Ana SayfaGenelBilge Tonyukuk Yazıtı: Sıfır ve Sınır Taşımız

Bilge Tonyukuk Yazıtı: Sıfır ve Sınır Taşımız

Tonyukuk yazıtı yazılı ilk kadim bilgimizdir. A’dan Z’ye tüm Bilimler kapsamında, bilimlerin sunduğu en yeni imkanlar ve açılımlar çerçevesinde sözkonusu kadim bilginin Tonyukuk’un yazıtı ve Çin kaynaklarındaki kayıtlardan yararlanılarak ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Konumuzla ilgili 26 Bilim dalı tespit edilmiş ve 19 bilim dalında 350 civarında kaynak tespit edilmiştir.

Oğuz Kağan ile Tonyukuk arasında 1000 yıla yaklaşan bir zaman aralığında çok güçlü bir devlet ve millet geleneği oluştuğu anlaşılmaktadır ki bu ilk kez Tonyukuk tarafından belgelendirilmiştir, kayda alınmıştır. Tonyukuk’tan sonraki 1000 yılda da Türkler resmi olarak 16 devletlerinden 11 adedini kurmuşlardır. 5 devlet ise Tonyukuk öncesi dönemde kurulmuştu.

 

Tonyukuk, Göktürklerin tutsaklık yıllarında, Çin’de Çin Seddinin dışındaki topraklarda doğmuştur, Çin’de eğitim görmüştür, Hapishaneden kaçana değin Çin’de geçen yaşantısı, Çin stratejilerini ve Çinli karakterini çok iyi biliyor olması kendisini bizim ilk Sinoloğumuz yapmıştır ki ardından gelen Harezmi ve Biruni gibi Hindologlarımızın da, yabancı kültürleri tanıma anlamında da öncüsüdür.

Yabancı kültürlere ve dillere olan ilgi Türkleri daha sonra Maveraünnehir ve Horasan coğrafyalarındaki Farsi ve Anadolu/Rumeli coğrafyasındaki Rumi kültürü içselleştirip/dönüştürme, yerlileştirme konusunda zenginleştirmiştir; çünkü Türk Medeniyetinde aslolan insan ve adalettir.

Kadim Bilge’miz Tonyukuk’dan beri Türk; Çini olan ile, Hindi olan ile, Farsi ve Rumi olan ile içiçedir; birliktelikleri deneyimlemiştir. Bir yüzü Çince olan Tonyukuk Yazıtı, yazıttaki Hintçe ve Soğudça (Perslerin ataları) kelimeler, Göktürklerin Roma İmparatorluğu ile olan ilişkileri; herbiri birer Tonyukuk mirasıdır.

Buradan geldiğimiz nokta Medeniyetler İttifakı’dır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2200 yıllık devlet geleneğinde bayraktarlığını yaptığı husustur. Batı kendisini yüksek Medeniyet olarak etiketlerken, en yüksek noktasında 2 Dünya Savaşı’nı insanlığa yaşatmıştır.

Pınar; Orhun Nehri Vadisinde Tonyukuk Yazıtımızdan almaktadır kaynağını.

Bilge Tonyukuk adınını başında yeralan Ton ibaresinin imlediği gibi Birinci’dir, bir İlk’tir. Birinci Düşünürümüzdür, Bilge’mizdir, Yazarımızdır, Stratej’dir, Vezir’dir, Hakim’dir, Başbakan’dır, yazılı Kadim Bilgimiz’dir.

Yazıtı ise hem Sıfır hem de Sınır Taşı’dır. Sınır Boyu’na dikilmiştir ki Türk ülkesine Hoşgeldiniz Anıtıdır.

Tarihte Türk adını taşıyan 3 Devlet kurulmuştur; Göktürk Kağanlığı, Batı Trakya Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti.

Sonsuza kadar yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti, Asya’daki Kadim Kağanlık ile Avrupa’daki Türk mühürünün bileşkesidir.

Türkler kadim bilgilerini Bilge Tonyukuk, Kutadgu Bilig olarak Taş Yazıt, Yazma Eser ve Mimari Eserlerde biraraya getirdiler.

Yeni Roma’da; İstanbul’da Ayasofya (Kutsal Bilgi) inşa edilirken Bumin Kağan doğuda Türk Kağanlığını kurmaktaydı.

Tonyukuk ile başlayan Türk Milletinin İstiklal Mücadelesi, 1250 yıl sonra yinelenmiş ve Türk coğrafyasının en doğu sınırında dikilen Yazıtta anlatılan destan bu sefer İstanbul’un Fatih semtinde doğan Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nda ve Safahat’ında safhalarla, şiirlerle seslendirilmiştir.

Binlerce yılın ardından Tonyukuk ruhu Akif’in dizelerinde canlanmış, Asım’ları müjdelemiştir. “Ben Bilge Tonyukuk” haykırışındaki iddia, torunlarından Akif’in dizelerinde Korkma! kükreyişi ile aynı ruhu seslendirmektedir. Çin’e ve yandaşları ordulara karşı verilen İstiklal Mücadelesi bu kez Avrupa’lı bir gücün , İngiltere’nin liderliğinde yedi düvele karşı verilmiştir. Nasıl ki Tonyukuk’un Savaşları Yazıtı ile taçlandıysa, Akif’in İstiklal Marşı da Millet’i sonsuza kadar ayakta tutacak olan bir vasiyettir.

Fatih’li Mehmet Akif’in satırlarında geçmişteki fütuhatların ışıltısı da dizeleri aydınlatmaktadır.

Tonyukuk ve Akif’in mirasları fütuhat geleneğimizin aydınlığıdır; fethedilen gönüllerdir aslında. Tonyukuk’un halk tarafından Bilge sıfatı ile anılması, 15 Temmuz işgal girişiminde Akif’in istiklal ve şüheda ruhunun canlanması, sıfır taşları ile şenlenen şehir ve coğrafyalarımızın zenginliğidir.

Tonyukuk, Türk Milletinin İstiklal Mücadelesini nasıl Taş Yazıtına nakşetti ise, Akif de İstiklal Marşının dörtlüklerini, Tacettin Dergahının duvarlarına kazımıştır. Millet ve İstiklal kavramlarının, oluşturduğumuz Medeniyetler İttifakı açısından hayatiliği ve  canalıcılığı, Taşyazıtta ve Dergah duvarlarında, anıtlaşmıştır. Binlerce yılı birbirine bağlayan ortak paydanın Millet kavramı olduğu görülmektedir.

Tonyukuk Yazıtı ve İstiklal Marşı’nda ortak olan diğer bir yön de inanç ve imana atfedilen önemdir, 716 yılında Türk Kağanlığının en doğu sınırına dikilen Yazıt da, 1921 yılında Türk devletinin Başkenti’nde toplanan Meclis tarafından kabul edilen İstiklal Marşı da Milleti esas alarak İstiklal ve İman ekseninde birleştiren düşünürlerimizin başyapıtlarıdır.

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler