her birinden en iyi olanı aldıklarını görüyorsak, kendilerini yetiştirme isteği içinde olanlar da bütün bilgilerden yararlanmalı ama hepsinden faydalı olanları seçmelidirler.
Isokrates, Pros Demonikon
Aristoteles’e eğitimli ve eğitimsiz insan arasındaki fark nedir diye sorulduğunda, ‘canlılar ve ölüler arasındaki farkın aynısıdır diye cevap vermiş. O, bilginin mutlu anlarda bir süs, hüzünlü zamanlarda ise bir sığınak olduğunu söylüyor.
Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Phitosophon
Erdemin temelleri insanın doğasında vardır; ancak onun işlenmesi eğitimin işidir. Eğitimsiz mizaç kördür.
Plutarkhos, Ethika, A, B
Eğitimlerini ihmal edenler bunun sonucunun, doğru biçimde düşünememek olduğunu anlayamazlar.
Isokrates, Peri Eirenes
Cahil kalmaktansa ilerlemiş yaşında öğrenmiş ol çok daha iyi.
Kleobulos, [Anthologia Stobaiou)
Sadece bir iyilik vardır: Doğru bilgi. Ve sadece bir kötülük vardır, o da cahillik.
Sokrates, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, E,)
Öğrenmeyi ihmal ettiğin şeyleri öğretmeyi istemen, delilikten başka bir şey değildir.
Platon, Alkibiades
Bir şey bilenler, başka birini kendileri kadar bilgili kılarlarsa, bu, onlarda gerçekten bilgi olduğunu gösterir.
Platon, Alkibiades
Her konuda bilgisiz birisi olmamak için her şeyi bilmeye uğraşma.
Demokritos, Fragman
Bir hekim bir hastaya gider ve ona şunu söyler: ‘Sıtmanız var. Bugün hiçbir şey yemeyiniz, yalnız su içiniz’. Hasta ona inanır, teşekkür eder ve ücretini verir. Filozof da bir kültürsüze şöyle der: ‘Azgın isteklerinizin sonu yok. Kaygılarınız bayağıdır. İnançlarınız sahtedir, yanlıştır’. Kültürsüz öfkelenerek çıkıp gider ve alçaltıldığını söyler. Bu ayrılık nereden geliyor? Çünkü hasta ağrısını duyar, ama bilgisiz bu acıyı duymaz…
Epiktetos
Ben öğrenmekten utanmam, araştırırım, sorduklarıma cevap verenlere minnet duyarım; hiç kimseye karşı nankörlük etmemişimdir; bana bir şeyler öğretmiş olana borçlu olduğumu her zaman kabul etmişimdir; öğrendiklerimi kendim bulduğumu hiçbir zaman ileri sürmemişimdir. Bana ders vereni, bilmediğimi öğreteni her zaman över, ondan bilgili bir adam diye söz eder, öğrendiklerimi dört bir tarafa yayarım.
Platon, Hippias Elatton
EĞLENCE
Dinlenme ve eğlence yaşamın zorunlu ihtiyaçlarındandır.
Aristoteles, Ethika Nikhomakheia
Eğlencesiz yaşam hansız uzun bir yola benzer.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)
Çabuk kırılır hep gerilmiş duran yay… gereğinde iyi düşünebilmesi için ruha biraz da eğlence gerek.
Phaidros
ELEŞTİRİ
Theopompos’un kötülemelerinden çok beğenilerine inanmak gerekir; çünkü o, beğenmekten çok, kötülemekten hoşlanır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi (Lysandros-Sulla)
ERDEM
Kendi kendini yenmek zaferlerin en başta geleni ve güzelidir, kendine yenilmek ise bütün bozgunların en çirkini ve en kötüsüdür.
Platon, Nomoi
Ne ölümlülerin ümitsiz hayatlarında pek bulamadıkları o parlak altınlar; ne mücevherler, ne insanların o kadar değer verdikleri gümüş döşekler; ne de engin ovalarda ağır başakların kendi kendine bittiği tarlalar; erdemli kimselerin düşünceleri kadar parlak olamazlar.
Platon, Epistolai
İmkân ve kuvvet elde olunca iyilik etmek kadar güzel bir şey var mı?
Sophokles, Oidipoûs Tyrannosm
Bana iyilik ya da kötülük yapanlara aynı biçimde ve daha fazlasıyla karşılık verecek kadar uzun yaşayabilsem.
Ksenophon, Anabasis
Kötülükten çok iyiliği hatırlamak güzeldir, doğrudur, kutsal ve tatlı bir görevdir.
Ksenophon, Anabasis
Yoksula hemen bağışta bulun, yarın gelmesini söyleme… Yoksul insana karşı asla insafsız olma.
Phokylides, Gnotnai
Babadan kötü şeyleri kapma.
Acınmaktan çok kıskanıl
Miletos’lu Thales
Başkasında hoş görmediğini kendin yapma.
Bahtsızları ayıplama; çünkü tanrıların gazabına uğramışlardır.
Affetmek öcalmaktan daha güçlüdür.
Lesbos’lu Pittakos
Gururdan zalim insan doğar, İfrat ve çılgınlıklarla beslenen bir gurur, kendini yükseklerde görür. Fakat akıbeti sonsuz bir uçuruma yuvarlanmaktır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
En iyi yaşam şekli, adalet ve diğer erdemler üzerinde uğraş vermektir.
Platon, Gorgias
Kötü düşünceli olmamak: İşte tanrının en büyük armağanı.
Aiskhylos, Agamemnon,
İnsanlara başkalarının felaketlerine gülmek değil, acımak yakışır.
Yakınlarının bile felaketlerinden mutluluk duyanlar kaderde herkesin ortak olduğunu anlamadıkları gibi evlerinde neşe de bulamazlar.
Demokritos
Ne hiçbir başa bağlı olmayan hayatı ne de zor altındaki uşaklığı öv.
Aiskhylos, Eumenides
Doğuştan asil olanlar çocuklarının ayıplanyla acı duyarlar.
Euripides, Herakles
İnsan bir kere haksızlıktan hoşlaşıp yasayı hiçe saymasın; artık geleceğin neler getireceğini kimse kestiremez. Böyle birisi kendi talih arabasını kendi eliyle parçalamış demektir.
Euripides, Herakles
Güzelliği seveceğiz ama çapkın olmayacağız; bilgeliği seveceğiz ama gevşek olmayacağız.
Thukydides, Historia
Erdemin yolu uzundur, sarptır; zor çıkılır tepesine, ama bir de çıktın mı, ne kadar zor da olsa, kolaylaşır her şey.
Hesiodos, Erga kai Hemerai
Erdem sadece kuramsal değil, aynı zamanda deneysel bir bilimdir. Ve erdemli olmak isteyen kişinin yalnızca kendisini erdeme yönelten dersleri iyi şekilde öğrenmesi değil, çalışkanlık ve özsaygı üzerine de uygulama yapması zorunludur.
Mousonios, (Anthologia Stobaiou)
Ağaç nasıl temiz havayla, serin rüzgârlarla büyürse, erdem de aynı şekilde bilge ve adil insanlarla gelişir.
Pindaros, Nemeonikai
Kötü insandan bütün hayatın boyunca uzak dur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Ne yalnızken, ne de başka birisiyle, hiçbir zaman çirkin bir şey yapma. Herkesten daha çok kendinden utan.
Pythagoras, Khrysa Epe
Sadece lafta değil, işte de çalışkan olmalısın.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Sadece nasıl yaşayacağımıza değil, nasıl onurlu yaşayacağımıza da özen göstermeliyiz.
Platon, Kriton, B
Tanrının sana verdiklerinden, sen de ihtiyacı olan insanlara ver.
Phokylides, Gnomai
Hayatta doğru yerine yalan tercih edildiği zaman, insanların yaşamı sefalet ve acı içinde geçer.
Aisopos
Bütün hayatın boyunca gerçeğe o kadar saygı duy ki, sözlerin bütün diğer insanların yeminlerinden daha inandırıcı olsun.
Isokrates, Pros Nikoklea
Gerçek her zaman güvenilirdir.
Sophokles, Antigone
Erdem yolunda güçlü bir eğitimci olarak görünecek kimse, doğru yolu gösterme ve sözle inandırma yolunu tutandır, kanun ve zor yolunu değil. Çünkü, kanunun haksızlıktan alıkoyduğu kişi olasılıkla gizlice yanlış yol tutacaktır; erdeme inandırılan kişiden ise ne gizlice, ne de açıkça yanlış bir şey yapması beklenmez.
Demokritos
Erdem, kendisini kazanmış olan kişilere, zenginlikten daha iyi ve asil soydan daha yararlı bir dost olarak yaşlılıklarına kadar eşlik eder.
Isokrates, Pros Demonikon
Erdem, ruhun mantığa aykırı bölümlerinin mantıkla birleşmesidir.
Theages, (Anthologia, Stobaiou)
Biri çıkar da bir kimsenin seni yerdiğini söylerse ileri sürüleni yalanlamaya kalkma. Yalnız şu cevabı ver: Bunu söyleyen hiç şüphesiz başka eksiklerini bilmiyormuş. Bilseydi sadece bunu söylemekle kalmazdı..
Epiktetos
Felsefe yolunda ilerleyen bir adam… sanki en tehlikeli düşmanı olan ve kendisine biteviye tuzak kuran bir adama karşı imiş gibi kendisine karşı uyanıktır.
Epiktetos
Pek çok yiyeceği olduğu halde yiyemediği için sıska, cılız kalan kimselere benzeriz. Güzel ahlâk kurallarımız vardır. Ama bunlar laf etmek içindir, uygulamak için değildir. Davranışlarımız sözlerimizi yalanlar. Adam değiliz. Filozof rolü oynamak isteriz. Yük bizim için çok ağırdır…
Epiktetos
ERTELEME
İnsanlar için düzenden daha yararlı ve daha güzel bir şey yoktur.
Ksenophon, Oikonomikos
İşini tavsatanın ambarı dolmaz, üstüne düşmediğin işten hayır gelmez, işini yarım bırakan bela çeker başına.
Hesiodos, Erga kai Hemerai
Yarın başka türlü bir adam olacağım!. Niye bugünden başlamıyorsun? Bugün, yarın için hazırlanmaya koyul, başka türlü davranırsan yine yarına bırakacaksın.
Epiktetos
EŞİTLİK
Adalet ve eşitlik herkese hakim olduğu zaman yaşam bizim için mutluluk verici olacaktır.
Solon, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton Eudokimon Philosophon, I, )
Eşitliği tercih et ve aç gözlülükten kaçın.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
EVLİLİK
Dengin dengini bulmasıdır en büyük mutluluk dünyada, emeğiyle yaşayan insan evlenmeye kalkmayacak paralı soylu kişilerle.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
Sağlam nedenlere dayanarak değil de, tıpkı toy bir delikanlı gibi en aşağılık, en utanmazca duyguları kamçılayan hallere, cilvelere kapılarak evlenmişti.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla)
Düğünleri gösterişsiz yapın.
Spartalı Khilon
Damattan yana mutlu çıkan bir oğul bulur, mutsuz çıkan ise kızını da kaybeder.
Demokritos
Şen, o uzun yokluklarımda, hiç kusur etmeden yatağımın şerefini koruyan, cesaretle yuvamın üstüne titreyen kadın.
Eyripides, Herakles
Buluşma zorluğu onları aşırılığa, ölçüsüzlüğe düşmekten korur, bedenleri yaratıcılığını yitirmez, sevgileri her gün yenilenirdi. Engelsiz buluşma özgürlüğünün getirdiği doygunluğa, bıkkınlığa düşmezlerdi. Hep birbirlerine doymadan ayrıldıkları için istekleri, sevgileri daha uzun sürerdi.
Plutarkhos, Lykurgos
Bir kadının yüreği için, tanrıların kavgadan sağ esen kurtardıkları kocasına kapıları ardına kadar açmak sevincinden daha parlak ne ışıldayabilir?
Aiskhylos, Agamemnon
FARKLILIK
Herbir şey bana nasıl görünüyorsa benim için böyledir, sana nasıl görünüyorsa senin için de öyle… üşüyen için rüzgâr soğuk, üşümeyen için soğuk değildir..
Protagoras
GİZLİLİK
Yapmak istediğini söyleme; başaramazsan gülerler.
Lesbos’Iu Pittakos
Bir insan sana bir gizlisini söyledi. Sen de gizlini bildirmenin namusluca, doğru ve ince bir davranış olduğunu sanıyorsun. Sen bir hoppa ve bir aptalsın…. Sana sırrını söyleyen çoğunlukla namuslu bir adamın maskesini taşır. Bu güvenmek değildir. Bu, boşboğazlıktır. Senin kulağına söylediği şeyi rastgeldiğine de söyler. , delinmiş bir fıçı gibidir. Kendi gizlisini saklayamadığı gibi senin gizlini de saklayamayacaktır.
Epiktetos
Bazı insanlar vardır uzaktan bir şey sanıp korkarsınız; yanlarına vardınız mı hiçlikleri belli olur.
Aisopos
Yaradılıştan korkak olanlara ne deseniz boştur, yüreklerini pekleştiremezsiniz.
Aisopos
GÜZELLİK
Saç, güzelleri daha alımlı, çirkinleri de daha korkunç gösterir.
Plutarkhos, BioiParalleloi (Lysandros-Sulla)
Güzellik ile çirkinlik arasında fark olmadığını ileri sürmek nankör ve toy olmaktır… Bu, eşyanın niteliğini bilmeyen ve bu başkalığı duyarlarsa sürüklenip yıkılacaklarını sanan kimselerin düşüncesidir. Güzelliği yok sayarak ondan kurtulmak mümkün değildir. Onu bilmek ve ona dayanmak gerekir.
Epiktetos
HAKSIZLIK
Tanrı sadece haksızlık yapmaktan nefret edeni sever.
Demokritos
Bizimle ilgili olarak halkın değil, adil ve haksız olanları iyi ayırt edebilen bir insanın söyleyecekleriyle daha çok ilgilenmeliyiz…
Platon, Kriton
Bütün kötülüklerin gerçekten en büyüğü ve başta geleni haksızlık yapan birinin cezalandırılmamasıdır.
Platon, Gorgias
Eğer her birimiz, oluşan haksızlıkların aleyhimize döneceğini düşünerek, haksızlık edene karşı istekle mücadele etseydik ve bütün vatandaşlar olarak aramızda sıkı bir işbirliği yapsaydık, art niyetlilerden kaynaklanan kötülük belki bu kadar azgınlaşmazdı…
Menandros, [Anthologia Stobaiou)
HATALAR
Fırtınalı bir havada denizin dalgaları iyice kabardığında, küçücük bir hata yüzünden kaptanın tayfalara öfkelendiğini bilmez misiniz? Bunun nedeni böyle bir durumda küçük bir kusurun bile her şeyi mahvetmeye yetmesidir.
Ksenophon, Anabasis
En bilge kişi bile hata yapabilir.
Aiskhylos, (Anthologia Stöbaiou)
İki kez aynı hatayı yapmak bilge kişinin özelliği değildir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Hatalarını sözlerle örtbas etmeye değil, özdenetimle düzeltmeye çalış.
Pythagoras, (Anthologia Stöbaiou)
Başkalarınınkinden çok kendi hatalarını denetlemen daha faydalıdır.
Demokritos, (Anthologia Stobaiou)
Tanrıdan korkan, dikkatli ve akıllı bir kimse hainlerin huyunu anlamakta hiçbir zaman tamamen aldanmaz; ama fırtınaları gerektiği gibi sezdiği halde bunların hiç beklemediği büyük şiddetini ölçmediği için sulara gömülmüş usta bir dümencinin akıbetine uğrayabilir.
Platon, Epistolai
Hata yapmak da, bilmediğini bilir sanmak olan bilgisizlikten ileri gelmez mi?
Platon, Alkibiades
HAYAT
Ne tatlı şeydir uzun uzun yaşamak; cana can katan umutlar içinde, sevinçten pırıl pırıl bir yürekle.
Aıskhyios, trometheus
Hayatta herşey insanların istediği gibi gitmez.
Pausanias, Periegesis tes Hellados, II.
Hayatta… acıyı düşünmeden sadece her günün arkasından gecenin gelmesine kanarsanız, o size bütün zevkleri verebilir.
Euripides, Herakles
Asılsız da olsa, şüphe insanın içini kemirir.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
İstediğimiz gibi yaşayamıyoruz, imkânlarımızın elverdiği ölçüde yaşıyoruz.
Menandros, Fragman
Eski itibarını yitiren insan eğlencesi olur alçakların bile, kaderin kötü, acılı günlerinde.
Phaidros, I
Ünüm var, sanım var diye övünrnemeli; ünsüz sansız kişilerin daha korkusuz geçer günleri.
Aisopos
Yapacağın her işte, girişmeden önce ne olacağını ve arkasından ne çıkacağını iyice düşün, ondan sonra işe kalk. Bu yolu tutmazsan yapacağın her harekette başlangıçta zevk duyarsın, çünkü arkasından ne çıkacağını tasarlamış değilsindir. Ama sonunda rezalet kendini gösterince utanç içinde kalırsın.
Epiktetos
Denize açılmak istiyorsak, bunun için iyi bir rüzgâr gerekir. Bu rüzgârı üzüntü içinde beklerken çoğu zaman havanın nasıl olduğunu soruştururuz. Ah gene kuzey rüzgârı. İşimize hiç yaramayan bu kuzey rüzgârını ne yapmalı? Ne vakit batıdan esecek? Dostum batı rüzgârı ne vakit isterse o vakit esecek, daha doğrusu ona söz geçiren ne vakit isterse… Biz ancak elimizde olana hakimiz ve bütün diğer şeyleri karşımıza çıktıkları gibi kabullenmeye mecburuz.
Epiktetos
Her an üzüntü içinde yaşarız ve efendimizin adını söylerlerse bitmiş bir insan durumuna düşeriz. Öyleyse efendi nedir? Bu bir adam değildir, çünkü insan insanın efendisi olamaz. Bu; ölüm, yaşama, şehvet, ıstırap, fakirlik ya da paradır… Ama eğer korkmazsam tam özgürüm ve kendimden başka efendim yoktur.
Epiktetos
Biz de hayatın ne kadar değişken olduğuna bakalım da her işimizi başarıyla bitireceğimizi sanmayalım; günün güzeli olur da fırtınalısı olmaz mı?
Aisopos
Bir insan, işleri yolunda gidip de yükseldi mi, ne oldum delisi olmamalı, aslını unutmamalı, çünkü güven olmaz bu
dünyaya.
Aisopos
İFTİRA
Bugüne kadar iftiradan daha acı ve çirkin başka bir şey görülmemiştir.
Kleanthes, (Anthologia Stobaiou),
İyi insan ahlâksızlar tarafından iftiraya uğramayı ciddiye bile almaz.
Demokritos, Fragman
Kimi insanlar vardır, iyidir, yumuşaktır, ama bir iftiraya uğradılar mı, öç almak için her kötülüğü yapabilirler
Aisopos
İHTİYARLIK
Gençlik benim en sevdiğim çağdır, ama ihtiyarlık Aitne’nin sivri tepelerinden daha ağır bir yük gibi omuzlarıma çöküyor, kirpiklerime kalın bir perde çekiyor. Ben ne Asya imparatorluğunun ihtişamını, ne de altın dolu bir sarayı gençliğe değişmezdim. Ama ihtiyarlıktan, insanı öldüren bu korkunç çağdan, nefret ediyorum. Gitsin kendini dalgalara atsın; ah keşke ölümlülerin evlerine, şehirlerine hiç uğraymasaydı, sonsuz bir uçuşla kanatlanıp göklerde kaybolsaydı.
Euripides, Herakles
Sürekli olarak birçok şey öğrenerek yaşlanıyorum…
Solon, Fragman
İmrenmeye layık olan delikanlı değil, hayatını güzel geçirmiş bulunan ihtiyardır; çünkü hayatın doruk noktasına çıkmamış olan insan, birbirine zıt amaçlar akıntısına sürüklenebilir; halbuki artık limana dönmüş demek olan ihtiyar orada…nimetleri önüne serilmiş bulur
Epikuros
Gerçeği öğrenmek isteyen, hiçbir yaşta ihtiyar sayılmaz.
Aiskhylos, Agamemnon
O ihtiyarlık ki az çabuk koşmaz ardımızdan, kaçtıkça kovalar bizi.
Platon, Symposion
Bir canlı… çocukluğundan ihtiyarlığına kadar hep kendi olarak kalıyor deriz, oysa hep aynı adı taşısa da, hiçbir zaman aynı varlık değildir, durmadan saçları, eti, kemiği, kanı, bütün bedeni bir yandan yenilenir, bir yandan ölür. Yalnız beden değil, can da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar, bunların hiçbiri kimsede aynı kalmaz, biri ölürken bir yenisi doğar.
Platon, Symposion, Ode
İNSAN
Her şeyin ölçüsü insandır, var olanların var olduğu, var olmayanların olmadıkları gibi.
Protagoras
Kendini tanı, ne olduğunu bil.
Protagoras
İnsan öteki canlı varlıklardan biricik kavrayan varlık oluşuyla ayrılır, ötekiler algılarlar ise de kavrayamazlar.
Alkmeon
İnsanlığın gerektirdiğini yapabilmek kolay bir iş değildir. İnsan, aklı olan geçici bir hayvandır ve ancak akıl ile hayvanlardan ayrılır. O, akıldan uzaklaştığı, akılsız hareket ettiği zaman insan kaybolur ve hayvan ortaya çıkar.
Epiktetos
İSTEKLER
Her şey güçleşir, can sıkar, bırakıp da bir kimse kendi yaratılışını, kendine uymayanı isterse.
Sophokles, Philoktetes
Gerçekleştiğinde insanı mutlu kılacak arzuları tatmin edelim, kötü sonuçlar getirecek olanlardan ise kaçınalım.
Platon, Gorgias
Ölçüsüz arzular yetişkin bir insanın değil, aksine bir çocuğun özelliğidir.
Demokritos, Fragman
KADINLAR
Ve Zeus… böylesine güzel bir belayı yaratınca ……ölümsüz tanrılar ve ölümlü insanlar şaşakaldılar görünce bu aldatıcı güzelliği, İnsanları baştan çıkaracak olan Bu derin, bu sonsuz büyü kaynağını. Çünkü bu kaynaktan çıkmıştır aslında O kadın dediklerimizin belalı soyu, O ölümlü insanların baş belası. Fukaralığa bir türlü alışamaz kadınlar. Hep bolluktur onların özledikleri. Nasıl ki arı oğullarının sığındığı yerde Hep beslerse verimli bal arılan İşi gücü kötülük olan yaban arılarını. Bal arıları her gün güneş batıncaya dek Bembeyaz petekleri öredururken Ötekiler sığınıp kovanlann içine Başkalarının emeğiyle beslenirler. İşte bunun gibi bulutlarda gümbürdeyen Yarattı baş belası olarak Kadınlar soyunu ölümlü insanlara, O kadınlar ki kötülüktür işleri güçleri, iyiliğe karşı kötülük sağladı onlarla. Her kim ki sakınır evlenmekten Kadın derdi sarmamak için başına, Olmaz olası ihtiyarlık bir geldi mi Desteksiz kalır yaşlı günlerinde; Yaşadıkça ekmeksiz kalmaz gerçi, Ama ölünce vannı yoğunu yakınları bölüşür. Buna karşılık bahtında evlenme olan da
Aklı başında iyi bir kadına düşse bile, İyi şeyler kadar kötü şeyler de gelir başına; Hele üstelik çılgının biriyse karısı
Ömrü boyunca kahır çekip canından bezer, Devasız dertlere düşmüş gibi olur.
Hesiodos, Theogonia
Takıp takıştırıp… aklını çelmesin kadının biri. Gözü ambarındadır diller dökerken sana, ha kadına güvenmişsin, ha bir hırsıza.
Hesiodos, Erga kai HemeraU
Kadınlar yolarlar erkekleri, ne türlü yoldan olursa olsun, ister sevsinler, ister sevilsinler.
Phaidros, H
Sadece kadınların yürekleri çabucak inanıp heyecana kapılabilir.
Aiskhylos, Agamemnon
KADER
Tıpkı çakıl taşlarının bir nehrin çamurlarında gömülü olması gibi, insanların talih ve amaçları da kader tarafından örtülmüştür.
Pausanias, Periegesis tes Helladost
İnsan kaderin esiridir. Buna karşı gelinmez. En iyisi kadere razı olmaktır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
Yiğitlik kaderin darbelerini azaltır.
Demokritos
KANUNLAR
Bir devlette yasa güçsüzse, çiğneniyorsa, bence yıkılış çok yakındır; ama yasa, yöneticilerin üstündeyse ve yöneticiler onun kölesi ise, devlet kurtuluşa ve tanrıların… verdiği bütün nimetlere kavuşur…
Platon, Nomoi
Uygun şartlar altında mükemmel olarak yeniden düzenlenmezse, kanunların iyileşmesine hemen hemen hiç imkân yoktur.
Platon, Epistolai
Aklı başında kimselerin kanunu Tanrı, akılsız kimselerin kanunu zevk ve sefadır.
Platon, Epistolai
Kanunlar akıllılar için yapılır; haksızlık yapmasınlar diye değil, haksızlıklara uğramasınlar diye.
Epikuros
Saygıdan ve hukuktan payı olmayan kişi devlet yararına bir salgın hastalık gibi yok edilmelidir…
Protagoras
Her kim adaletli davranırsa tanrılar onun dostu olurlar.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Kanunlar sizden dolayı, siz de kanunlardan dolayı güçlüsünüz. O halde siz sanki kendiniz haksızlığa uğramış gibi kanunlara yardım etmelisiniz. Kanunlara karşı yapılan haksızlıkları da kendinize karşı yapılmış olarak görmelisiniz.
Demosthenes, Kata Meidia
Kanunlar devletin ruhudur. Tıpkı vücudun ruhtan yoksun kaldığında ölmesi gibi, devlet de kanunlar uygulanmazsa felakete sürüklenir.
Demosthenes, [Anthologia Stobaiou)
Hiç haksızlık etmeyen birisinin kanuna ihtiyacı yoktur.
Antiphanes, Fragman
Hakka adalete uygun dediğimiz kanunları yasaları çıkaranların çoğu, o yasalara kendileri uymaz.
Aisopos
Bir devlette adalet olur da yargılar hakka uyarsa, büyükler gibi küçükler de rahat yaşar.
Aisopos
Kanun bütün insanların kralıdır.
Pindaros, Fragman
KORKU
Hiçbir şeyden korkma… O zaman bir atın bir ata, bir arının bir arıya karşı korkunç ve ezici bir silahı olmadığı gibi, hiç kimsenin de sana karşı korkunç ve ezici bir silahı olamaz. İsteklerinin ve korkularının, seni esir etmek için… tıpkı bir kalede olduğu gibi, efendilerinin senin gönlünde besledikleri silahlı bir ordu olduğunun farkında değil misin? Bu askeri kov! Kaleni elinde tut, özgürlüğün yerine gelmiştir…
Epiktetos
Böyledir işte; ilk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.
Aisopos
KOTULUK
Her kim bir başkası için kötü bir şey düşünürse bu ona mutlaka geri döner…
Pausanias, Periegesis tes Hellados,
Kötülüğe kötülükle çare bulma.
Herodotos, Historiai
Kim öldürürse kanıyla öder, kim ne işlerse cezasını bulur. Zeus tahtında oturdukça insanlar arasında eden bulur töresinin hükmü sürecektir.
Aiskhylos, Agamemnon
Kötüler karşısında geri adım atmayıp tepkimizi göstermemiz gerekir.
Menandros, (Anthologia Stobaiou)
Kötü insanlarla arkadaş olma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Deliye bıçak vermekle kötüye güç vermek aynı derecede tehlikelidir.
Iamblikhos, (Anthologia Stobaiou)
İnsanın kötü karakterini değiştirmesi hiç kolay değildir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Kharilaos nasıl iyi adam olabilir ki, kötüler bile korkmuyor ondan.
Plutarkhos, Lykurgos
Kurnaz adam tehlikeye düşmeye görsün hele, kurtarır kendini başkasının sırtından.
Phaidros
Düşmanlarına mümkün olduğu kadar kötülük, dostlarına da mümkün olduğu kadar iyilik etmek gerekir. Fakat (unutmamak gerekir ki), aynı kötülüklere insanın kendi de uğramadan başkalarına kötülük etmek mümkün değildir.
Platon, Epistolai
Tüm insanlar içinde en kötü olanlar ve en büyük cezayı hak edenler, kendilerinin suçlu oldukları şeyler için başkalarını suçlamaya cüret edenlerdir.
Isokrates, Peri Antidoseos
Kötüler cezalarını hemen görmüyorlar diye şaşmayın, her şeyin bir sırası vardır.
Aisopos
İnsanların kötülüğüne aldırmaz da iyilik etmeye kalkarsanız, size bir kat daha kötülük etmelerine sebep olursunuz.
Aisopos
KONUŞMA SANATI
Sessizlikte pek çok güzellik gizlidir.
Sophokles, Aleadai, (Anthologia Stobaiou)
Yanılmamak için çabuk konuşmaktan nefret et; ardından pişmanlık gelir.
Priene’li Bias
Yaptığını düşün. Çok dinle, yerinde konuş.
Priene’li Bias
Bir toplantıda, iyi ve güzel bir söylev verme ve dinleyicileri inandırabilme yeteneği, armağanların en küçüğü değil, en yücesidir ve de kişinin kendisinin, varlığının ve dostlarının kurtuluşunu sağlayan çok değerli bir şeydir.
Platon, Hippias Meizon
Dilini tutmayanlar birçok felakete maruz kalırlar.
Euripides, Âigeus, Fragman
Çocukların az ve öz konuşmaları, ustaca karşılık verebilmeleri için, uzun uzun susmasını bilmeleri gerekiyordu. Sevişmede aşırılığa gidenlerin tohumlan nasıl çok kez kısır ve güçsüz olursa, kpnuşmada ölçüsüzlüğe kaçanların sözleri de boş ve anlamsız olur.
Plutarkhos, Lykurgos
Konuşmasını bilen, ne zaman konuşması gerektiğini de bilir.
Plutarkhos, Lykurgos
Gençlere, konuşmak yerine susmak daha çok yakışır.
Menandros, Gnomai Mönostikhoi,
Haksız olduğu halde bilgece sözler söyleme yeteneğine sahip olan kişi en büyük cezaya layıktır. Çünkü güzel sözlerle haksızlığı kolayca örtbas edeceğine inandığı için her zaman alçakça işler yapmaya cüret gösterecektir…
Euripides, Medeia
Seyircileri ikna eden konuşmacının sözleri değil, karakteridir…
Menandros, (Plutarkhos, Ethika, c)
Olabildiği kadar sus ya da kaçınılmaz sözleri söyle ve az kelimeyle söyle. Ara sıra konuşman gerekir. Bu durumda bayağı konulardan söz açma… Özellikle yerme, övme ve karşılaştırma için tanıdığın kişileri ele alma. Becerebilirsen dostlarının konuşmalarını sözlerinle düzelt ve ahlâka uygun konulara çevir. Eğer yabancılar arasında isen hiç ağzını açma.
Epiktetos
Konuşmalarda damdan düşer gibi ve uzun uzadıya; katıldığın savaşlardan ve karşılaştığın tehlikelerden söz açma. Sen bunları anlatmakla çok zevk duyuyorsan da, başkaları dinlemekten pek o kadar zevk duymayabilirler…
Epiktetos
Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.
Epiktetos
MİSAFİRLİK
Gurbette misafir bir günden fazla güler yüz görmezmiş derler.
Euripides, Herakles
MUTLULUK
Mutludur denizdeyken kopan fırtınadan kurtulan, limana varan… Mutludur acıları yenen.
Euripides, Bakkhai
Sayısızdır insanlar için ümitler. Bazıları getirirler beklenen mutluluğu, bazıları aldatırlar insanı. Bugününü kim ki neşeyle yaşar, mutludur o, mutlu.
Euripides, Bakkhai
Doğru insanların ocaklarında mutluluğun çocukları daima güzel olur.
Aiskhylos, Agamemnon
İnsan için en iyisi hayatı olabildiği kadar çok neşeyle ve olabildiği kadar az sıkıntıyla geçirmektir.
İnsanın kendi hayatını daha kötü durumda olanlannkiyle karşılaştırarak ruh ferahlığı duyması ve onların çektiklerine bakıp, onlardan daha iyi duruma ve işe sahip olduğunu düşünerek kendini mutlu sayması gerekir.
Demokritos
Felaketler herkes için aynıdır. Hayat bir çark, mutluluk ise değişkendir.
Pbokylides, Gnomai
Sahip olmadıklarından acı duymayan, sahip olduklarından sevinç duyan kişi mutludur…
Demokritos
Özellikle mutluyken kibirli olma.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Akıllı, namuslu ve adil olmadıkça mutlu yaşamak mümkün değildir ve mutlu olmadıkça akıllı, namuslu ve adil olmanın yolu yoktur. Bu şartlardan birini yerine getirmeyen, mesela akıllı bir halde yaşamayan kimse namuslu ve adil olsa da mutlu olarak yaşayamaz.
Epikuros
Son gün gelmeden hayatın ne olduğu bilinmez. İnsan, ömrünün sonuna kadar dert görmediyse ancak o zaman mutlu olmuş sayılır.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
Ey mutluluğu bulanlar Ölmeden önce, mutlu olduğunuzu sanmayın…
Euripides, Troades
ÖFKE
Anlamıyor musun Prometheus, öfke hastalığına iyi gelen sözler vardır, ancak yüreğin ne zaman yumuşayacağını bilmek şartıyla. Kaynayan bir öfkenin üstüne gidilmez.
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
Öfkeni tut, çünkü öfkenin aklı mantığı yoktur.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Gerçekten haklı olanların öfkelenmemeleri gerekir.
Euripides, Bakkhai
Sakın öfkeye kapılarak gerçeklere sırtını dönme.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
ÖĞÜT
Başı dertte olmayana kolay gelir dertliye akıl öğretmek.?
Aiskhylos, Prometheus Desmotes
En tatlı şeyleri değil, en doğru şeyleri öğütle…
Solon, (Diogenes Laertios, Bioi kai Gnomai Ton kudokimon Philosophon
Kendini koruma da, akıl ver başkalarına, olacak budalalık mı bu?…
Phaidros, I
Bazı insanlar… öğüt istenince, ne düşündüklerini söylemeyip, öğüdü isteyenin nasıl bir cevaptan hoşlandığını anlamaya çalışarak, duygularının tersini söylerler.
Platon, Lakhes
OLCU
Her şeyde orta yolu takip etmek gerekir.
Plutarkhos, Moralia
Aşırı olan hiçbir şey insanı mutlu etmez.
Euripides, Medeia
Ölçüyle seni üzmeyecek olan şeyleri kastediyorum.
Pythagoras, Khrysa Epe
Kendine hakim olmamak zararlıdır. Ölçülü ol.
Miletos’lu Thales
Kendine hakim olmayı başarabilmek çok büyük bir güç ve zenginliktir…
Pythagoras, (Anthologia Stobaiou)
Ölçü bir yana bırakılıp, küçük gemiye büyük yelken, ufak tefek bedene fazla yiyecek ve kaldıramayacak adama büyük yetki verilirse, hepsi altüst olur.
Platon, Nomoi
Aşırı gülmeyi ve gözyaşını bastırmak gerekir, her insan bunu herkese öğütlemelidir; kişi sevincini ve üzüntüsünü gizleyerek saygın bir davranış içinde olmaya çalışmalıdır.
Platon, Nomoi
ÖLÜM
Ölüm hepimizin yazgısıdır; kader ölüm döşeğine serince inşanı, tanrılar bile uzaklaştımaz uğursuz ölümü ondan.
Homeros, Odysseia
Bu cesur yürek neye yaradı, uzaklaştırabildi mi ondan kara Ölümü?
Homeros, Odysseia
Ölmüşleri şanslı oldukları için öv.
Sparta’lı Khilon
Ölü olan dertleri unutur, gözyaşı dökmez.
Euripides, Troades
Ölülerin süsü, büyük başarılarının parlaklığıdır.
Euripides, Herakles
Şanlı bir ölümle ölmek, insanlar için tanrıların bir lûtfudur.
Aiskhylos, Agamemnon
Beni vakitsiz öldürme. Zira günışığını seyretmeli pek tatlı. Beni kara toprağı görmeye zorlama.
Euripides, Iphigeneia he enAulidi
Ölüm yaklaştığında kimse ölmek istemez.
Euripides, Alkestis
Doğanlar hem yaşamayı hem de ölümü kabullenirler ve arkalarında çocuklar bırakırlar; böylece ölüm yeniden doğar.
Herakleitos,
Doğum nasılsa ölüm de öyledir. Ruhun bedenle birleşmesi hiçbir şekilde bedenden ayrılmasından daha mükemmel değildir.
Platon, Nomoi
Aslında insanlar hiç ummadıkları ve geleceğine inanmadıkları ölümü beklerler.
Herakleitos,
Ölüm, sürgün ve bunlara benzeyen korkunç görünen şeyler; özellikle ölüm her vakit gözünün önünde olsun. O zaman aşağılık kaygılara düşmezsin ve hiçbir şeyi coşkunlukla istemezsin.
Epiktetos
Saati gelince öleceğim. Ama kendisine verileni geri veren bir adam gibi öleceğim.
Epiktetos
OVGU
Hiçbir menfaati adaletten üstün saymayan insanlar övgüye layıktırlar.
Demosthenes, (Ânthologia Stobaiou)
Kendini hiçbir zaman övme.
Menândros, Gnomai Monostikhoi
Değersiz kişi caka satıp ünüyle, bilmeyenleri aldatır ama bilenlere gülünç eder kendini, maskara olur.
Phaidros
Yalan yanlış övülmeye bayılan çeker cezasını, pişman olur, utanır.
Phaidros
Ah! Ne yapsam da seni överken lüzumundan fazla söz söylemesem, yahut da, kâfi derecede methetmeyip, teveccühünü kaybetmesem! Zira övülen doğru insanlar fazla övülecek olurlarsa, kendilerini methedenlerden… nefret ederler…
Euripides, Iphigeneia he en Aulİdi
ÖZGÜRLÜK
Mutluluğun temeli özgürlük, özgürlüğün temeli ise yiğitliktir.
Thukydides, Historia
Kendini kendisine kabul ettiremeyen hiç kimse özgür değildir.
Pythagoras, [Anthologia Stobaiou)
Mecburiyete boyun eğmek insanlara ağır gelir.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
PARA
Bir parayı az ya da çok yapan şey miktarı değil, o parayı toplayan ve harcayan adamın yetenekleridir.
Ksenophon, Anabasis
Paranın sağladığı yarar onu değerlendirir, sonuçta onu elde etmek hırsını doğurur. Devlet işlerinde paraya değer verildiğini görürken bireysel işlerde ona gereksiz bir şey olarak bakılamaz. Kamusal işlerde bu kadar önem verilen ve istenen paranın kişi için hiç işe yaramadığına inanmak olanaksızdır.
Plutarkhos, Bioi Paralleloi, (Lysandros-Sulla), XXI.
Ruhun ölümsüz olduğunu; vücuttan kurtulunca sorguya çekileceğini; büyük cezalara çarptırılacağını bildiren o eski kutsal geleneklere inanmalıyız… Zenginlik peşinde koşan, ruhtan yana fakir olan bir kimse böyle sözleri dinlemez; dinlese, aklı sıra alay etmek içindir; kendine yiyecek, içecek bulmak ve insanı köle eden, adım yanlış olarak Aphrodite’den alan, o şerefsiz zevklerini doyurmak için hiç utanmadan, tıpkı yırtıcı bir hayvan gibi oraya; buraya saldırır. O, eylemlerinin dinsizliğini, cinayetlerinin getireceği kötülüğü göremeyen bir kördür. Bu dinsizliğini, yeryüzünde ve sonra yer altında olan o bin bir sefaletle dolu, yüz kızartıcı yolculuğunda hep beraberinde sürükler.
Platon, Epistolai
Görüyorum ki, kişilerin, hatta kralların, zenginlikleri ne kadar geniş ve ölçüsüz olursa, zenginlerin zararlı ve insanı alçaltan zevklerini paylaşmaya hazır, o kadar dalkavuk, o kadar korkunç iftiracılar türüyor; zenginliğin ve iktidarın başka nimetlerinin doğurduğu en büyük kötülük de işte budur.
Platon, Epistolai
Yok olmaktan kurtuluş yoktur: Mal bolluğundan başı dönüp doğruluğun kutsal tapınağını tekmeleyenler için.
Aiskhylos, Agamemnon
Doğruluk ışığı, bacası az tüten evlerde parıldar ve temiz geçen hayata şeref verir. Ama kirli ellerin hüküm sürdüğü yaldız döşemeli konaklarda doğruluk gözlerini çevirir… şöhretinin sahte nişanı olan altına saygı göstermez…
Aiskhylos, Agamemnon
Hiçbir kazanç erdem kadar kalıcı ve saygın değildir.
Isokrates, Pros Demonikon
Bir insan, serveti erdemle birleştirirse, o servet işte o zaman gerçekten büyük bir güçtür.
Pindaros, Pythionikai V
Servet iyilikten çok kötülüğün hizmetçisidir.
Isokrates, Pros Demonikon
Servet pek çok kötülüğün örtüsüdür.
Menandros, Fragman
Servete sahipsen elini fakirlere uzat.
Phokylides, Gnomai
Cimrilerin serveti, hiçbir canlı varlığı mutlu etmeyen batmış güneş gibidir.
Sokrates, (Anthologia Stobaiou)
Bugüne dek sahip olduğu şeylerin hiçbirinden memnun olmayan çok zengin bir insanı asla kıskanmadım. Servet, tıpkı kötü bir doktorun bizi sağlam gözlerimizle teslim aldıktan sonra kör etmesine benzer.
Antiphanes, Anthologia Stobaiou),
Fukara adam güvenlik içinde yaşar, büyük zenginlikse hep karşı karşıyadır tehlikelerle.
Phaidros
Bir insanın ne kadar genişse toprağı malı, endişesi, tasası da o kadar büyük olur.
Phaidros, Appendiz Perottina, A
İnsanlar arasında fakir olanlar, nüfuzlu ve zengin olanlara, tanrı gözüyle bakarlar.
Euripides, Iphigeneia he en Aulidi
Unutmamak gerekir ki altın arayanlar çok toprak kazarlar ama çok az altın bulabilirler.
Herakleitos
Servetinin bir parçasını kaybettim Bunu avunamayacağın bir kayıp sayıyorsun. Ama sözüne bağlılığı, temizliği, alçak gönüllülüğü bıraktığın vakit bir şey kaybettiğini sanmıyorsun. Oysa ki, serveti kaybettiren irademizin elinde olmayan yabancı bir kuvvettir. Onlardan yoksun olmak ya da onları kaybetmek utanılacak bir şey değildir. İç zenginliğimize gelince, onu ancak kendi yanlışımız yüzünden kaybederiz. İç zenginliği olmamak ayıp ve acı bir şey olduğu gibi, var iken kaybetmek ise çok daha ayıp ve çok daha acıdır.
Epiktetos
İnsanın doğuşundan beraber getirmediği hiçbir şey asıl malı sayılmaz; her insan çıplak gelir, çıplak gider.
Aisopos
SAĞDUYU
Sağduyu her zaman en büyük erdemdir.
Menandros, Gnomai Monostikhoi
Düşünürken, geçmişi gelecek için örnek al.
Isokrates, Pros Demonikon
Sağduyunun başlangıcı ve temeli yeme ve içme konusundaki öz denetimdir.
Mousonios, (Anthologia Stobaiou)
SAĞLIK
Kutsal sağlık insanı terk ederse, güzel bilgeliğin bile tadı kalmaz.
Simonides, Fragman
Yiyeceğinin az ve temiz olmasına gayret et…
Pythagoras, Khrysa Epe
Hazırladıkları yemekleri hayvan açgözlülüğüyle yiyenler, kendi köşelerinde şişmanlar, ruhlarını da bedenlerini de berbat ederler. Çünkü, her dilediklerini öylesine tıkabasa yerler ki, hastalar gibi uzun uzun uyumak, sıcak sularda yıkanmak, dinlenmek, tanrının günü sağlıkları ile uğraşmak zorunda kalırlar…
Plutarkhos, Lykurgos
Fazla yemek, canlıların öz suyunu durdurur, derinliğine ve genişliğine geriye teper; az yemekse, bedenin hafifliyerek
rahatça ve serbestçe boy atmasını sağlar. Yiyecek azlığının güzelliğe de yardımı dokunur. Çünkü, hafif beden yapıları daha kıvrak, daha endamlı, şişman bedenlerse ağır ve hantal olur.
Plutarkhos, Lykurgos
Ah O insanların başına birçok dertler açan iğrenç ve doyumsuz iştah.
Homeros, Odysseia
Yemek, içki, uyku, cinsel ilişki, hepsi ölçüyle.
Hippokrates, (Anthologia Stobaiou)
Zayıflığın son sınırına varan diyetler zararlıdır; şüphesiz son sınıra varan tokluklar da.
Hippokrates, Aphorismoi
İnsanlar dualarında tanrılardan sağlık dilerler, aslında sağlık olanağının kendilerinde olduğunu bilmezler; ölçüsüzlük ve hırsları yüzünden sağlıklarına ihanet ederler.
Demokritos
Sağlığın dayanağı yaş ile kuru, soğuk ile sıcak, acı ile tatlı ve başka şeyler..arasındaki denkliktir; bunlardan birinin tek başına egemenliği hastalık nedenidir. Sağlık bu niteliklerin hep bir ölçüde karışmasıdır.
Alkmeon
Sağlam bir beden ne hekim ister, ne de yardım; kendi başına kalabilir. Bir insan sağlam oldukça, sağlığından ötürü hekimin dostu olmaz, değil mi?…
Platon, Lysis
Sağlığında zararlı bir şekilde yaşayan bir hasta hekime danışacak olursa, hekim ona once yaşayışını değiştirmesini
söylemeli, hasta bunu dinlerse, ona bakmaya, öğüt vermeye devam etmelidir, değil mi? Ama dinlemezse, böyle bir kimseye artık akıl vermeyen adam, bence doğru ve gerçek bir hekimdir; böyle yapmayan ise korkak ve bilgisizin biridir.
Platon, Epistolai
SANAT
İnsan hayatının üzüntülü anlarında sanattan daha tatlı bir teselli yoktur. Çünkü ilgisini sanata yoğunlaştıran insan farkında olmadan felaketlerin üstesinden gelir
Amphidos, (Anthologia Stobaiou)
Sanat, insanların üzüntülü anlarında onlar için bir sığınaktır…
Menandros, Gnomai Monostikhoi
ŞANS
Şanssızlık da sonunda yorulur; esen rüzgârın hızı hep öyle sürüp gitmez. Şanslı insanlar da sonuna kadar şanslı kalamazlar. Bu dünyada her şey değişmeye, yeniden doğmaya mahkûmdur.
Euripides, Herakles
Bir zamanlar şansı dillerde gezen bir adam için, şanssızlığa uğramak çok acıdır; doğduğu günden beri felaketten başka bir şey görmeyen kişi ise şanssızlığından o kadar acı duymaz…
Euripides, Herakles
Hiçbir insan her konuda şanslı değildir…
Aristophanes
Öyledir işte; uğraşır, çabalarsın, bir şeyi elde edemezsin, bir de bakarsın ki kısmet ayağına geliverir.
Aisopos
ŞiiR
Resim sanatı susan bir şiir sanatı, şiir sanatı konuşan bir resim sanatıdır…
Simonides
Sevgi avucuna aldı mı bir insanı, bir nefes şiirden yoksun da olsa o insan şair kesilir.
Platon, Symposion
ŞÖHRET
İnsanın ölmeden önce geride iyi bir şöhret bırakması gerekir…
Platon, Phaidon
TANRILAR
Ben bu alın yazısını da, bütün ötekileri de tanrıların düşündüğünü söyleyeceğim insanlara. Bu düşüncem aklına uygun gelmeyen varsa o kendi inancına bağlansın, ben de buna…
Sophokles, Aias,
Bilgedir ancak tanrıları sayan kişi. Onlarda olsun gözün her zaman, ayrıl deseler bile hak yolundan, git gösterdikleri yere, hiçbir şey kötü değildir tanrılar rehber ise.
Sophokles, Fragman
Öğrenilecekleri öğreniyorum, bulunacakları arıyorum, yalvarılacakları da tanrılardan diliyorum
Sophokles, Fragman
Öyle ufak işler için tanrılardan yardım beklememiz doğru değildir; tanrılara yalvaracaksak büyük işler için yalvaralım.
Aisopos
İnsan, Dike’den korkmadan, tanrıların oturdukları yere hürmet etmeden, sözlerinde, hareketlerinde anlamsız bir gurura kapılıp kutsal şeylere saldırırsa, dilerim bu isyanının karşılığı olan feci akıbete mahkûm olsun.
Sophokles, Oidipous Tyrannos
Zeus, kim olursa olsun, hoşlanıyorsa bu adla çağırmaktan, bunu esirgemeyeceğim ondan. Bulamıyorum benzerini tarttığım halde her şeyi. Bir Zeus karşımda, yüreğimdeki yararsız yükten kurtulmak isteyince gerçekten…
Aisld(ıylos, Agamemnon, Ö
Ayna, gözün aynasından nasıl daha parlak, daha temiz, daha aydınsa, tanrı da ruhumuzun en iyi parçasından daha temiz, daha aydındır…
Platon, Alkibiades
Tanrıların çarpmak istedikleri bir suçluyu ne toprak kurtarabilir, ne hava, ne de su.
Aisopos
Bir çocuk bir adamın karşısında nasılsa, bir adam da tanrının karşısında öyledir.
Herakleitos
Tanrılar yardıma çağırıldığı zaman insan kendisi de işe sarılmalıdır.
Hippokrates
Biz de tanrılara yalvaralım, dua edelim; ama kurtulmak için gücümüzün yettiği kadar kendimiz de çabalayalım.
Aisopos
Görülebilen, duyulabilen ve tecrübe edilebilen şeyleri tercih ederim..
Herakleitos
Kralların ve büyüklerin karşısına çıktığın vakit yükseklerde seni gören, duyan ve senin daha çok borçlu olduğun daha büyük bir kralın var olduğunu hatırla.
Epiktetos
TECRÜBE
Acı tecrübeler öğreticidir…
Herodotos, Historiai
Aklı başında olan kimseler bir tehlikeyi bir kere atlattılar mı ona bir daha yakalanmazlar.
Aisopos
Benim başıma gelenleri gör de, kendini korumasını bil, çocuk düşe kalka büyür derler, sen düşmeden büyü bari.
Platon, Symposion
Hastalık sağlığın, açlık tokluğun, yorgunluk dinlenmenin tadına varmayı öğretir.
Herakleitos
ÜMİT
Üstün adam ona derler ki her zaman umuda bel bağlar; umutsuzluk korkakların harcıdır.
Euripides, Herakles
Yalan ümitlerle ısınan insanı önemsiz kabul ederim..,
Sophokles, Aias
YALAN
Yalan sözler hiçbir zaman bir sonuca varmaz.
Sophokles, (Plutarkhos, Ethika)
Yalancıların elde ettikleri tek şey, doğruyu söylediklerinde bile inandırıcı olmamalarıdır.
Aisopos
İnsan tanındı mı bir defa kötü düzeniyle, gerçeği dese bile inanılmaz ki sözüne.
Phaidros
YEMİN
Yemine saygı göster…
Pythagoras, Khrysa Epe
Çok insanlar vardır, tek kendi işleri bozulmasın diye, olmayacak şeyler söylemekten, hem de yemin ederek söylemekten çekinmezler.
Aisopos
Yeminler insanı inandırıcı kılmaz, ancak insan yeminleri inandırıcı kılabilir.
Aiskhylos, (Anthologia Stobaiou)
ZAMAN
Biliyorum ki tanrılar sürekli bir değişimden yanadırlar. Herşey; güçlüler, zayıflar, gelişmiş olanlar az gelişmiş olan
lar, hepsi talihin değişimlerine boyun eğerler. Kuvvetli olanların bu durumları sürekli olarak devam edemez. Troia Sava-
şı’nda Hellenlere önderlik etmiş olanların kenti Mykenai, Asur’lulann kral sarayı Ninive, bir zamanlar Hellenlere ege
menlik etmiş olan Thebai; bunlardan geriye ne kaldı?… İşte insanlara ait olan herşey böylesine tesadüf eseridir ve tümüy
le gelip geçicidir…
Pausanias, Periegesis tes Hellados
Yine battı güneş, yine karanlık çöktü yollara.
Homeros, Odysseia
Yaşamak günlük bir nöbete benzer, ömrün uzunluğu da bir tek gün gibidir, o günün sonunda ışığa kavuştuktan sonra yerimizi bizden sonrakilere bırakırız. Bu hayatı yaşamayıp büyük bir çabayla ikinci başka bir hayatı yaşamaya hazırlananlar var. Halbuki bu arada onlara bırakılan zaman gelip geçiyor. Harcanacak şeylerin en değerlisi zamandır.
Antiphon
Yalnızca büyük şeyler değil, bir üzüm tanesi, bir incir bile bir anda olgunlaşmaz. Bana: Şimdi bir incir istiyorum dersen, sana ‘Dostum, bunun için zaman ister. Bekle de tane doğsun, sonra büyüsün ve olgunlaşsın diye cevap veririm. Oysa ki sen ruhların bir atılışta meyvelerini tam olgunlaştırmalarını istiyorsun. Bu doğrumudur?.
Epiktetos
ZEVKLER
Erdemle sürekli ve ısrarlı bir biçimde ilgilenmek ve yaşamı sağduyu ile düzenlemek her zaman gerçek ve daha kalıcı zevkler armağan eder.
Isokrates, Pros Demonikon
Ne pahasına olursa olsun her çeşit zevkin peşinde koşmak aptalcadır, ancak ne pahasına olursa olsun her zevkten kaçınmak da doğaya aykırıdır.
Plutarkhos, Ethika
Zevklerine hakim olan kişi onlardan uzak duran değil tatlarına baktığı halde doğru yoldan çıkmayandır.
Aristippos, (Anthologia Stobaiou)
Bedensel zevklere yenik düşmüş bir insana hiçbir erdem yakışmaz…
Ksenophon
Her zevki değil, sadece iyiliğin için olanı tercih etmen gerekir.
Demokritos, Fragman
Kontrolsüz ve ölçüsüz zevklerimizden ne pahasına olursa olsun kaçınmamız gerekir.
Iamblikhos, (Anthologia Stobaiou)
Üzüntü getiren zevklerden uzak durun.
Solon, (Anthologia Stobaiou)
Zevklerin bazıları iyi bazıları ise kötüdür. İyi olanlar yararlı, kötü olanlar da zararlıdır. Tüm eylemlerimizin amacı iyilik olmalı ve bu uğurda her şeyi yapmalıyız.
Platon, Gorgias
Bedensel zevklere yenik düşmüş bir insana hiçbir erdem yakışmaz.
Ksenophon, Apomnemoneumata
Söyleşi: Levent Ağaoğlu, Doç. Dr. Prof Dr. Aytaç Coşkun, 11-12 Eylül 2021
© Fotoğraflar Doç. Dr. Aytaç Coşkun’a aittir.
LA: Zerzevan Kalesinin doğusunda da benzer Roma kaleleri var mıydı?
LA: Zerzevan Kalesi Roma İmparatorluğunun sınır boyunda mı bulunuyordu?
LA: Mithras kültü Pers kökenli dediniz, Hint etkisi de var mı?
LA: Avrasya Bir sunumunuz https://www.youtube.com/watch?v=5hihtwkB-Vk&t=438s müthiş etkileyici idi. Vakıf mütevelli heyet üyesiyim. 2018 yılında üniversitenize gelmiştim.
AD: İlginiz için çok çok sağ olun. Beni davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Ben 2005 yılında 1 yıllığına Ankara’dan geldim tam 16 yıl oldu. Tekrar bekliyoruz tabii ki hem Diyarbakır’a hem Zerzevan Kalesi’ne
LA: Çok teşekkür ederim
LA: Kazıların kendimiz tarafından yapılması önemli. Batılılar yok. Roma İmparatorluğunun içinde hem Londra hem de Zerzevan kalesi var. Avrupa Birliği ise bölmüş bu binlerce yıllık bütünlüğü. Manidardır. Orhun Yazıtları da aynı kaderi paylaştı. 740-1886 arası sessizliğe gömüldü, dili 1150 yıl sonra çözüldü.
AD: Sunumu beğenmenize ve ilginize çok çok sevindim. Zerzevan Kalesi ile ilgili Türkçe ve İngilizce çok sayıda yayın yaptık. Tabi ki bir tanıtım yazısı İngilizce gönderebilirim. Hem Zerzevan Kalesi hem Mithras Tapınağı ile ilgili.
LA: Çok sevinir ve memnun olurum. Sağolun.
LA: Zerzevan Kalesi konusundaki yeni gelişmeler hakkında yeni yazılarınızı da yollarsanız yayınlamak isterim. Sitem tamamen İngilizce ve hızla ilerliyor.
AD: Tabi ki. Zerzevan’da Mithras kültü ile ilgili yeni bir yazım çıktı Türkçe. Bu yazı İngilizceye çevrilip sitenizde yayınlanabilir şimdi aklıma geldi.
LA: Sunumunuzda Roma ve Sasani’nin azametini hissettim.
AD: Sürekli savaş halindeler bu bölgede
LA: Benim bildiğim Malatya da Roma’nın sınır garnizonuydu ve sınır boylarındaki insanlar hayat mücadelesinde hep mücadeleci olurlar, yılmazlar.
AD: Gümüşhane, Malatya, Gaziantep Roma’nın asıl doğu sınırı biz tampon bölgedeyiz sürekli savaş halindeki bölge. Zeugma gibi o görkemli zengin kentler varlığını bu bölgeye borçlu
LA: Tampon bölge ise evet binlerce yıl savaş.
LA: Roma, İtalya’da doğdu, Türkiye’de devam etti ve yine Türkiye’de bitti. Bitiş tarihi de 1922’dir aslında. Osmanlı Roma idi.
LA: İstanbul’da Aksaray’daki Murat Paşa Camii, sonradan müslüman olan son Roma imparatorunun varisi olarak adını Murat olarak değiştiren kişi adına yapılmıştır.
LA: Demek Doğu Anadolu aslında Roma asırları boyunca İran hâkimiyetinde idi, bizler orayı İran’dan alıp Türkleştirdik. İran’ın husumetinin kökeni bu demek ki.
AD: Güneydoğu Sasani’den çok Roma hâkimiyetinde kalmış. Persler döneminden itibaren Anadolu’ya yerleşim başlıyor MÖ 546-334 yıllarında 212 yıl Persler Anadolu’ya hâkim. Partlar ve Sasaniler Perslerin devamı. Part ve Sasaniler de daha çok doğu ve güneydoğu Anadolu’yu elinde tutmaya çalışıyor fakat Roma gibi tam yerleşmiyorlar bölgeye
LA: Antep-Urfa arası Roma-Sasani sınırı değil mi?
LA: Anadolu’daki en kalıcı medeniyet Roma demek ki o zaman.
AD: Asıl sınır Fırat Nehri’nin batısı fakat Güneydoğu Anadolu’da Roma’nın tampon bölgesi yine Roma’nın elinde
LA: Roma’nın kendi içinde bir tampon bölge yaratması ilginç.
AD: En doğu sınırı Diyarbakır Mardin Suriye hattı.
AD: Diyarbakır ve Mardin Roma’da. En çok savaş halinde olan en güçlü surlara sahip sınır bölgesi Diyarbakır’da Amida, Zerzevan; Mardin’de Dara
LA: Diyarbakır surlarını Roma mı inşa etmiş?
MS 330 yıllarında Doğu Roma yaptırıyor. Sonradan birçok onarım geçiriyor tabi ki
LA: Konstantin İstanbul’u MS 330 da başkent yaptığında demek ki Diyarbakır’da surlar inşa ediliyor; eşzamanlı.
AD: Aynı dönemler hatta Diyarbakır’da o dönemde Konstantiniye olarak adlandırılıyor. Bazı kaynaklar da 348 civarı söylüyor surların inşasını
LA: Çin’in başkenti Pekin ziyaret ettikten kısa bir süre sonra Diyarbakır’ı da ziyaret etmiştim. İlgimi çeken konu Pekin merkezdeki eski Taşevler ile Diyarbakır surlarının taşları aynı koyu gri renkte, demek ki yöresel olarak bunlar bulunuyor çok ilgimi çekmişti bir yerlere de yazmıştım ama şu anda hatırlayamadım
AD: Bazalt volkanik kayaçtır. Diyarbakır bazalt plato üzerine kurulu. Zerzevan’ın bulunduğu alan ise kalker kireçtaşı bu nedenle orada da kireçtaşı kullanılmış.
LA: İstanbul ve Diyarbakır’ın surlarla çevrilmiş olması Roma’nın Savunma konusuna verdiği çok büyük önemi gösteriyor
TEPE yeradları
Toplam 1134
Bulgaristan 26
Yunanistan 6
Türkiye 1102
Kaynak: https://nisanyanmap.com/?y=*tepe*&lv=&t=&cry=&ua=5
DAĞ yeradları
Toplam 470
Bulgaristan 13
Yunanistan 5
Türkiye 452
Kaynak https://nisanyanmap.com/?y=*DA%C4%9E*&lv=&t=&cry=&ua=5
YÖRÜKLER
Anadolu ve Rumeli, Yörüklerin yaşam tarzları ile birebir örtüşen bir coğrafyadır. Bütün bu yaşantıyı bir hazine olarak taşıyan Türkçe ise aslında bir yazılım dili; bakalım ne zaman hayata geçecek.
Yörüklerin felsefesi ise henüz yazılmamıştır.
Günümüzde doğu Makedonya’nın Dağları’nda Yörükler otantik yaşantılarını devam ettirmektedirler. Göçleri bir hayat tarzı olarak benimseyen ve uygulayan Yörükler bu alışkanlık ve etkinliklerinin neticesinde Rumeli‘yi bir Türk coğrafyasına dönüştürmüşler ve coğrafyanın her noktasında varlık göstermişlerdir.
Mücadelecilikleri ve savaşçı karakterleri neticesinde yüzyıllar boyu, Rumeli-Balkanlar, Türk coğrafyası olarak varlık bulmuştur. Yörükler için asıl olan doğadır, insandır, doğadaki canlılardır. İnsanlar arasında ayrım yapmayan karakterleri, Türklerin Rumeli’de değişik milletlerle uyumlu biçimde yaşamalarının temel nedenidir.
Yörüklerin insana bakışında ideolojik gözlük söz konusu değildir, insan olarak, yaratılan olarak bakmaktadır. Torosların dağları ile, Balkan’ın sarp dağları arasında paralellik söz konusudur ve bu paralellik, Yörüklerin her iki coğrafyada da rahat bir yaşantı sürmelerinin temel nedenidir.
Doğayla uyumlu bir yaşantı sergilemektedirler. İç Asya’nın derinliklerinden binlerce kilometre açılarak, kuşaklar boyu açılarak getirilen töreler, gelenekler, Anadolu ve Rumeli coğrafyasında birlikte hayatiyet bulmuştur, canlılığını korumuştur.
Yörükler, Hazar Denizinden, İran’dan İskenderun’a çıkış yapmışlar, Anadolu’ya gelmişlerdir. İskenderun’da, Toros dağlarında yaşam sürmekteler. Kayı boyunun ilk olarak geldiği yer Bilecik ve Balıkesir’dir, İç Anadolu ve Marmara’ya yayılmışlardır. Yerleşik hayata Bilecik’te geçmişlerdir. Göç esnasında onları sürü olarak getirmesi daha kolay olduğu için keçi ve koyun vazgeçilmez hayvanlarıdır.
Türkmen ile Yörük kardeştir. Türkmen ağaç kestiyse Yörük muhakkak öküzlerle nakliyesini yapmıştır. Şimdi de Türkmen keser, Yörük kamyonla taşır. Yörük yerleştiği yeri hemen anında vatanı ilan eder, sahiplenir. Hayvanının, malını canı pahasına savunur. Ekmeğini paylaşır, yer isteyene yer vermiştir. Bu zorlu coğrafyada böyle ayakta kalmıştır.
Hayvanın her yerinden faydalanmıştır. Ayağına atın derisinden ayakkabı yapmıştır. Yörük, koyun ve keçinin bakımını yaptığı için nemli ovalar bu yaşantıya uygun değildir. Yörükler, keçinin kıllarından buğdayları koymak için çuval ve kilim dokurlar. Daha sağlam ve uzun ömürlü olurmuş. Çam ağacının sakızından, onu kaynatarak kendine ve hayvanına ilaç yaparlar. Koyunun yününden döşek, yastık, boynuzlarından bıçak yaparlar.
Yörük Atatürk
Atatürk, Rumeli’de Yörük coğrafyasında yetişmiş bir insandır. Rumeli‘nin tamamında Yörükler iskân etmişlerdir. Sarp dağlarında, tepelerinde, ovalarında Yörükler yerleşiktir. Bilhassa, Yunanistan ve Bulgaristan tamamen Osmanlı tarafından iskân ettirilen Yörüklerin bulunduğu coğrafyadır.
Bu yerleşim ve iskânların neticesinde gelişen kültür ise, şehirlerde Üsküp, Selanik, Filibe gibi kültür şehirlerinde, köylerde, ovalarda ve dağlarda yerleşik olan Yörük kültürüdür.
Osmanlı’nın bunu tercih nedeni Yörüklerin coğrafyalara uyumlarının son derece yüksek olması ve mücadeleci insanlar olmalarıdır. Atatürk’ün dedeleri ataları Rumeli coğrafyası içerisinde bu şekilde hareketlilik içerisinde olmuşlar kâh Üsküp’e kâh, Selanik’e doğru yerleşmişlerdir. Her iki şehir de Yörük kültürünün hâkim olduğu beldelerdir.
Balkan’ın kültür merkezlerinde Üsküp’te, Filibe‘de, Prizren’de yerleşik olan, gelişmiş olan Türk kültürünün temelinde çok derin bağları var eden bu Yörük kültürüdür ve Türk dili de aynı şekilde bu merkezlerde son derece gelişmiş ileri bir boyut kazanmıştır.
Kültür ve sanat konusunda, bu kültür merkezleri son derece gelişmiş vaziyettedir. Atatürk Yörük atalardan gelme bir Yörük olarak, bu coğrafyanın içerisinde şekillenmiş bir hareket ve ruh yapısına sahiptir ve bu özellikleri her halükarda göstermiş ve ortaya koymuştur.
Yörüklerin temelinde yatan göçebelik olgusudur. Zenginleştirici bir harekettir. Atatürk’e baktığımız zaman kök itibari ile Anadolu’dan, Rumeli’ye bir gidişat, göçebelik ardından Rumeli içinde bir hareketlik, Kocacık’a varış, Kocacık’tan Üsküp’e, Selanik’e gidiş, Selanik’ten sonra askerlik yaşantısı nedeniyle Trablusgarp.
Prof. Hikmet Özdemir’in “Savaşta ve Barışta Atatürk“ kitabında Atatürk’ün gittiği yerler ile ilgili bir harita var. Trablus, Şam bundan sonra da Lübnan, Filistin cephesi oralarda dolaşıyor ve tabii Avusturya, Almanya. Sonunda işte İstanbul’dan yine bir hareketlik İstanbul’dan, Samsun’a oradan Erzurum, Sivas oradan Kırşehir, Ankara sonra yurtiçi çok sayıda gezilere çıkıyor, devrimleri ve değişimi, millet egemenliğini anlatıyor, hep gidiyor. İşte bunun temelinde, bu hareketlerin temelinde yatan Yörüklük olgusu da bir ruh ve felsefedir.
Türkiye; Dünya demektir
Türkiye, bir marka olarak bakıldığında uluslararası bir dil olan İngilizce metinlerde çok az rastlanan bir kavramdır. Çeyrek aşırı aşkın Avrupa ile gümrük birliği tecrübesine karşın küresel bir marka çıkmamıştır, markalar hep bölgesel boyuttadır.
Ayrıca TURKEY içerikli 300.000’e yakın kitabın varlığına karşın bunlar bir veri tabanı halinde sunulmadığı için bu yayınlara erişim de son derece zordur ve kısıtlıdır. Netice olarak çok iyi bir marka olarak değerinde değildir.
Made in China markasının küreselliğine karşın Made inTurkey markası bu boyutta değildir sadece bölgeseldir.
Kültür ve Turizm bakanlığının goturkiye.com sitesinin izleyici ülkelerine baktığımız zaman Türkiye, Rusya ve Cezayir en başta yer almaktadır. Tablo küresel değil, yerel ve bölgeseldir.
Türkler birkaç binyıl boyunca Asya, Avrupa ve Afrika’yı dolaşarak eski dünya kıtalarına uzanan ülkelerin coğrafya ve tarihlerinde miraslarını işaretlediler.
“Türkiye Üzerine Kitaplar” Türkiye üzerine yapılan çalışmalarla sınırlı değil; “Türkiye’nin ötesindeki” ülke ve toplumlar üzerinde yürütülen tarihi, kültürel, sosyal ve politik araştırmaları da içerir; Avrupa’dan Balkanlar’a, Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika ve Uzak Doğu’ya, Yakın Doğu’ya, Asya’nın Orta, Güney ve Güney Doğu’suna kadar uzanır.
Kitaplar, çarşılar, işletmeler, gezginler, göçebeler, kasabalar, dağlar, nehirler, denizler, antik çağ, ilk yerleşimciler, edebiyat, felsefe, bilgelik, zeytin, endemikler, dil, misafirperverlik, yüzlerdeki gülümseme ile Türkiye’den dünyanın yaratıcı çözümlerinin anahtarı. ; insanlığın inanç ve sonsuzluğunun kıta yarımadalarında böyle ve daha fazlası.
TÜRKİYE COĞRAFYASI VE İNSAN 2020 – 10 – 29 –
TÜRKİYELER Kavramı 2020 – 09 – 10
TÜRKİYE Kavramı 2019-06-23
BÜYÜK TÜRKİYE Kavramı 2019-05-12
Türkiye
5D1C
3D
Doğu’nun kadim devlet yapılarının temellerini Türkler inşa etmiştir. Derinlerindeki devlet yapısı hep Türk organizasyonu, teşkilatçılığıdır. Çin, Rusya, İran, Hindistan/Pakistan ve Mısır’da kurulan 10’u aşkın yerleşik devlet yapılarında ve hanedanlarda, kurucu unsur hep Türkler olmuştur. https://www.agaoglulevent.com/t-u-r-k-i-y-e-3-d/
Türkiye Vizyonu
https://www.agaoglulevent.com/turkiye-vizyonu/
TÜRKİYE Kavramı 2019-06-23
BÜYÜK TÜRKİYE Kavramı 2019-05-12
Türk’çe (Dil)
DİL ÜZERİNDEN DÜNYADA BÜYÜME
DÜNYANIN EN GEZGİN VE ZENGİN DİLİ
Türkler;
harmanlayıp, dünyanın en gezgin ve zengin TÜRK DİLİNİ yarattılar.
By Bilge Tonyukuk Enstitüsü zaman: Aralık 31, 2018
DİL, TÜRK’ÇE
https://voicedocs.com/tr/transcriber/edit-doc-v2-1?id=85902
Sevgili dostlar merhaba, bugün 30 Ağustos 2021. Türklerin mutlu bir günü ve zafer bayramları. Türkün kimliği üzerinde çok kısaca bir sohbet yapacağız. Türk’ün kimliği dilindedir, Türk’çedir. Ne kadar güzel söylemişiz değil mi? Türk’çe.
Bu kimlik dil üzerinden genişlemiştir ve çok daha geniş boyutlara ulaşacaktır. Bizlere düşen Türk dilini, Türkçe’yi dünyada uluslararası bir dil haline getirmek misyonudur. Bunu başardığımız müddetçe Türk kimliği dünyada yaygınlaşmış olacaktır. Burada sözkonusu olan, kan üzerinden bir kimlik, akrabalık değildir, dil üzerinden çok daha geniş insan kitlelerine ulaşabilecek, tüm kıtalarda sesini dil üzerinden duyurabilecek uluslararası bir kimliktir.
Tekrar görüşmek üzere. İyi bayramlar dileklerimle, hoşçakalın.
MİLLİYET VE DİL
https://voicedocs.com/tr/transcriber/edit-doc-v2-1?id=85915
Sevgili dostum merhaba, milliyet ve dil din ilişkisini incelediğimizde aslolanın dil olduğunu görmekteyiz. Dil tekdir, fakat milliyet içerisinde dinler muhteliftir, örneğin Türkler yedi civarında dinde yer almaktadırlar. Biz Müslüman, Hıristiyan, Budist, Şamanist, Musevilik ve diğer dinlerde de bizler yer almaktayız.
Fakat dilimiz tekdir; Türkçe. Bu dilin içerisinde başka dillerden kelimeler alınmaktadır. Arapça, Farsça saymakla bitmez. Çünkü Türkler imparatorluklar kurmuşlardır ve bu imparatorluklarda muhtelif kavimler yer almaktadır. Onların dilinden de alıntılar-verintiler söz konusudur. Neticede bunların hepsi Türkçe olarak yer almaktadır.
Şimdi Türkiye’de siyasal İslamcılara baktığımızda, Türk ve Türkçe konusunda bir huzursuzluk söz konusu. İşte bu işin temellerine inmek gerekmektedir. Bu açıdan asıl olan milliyet ve dilleri. Görüşmek üzere hoşçakalın dostum.
Türk (Kişi. İnsan)
Türk İnsanının Ruhu: İnsan Kavramı 02-04-2020
Türklerin Dünyası
Törük (Din)
Aynı kök: türetilmek (yaratılmak): yaratan ve yaratılan.
110 ülkede Hilafet bakiyesi
7 dine tefekkür medeniyetimiz ve eserlerimiz ile katkılarda bulunduk.
Asya’nın Yenisey ve Orhun boylarında taşa yazılan TENGRİ inançları ile başlayan Türklerin inanç yolculukları, Dunhuang mağaralarındaki Budist resimler ve tapınaklar, ahşap direkli Semerkant, Buhara Camileri, Ahlat mezar taşları, Anadolu coğrafyasındaki Kapadokya yeraltı kiliseleri, Göbeklitepe Tapınağı, Karaim Sinagogları, Karamanlı Ortodoks Kiliseleri, Küçük Asya’nın kadim mitolojileri, Sümer Tanrıları, Rumeli dergah ve tekkeleri ile çeşitlenip zenginleşmiştir.
Türklerin Tengricilik (Göktanrı) ile başlayan dini inançları, Maniheizm ve Budacılığın ardından Semavi dinlerle buluşmuş, 7 dinde inançlarını sürdürmüşlerdir.
21.yüzyılda Asya ve Avrupa’ya dağılmış 35’i aşkın Türk boy ve toplulukları 5 dinde inançlarını devam ettirmektedirler:
Müslümanlık…………..17 boy
Hristiyanlık…………….11 boy
Şamanist ……………….4 boy
Budist …………………..3 boy
Musevi…………………..2 boy
35 boyun yarısının tercihi Müslümanlık, dörtte üçünün tercihi ise Müslümanlık-Hristiyanlık şeklinde olmuş, Şamanizm-Budizm şeklindeki Asya inanışları ise boyların %20’sinin tercihi şeklinde olmuştur.
Devlet Ana (Devlet)
Türklerde Devlet Olgusu
Türkiye’ler (Coğrafyalar)
TÜRKİYE COĞRAFYASI VE İNSAN 2020 – 10 – 29 –
TÜRKİYELER Kavramı 2020 – 09 – 10
Kutadgu Bilig (Düşünce)
Türk İnsanının Ruhu: İnsan Kavramı 02-04-2020
Türklerde Devlet Olgusu
Türklerin Dünyası
30 Ağustos 2021
Herkes inovasyon peşinde ama her sabah işini kaybetme kaygısıyla servise binen birinden inovatif davranmasını bekleyemezsiniz. Düşüncelerin hapsedildiği yerde bir mühendisin tasarım özgürlüğü olduğunu sanmak da büyük yanılgı
İnovasyon son yılların kritik kavramı. Her ekonomik aktör, sermayedar, girişimci, şirket, marka inovasyon peşinde. Ya binalar ya da binalarda özel katlar tahsis ediliyor inovasyon beklenen kadrolara. Koca bir plazayı işgal eden şirketin, kulenin bir katını diğerlerinden ayrı bir estetik ve mimari tasarımla ayırdığını, o katta çalışanların diğer katlardakinden ayrı gündelik usulleri olduğunu gördüm. O kattakilerin kıyafet kuralları, iş giriş çıkış saatleri kontrolü de yoktu örneğin. Koca bir ekonomik sivil toplum örgütünün denize bakan binayı yerel yönetimle beraber restore edip inovasyon merkezi ilan edişine de tanık oldum.
Bu örneklerden benim anladığım, bizim ülkede inovasyonun önündeki temel engelin mekansızlık, estetik mobilyalar, manzara, binas ve bilgisayar olmaması olduğuna dair bir kabul var ve herkes bu eşiği aşmaya çalışıyor. İnovasyon ya da inovasyona destek peşindeki herkesin efsanesi olan evrensel hikayelerin neredeyse en yaygın ortak noktası ise “garaj” çıkışlı olmaları halbuki.
Demek ki mesele mekân değil başka bir şey.
Şurası çok açık, insanlık sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiyor. Bu büyük tarihsel sıçramanın gereği olarak da üretimden tüketime tüm yaşam biçimi, iş yapış biçiminden sivil toplumculuğa tüm örgütlenme biçimi, şirketten yerel yönetimden devlete tüm kurumları ve kuralları değişiyor. Çünkü bilgi toplumunun zihin haritası ile sanayi toplumunun zihin haritası aynı değil. Bizim ülkedeki yaygın kanaat ise çağ değişimini kavramak ve gereğini yapmaktan çok dijitalleşme denen teknolojik bir yöntemi kullanırken her şeyi eskisi gibi yapmaya devam etmek. Halbuki ihtiyacımız zihin haritasını ve iş yapış biçimini değiştirmek.
Bu eksik bakış nedeniyle de inovasyon meselesinde de yapmamız gerekenlerin çok ırağındayız. Elbette bazı bireysel ve oldukça etkileyici örneklerimiz var ama “patent”, “know how” konularındaki evrensel sayılara bakılınca nerede olduğumuz da açık.
Gelecekteki dünyanın ülkeler arası ayrışma ve kategorileşme yöntemlerinden birisinin “bilgi üretenler”, “sanayi üretimi yapanlar” ve “diğerleri” şeklinde olacağını düşünüyorum. Bilgi üretenler yaratma, buluş yapma, icat çıkarma konusunda gelişmiş ülkeler olacak. Sanayi ülkeleri de o buluşlara, yaratılanlara, projelere, tasarımlara, patentlere dünyanın parasını ödeyip o ürünleri kendisi ve diğerleri için üretecek olanlar. Birileri otomobili, motoru tasarlayacak öbürleri de üretecek.
Gelecekte hangi grupta olacağımızı, önümüzdeki 5-10 yılda yalnızca teknoloji ve Ar-Ge alanına yapacağımız yatırımlar değil, hukuktan ekonomiye, toplumsal uzlaşmadan yeni anayasaya kadar hayatın her alanında yapacaklarımız belirleyecek.
Ticaret siteleriyle olmaz
Yani mesele bir yönetim modası haline dönüşmüş bir kavram değil, yeni hayat ve düşünce biçimine ayak uydurma meselesi.
Zaten inovasyon da teorik tanımıyla “toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması” demek. Yani yalnızca komisyonculuğa dayalı ticaret siteleri tasarlamaktan, farklı mecralarda bulunan hazır bilgileri toplayıp tek ekranda sunmaktan öte bir şey.
Aranan ve ihtiyacımız olan inovasyon konusunda sıçrama yapacaksak önce gerekli iklimi, atmosferi değiştirmemiz ve bunun gerektirdiği zihinsel-kurumsal ve kural değişikliklerini bir arada ve bütüncül olarak düşünmemiz, tasarlamamız, değiştirmemiz gerekiyor.
Zurnanın zırt dediği yer de zihniyet meselesi. Hem toplumsal kültürün hem de devletin ve yönetim sisteminin taşıdığı önemli zihni engeller var. Bu zihni eşikleri aşmadan da umudumuz yalnızca bireysel ve spektaküler başarıları beklemek oluyor.
Meselenin elbette finansal kaynak ayırmaktan Teknopark yatırımlarına, patent-telif hukukundan vergi ve teşvik düzenlemelerine dek bir dizi ilgili teknik katmanı da var. Ama ben daha çok zihni engelleriyle meşgulüm bu yazıda.
Toplumsal dokunun ataerkil bazı tutum ve davranışları, bireylerin “uslu” olmalarını hedefliyor. Özünde “uslu” olunmasından beklenen, kurallara, büyüklere, hiyerarşiye itaat aslında, edep değil örneğin. “Yeni icat çıkarma”, “eski köye yeni adet getirme”, “sürüden ayrılanı kurt kapar” gibi veciz sözlerimizin ürettiği bir zihni iklim var. Ataerkil kodlamaları yüksek ailelerde çocuklardan beklenen “uslu” olmaları, büyüklerin sözünden çıkmamaları. İktidar bile tüm yurttaşlardan uslu olunmasını ve itaat edilmeyi beklerken aile içinde de büyüklerin beklentisinin bu olması normal sayılabilir belki de.
Gençlerimizin yüzde 70’inin “hayata dair öğrendiklerinin kaynağı” olarak ailelerini işaret ettiği bir ortamda ne denli farklı düşünmeleri mümkündür sorusuna cevap üretmek gerek. Üstelik aynı gençlerin yarıdan fazlasının üniversite eğitimine bakışları “işe girmek için gereken diploma” seviyesinde. Ve yine gençlerimizin dörtte üçünün aileden alacağı harçlığa bağımlı oldukları, bu nedenle mahallelerinden bile çıkamadıkları bir ortamda hayal güçlerinin gelişkin olmasını beklemek doğru da değil.
Toplumda ve özellikle gençlerde en önemli sorunlardan birisi geleceğe karşı güvencesizlik. Çalışan gençlerin bile dörtte üçü işini kaybederse iş bulamayacağı kaygısıyla işe gidiyor her sabah.
Tüm bu toplumsal kodlamaları, kaygıları taşıyan birisinden inovatif davranmasını, farklı düşünmesini ve o düşünce için harekete geçmesini beklemek mümkün değil. Bu kodlarla büyüyen ve bu kaygılarla yaşayan insanlar da doğal olarak “risk göze almak”, “farklı düşünmek”, “hayallerinin peşine düşmek” gibi beklentilerden önce “kendilerini var ve güvende hissettikleri” bir toplumsal ortam arıyorlar. Bu dürtü iş hayatında da gündelik hayatta da geçerli.
Dolayısıyla birey olmak, kendi kişisel meselelerini çözmek, hayat refahını ve güvencesini sağlamak peşindeki kişiler yurttaş olmak konusunda gayret göstermiyor. İş hayatında üstlerden çekiniyorsa, risk almak, inisiyatif almak konusunda çekingen davranıyor ve kabul edilebilir minimum seviyede davranıyor. Sonunda hep beraber vasata razı oluyoruz.
Sorunun vahim kısmı
Fikir ve ifade özgürlüğü olmayan yerde endüstriyel tasarım özgürlüğü olur mu?
Genel düzene dair zihni eşikler ise daha da vahim bir soruna işaret ediyor. Ekonomik aktörlerde de siyaset ve bürokraside de baskın karakter Ar-Ge, inovasyon, tasarım özgürlüğünün diğer özgürlükler olmadan da mümkün olabileceğinin varsayılıyor olması. Düşünce ve fikir özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün siyasi alanı ilgilendirdiği, hayatın diğer alanlarından ayrı bir siyasi mesele olduğu algısı hâkim.
İktidardan ya da devletin hâkim bakışından farklı düşünceler siyasi nedenlerle kısıtlanabilirken hatta bu nedenle insanlar yargılanır, hapsedilirken bir mühendisin tasarım özgürlüğünün mümkün olduğunu sanmak büyük yanılgı. İş dünyası bile muhaliflerin düşünce ve ifade özgürlüğünün kendi ar-ge departmanını etkileyen zihni kısıtlarının farkında değil.
Alışılmışın dışında bir giysi tasarımı ile genel kabulün dışında bir fikrin var olabileceği, siyasi ve toplumsal iklimlerin farklı konular olduğu varsayımının ne denli kısıtlayıcı olduğunu en güçlü ekonomik sivil örgütler bile söylemiyor, söyleyemiyor.
Son yıllarda ülkenin yaşadığı beyin göçünün nedenlerini sorgulamadıkça, özgürlüklerin bir bütün olduğunu anlamadıkça da bu ekonomide, teknolojide inovasyon ve sıçrama mümkün değil.
O nedenle başlama noktasında “düşünme” ve “alışılmışın dışında, farklı, yenilikçi düşünme”nin önündeki engelleri kaldırarak işe başlamak zorundayız.
Her konuda, meselede serinkanlıca düşünelim diyorum da soru şu: Düşünmek ne demek? Neden düşünmeliyiz? Düşünmeme rahatlığı var mı? Varsa bu rahatlığın kaynağı ne?
Düşünmek eyleminin formal tanımı “bir yargıya varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki bağlantılardan yararlanarak düşünce üretmek” şeklinde. Bu tanımın içinde birkaç ayrı zihinsel süreç var: İncelemek / sorgulamak / karşılaştırmak, kıyaslamak / bağlantıları bulmak / parçaları, bağlantıları analiz etmek, anlamak, sonra da tümevarım yoluyla birleştirmek / fikri bir sonuca, kanaate, karara varmak. Öğrenmek ya da öğrenmemek de sürecin sonunda devreye giriyor. Yararlı bulduklarımızı ya da mecbur olduğumuzu düşündüğümüz sonuçları öğrenip içselleştiriyoruz.
İşin sırrı bilinçaltında
İnsan zihnindeki “düşünme” mekanizması insan doğasında var. Fakat bu mekanizmanın harekete geçmesi, çalışması için de bir dürtüye ihtiyaç var. Bu dürtü kimi zaman yetenek ve/veya merak, bazen de zorunluluk. Ancak, zihnin kendi tercihiyle düşünmesi için bir niyet, arzu ve gayret gerekiyor. Diğer bir deyişle kişinin önce düşünme sürecini tetikleyen bir dürtü gerekiyor, sonra neyi düşüneceğine karar verdiği zihni süreç çalışıyor, sonra da düşünme odaklı zihinsel çaba süreci başlıyor.
Tüm bu süreçler yukarıdaki tanımları gereği bilinçli ve iradi süreçler. Halbuki son yıllardaki araştırmalar gösteriyor ki gündelik hayatta her gün verdiğimiz irili ufaklı binlerce kararın yalnızca yüzde 10’u böylesi bilinçli ve iradi süreçler sonunda veriliyor. “Su içmek” kararından daha karmaşık “muhatabımıza güvenmek” kararına dek gündelik hayattaki binlerce kararımızın yüzde 90’ı bilinçaltından gelen kararlar.
Bilinçaltımızı şekillendiren ise yaşadıklarımızdan, ailemizden öğrendiklerimize, kimlik ve aidiyetlerimizden korku veya umutlarımıza kadar bir dizi unsur. Dolayısıyla genel bir toplumsal ortam yaratmadan farklı düşünmek her bireyden beklenir bir şey değil.
Bir bilginin veya davranış biçiminin doğruluğuna kanaat getirmenin en iyi yolu analitik düşünme yapısıyla sorgulamak. Toplumun ve hatta ülkeyi yönetenlerin bile hakikatle ilişkilerinin bozulduğu bir ortamda analitik düşünmeyi kimden bekleyebiliriz ki.
Bu konuda en önemli aktör ise eğitim sistemi ve öğrenme süreçleri. Bu konuda hangi noktada olduğumuza dair yüzlerce küresel kıyaslama olanağı veren sayısal veri var elimizde. Biliyoruz ki bugünkü toplumsal sorunlarımızın önemli bir kısmı eğitim sistemimizden kaynaklanmaktadır. Dindar nesil yetiştirme şiarıyla eğitimi kurguladığınızda zaten amaç söyleneni, okunanı doğru kabul etmek, sorgulamamak olur. O amaçla eğitim alanlardan da en fazla “muzlara dua okuma projesi” gibi yenilikler çıkar.
Ve elbette hukukun üstünlüğüne dair inanç olmadan, insanların iş yerinde, toplumsal yaşamda farklı düşünmeleri mümkün olmaz.
Tüm bu boyutlarıyla bakılınca krizlerden çıkış için de geleceği doğru kurabilmek için de inovatif düşünce ve yöntemlere ihtiyacımız kaçınılmaz. Çünkü Türkiye’nin asıl enerji kaynağı insanlarının umut ve gayretleri. Bunu harekete geçirebilmenin biricik yolu da ortak ufku inşa etmek, tam demokrasiyi sağlayacak reformları yapmak.
Öncelikle de demokrasiyi bir siyasi münazara konusu olmaktan çıkarıp hayat biçimi haline getirecek siyasal, hukuki ve toplumsal bir mesele olarak düşünmek ve savunmak gerekiyor.
Tüm bu boyutlarıyla düşününce aslında mutlu olmamız gerekiyor ki, bu zihinsel ve yapısal iklim içinde bile inovasyon için çabalayan insanlarımız var.
Ve yine farkına varmalı ve mutlu olmalıyız ki toplum da yaşadığı sıkışmışlık ve devasa meselelerine çözüm umuduyla değişimi varsayıldığından daha güçlü biçimde talep ediyor.
Yine toplumun
Bir Gürcistan vatandaşı olarak Avrupa’ya geldiğimde ilk olarak Türk marketi aramıştım. Sokaklarda Türkçe konuşanları gördükçe sevinçten peşlerine düştüm.
Avrupa’ya adım attığım ilk günlerde her yeri gezmiş ve doğasıyla, güzelliğiyle, kalitesiyle muhteşem yerler olduğunu düşünmüştüm.