Levent Ağaoğlu –Rumeli Türküyüm, çok teşekkür ederim hocam, çok detaylı bilgiler verdiniz. Bahsettiniz Yakova, Üsküp türküleri soyum. Kitabınızda son 40 yılda Osmanlı’nın çöküşü mercek altına alıyorsunuz. Şu an ben Bilge Tonyukuk çalışıyorum. Göktürkleri, 200 yıllık Göktürk devletini, Çinliler yirmi yılda bitirmişler. Şimdi bu yirmi yılda on beşe yakın Türk boyunu, sana buranın valiliğini vereceğim, sana buranın askeri komutanlığını vereceğim, diyip birbirlerine kırdırmışlar. Atlıyoruz Osmanlı’ya son döneme aynı olay, orada da bir kırdırma var. Sorum şu; kilise ve camii, bizde kışla ve cami derler. Kilise ve camii, şimdi siz, bildiğim bir bilgiye yeni bir şey eklediniz. Bende 1903 vardı. Bunu bilmiyordum 1902’de reform neticesinde iki bin tane teröristin dağlara çıktığını öğrendim 1903’te ne oldu burada çok konuşuluyor, Abdülhamit Beşiktaş Jimnastik Kulübünü kurdu ki başka jimnastik kulübümüz yoktur bizim. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe diğerleri futbol kulübü. Farkı ne? Çünkü Bulgaristan’da kilise, işte Sofya Jimnastik Kulübü, Filibe Jimnastik Kulübü diye, bütün oranın gençliğini savaş için yetiştiriyor. Şimdi bunun cevabı da 1903’te Beşiktaş’ta verilmiş. Sorum şu; -biz teslim olalım- diye neden bu hareketler kiliseden geliyor. Karşılığında camilerde böyle bir oluşum gerçekleşti mi, bir cevap verildi mi?
Hasip Saygılı – Güzel şeyler söylediniz. Maalesef kilisenin işlevi şu; akşamları Bulgar komutacılar geliyorlar, her akşam. Köylüyü topluyorlar, köydeki Pascal dedikleri öğretmene bir mevzuu vermişlerdir o gün için. Onlar onu anlatıyor, tarihteki Bulgar menkıbelerini anlatıyor, Bulgar İmparatorluğu’nu anlatıyor. Osmanlı sonrası o topraklardaki kendi tasarılarını anlatıyor. Yani kilise ideolojik eğitim merkezi teröristler için. Bizde anılan dönemde bu tarz müteyakkız, varlığını koruma dışında hedefleri olan bir anlayışın olmadığını ben zannediyorum. Dolayısıyla bu alanda da aleyhimize bir dengesizlik oluştuğunu söyleyebilirim.