Ana SayfaLiderlikLider’lerAtatürk ve İnsan Değeri

Atatürk ve İnsan Değeri

Kocacık’lı (Makedonya) Hacı Ahmet Efendi’nin torunu Mustafa Kemal hangi süreçlerden geçerek Türklerin Ata’sı olmuş Atatürk olarak kalplerimizde yerini edinmişti. Eksikliğini hissettiğimiz husus ise Atatürk’ün 30 ciltte 10.000 sayfayı aşan söz, söylev, emir ve demeçlerinden süzülen Referansların henüz oluşmadığı gerçeğinin yol açtığı hüzündür.

“Dehanın üçüncü mühim karakteri terkip ve sentez kudretidir. Dâhilerin tabiat eline verdiği fani maddeleri, hayat ve ruhları birbiriyle anlaştıra anlaştıra yepyeni, orijinal terkipler, canlı ve eşsiz sentezler var ederler. Atatürk’ün eline gelen Türkiye, İmparatorluğun iflas ettirdiği eski Türkiye idi. Atatürk bu Türkiye’yi yeni baştan kompoze ederek onu en güzel bir sanat eseri, canlı, kuvvetli, cazip, güzel bir mevzu haline getirdi. Hiçbir tarih ve hiçbir millet ‘Atatürk Türkiyesi kadar bir ve bütün düşünen, duyan, işleyen ve bir insan topluluğu görmemiştir. Atatürk bu Türk sentezinin yaratıcı başlangıcıydı.” Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, “Dehâ Nedir?”, Bugün, (22 Kasım 1938).

Kurtuluş Savaşı öncesindeki 15 yıllık ve ardından gelen Diriliş dönemindeki 15 yıllık dönemlerde, Atatürk insanları hedefler etrafında yekpare olarak kenetleyen bir dehadır. Hedefler savaş ve barış dönemlerinde farklılaşsa da Atatürk için farketmemiştir. Atatürk Sofralarının sırrı insanların fikirlerinden yararlanmak, enerjilerini harekete geçirmektir.

Yeteneklerini keşfettiği insanları takip ederek yetiştirebilmek ve yükseltmek, yurtdışına “kıvılcım olarak gönderip ateş topuna dönüşerek dönmelerini dörtgözle beklemek” Atatürk’ün ideallerindendi.

Her zaman halkın içindedir. Anadolu’yu gezer ve dönüşte “halk zengin olmak istiyor” diyerek duygularını dile getirir. Kağnıları sakat sakat güdenleri, Kurtuluş Savaşında yolu olmayan Anadolu’da ordunun her türlü araç gerecini durmaksızın taşıyan devecilerini ülkenin Efendi’si yapmaktı sevdası. İnsanları hep yükseltmek vazgeçilmez bir tutkusu idi.

“Atatürk’ün Cumhuriyet Türkiye’sine getirdiği yeniliklerin en başında, eski kişisel ilişkiler dünyasının ortadan kaldırılıp yerine gayr-ı şahsî mekanizmaları yerleştirme özlemi gelir. Bütün “yeni”ler, “eski”lere bağlı olduğundan bunun tümüyle gerçekleşmediğini biliyoruz. Doğaldır ki, bir liderin çabalarıyla yapılan reformlarda da “kişisellik” kendini gösterecekti. Ancak Atatürk’ün, “ideal Türkiye’sini, kişisel ilişkilerin değil, kurum ilişkilerinin yani yeni onur’un egemen olduğu bir Türkiye olarak düşündüğü açıktır. Söylev ve demeçlerinde bunu kanıtlayan birçok görüşe rastlanır. “ Kaynak: Şerif Mardin, Toplum ve Siyaset

Atatürk’ün insan kaynağı ve yönetim anlayışında insana verdiği önem açısından yaklaşılmıştır.  Pergelin ucunu kurucumuzun izlerine koyarak O’nun ışığında Kurtuluş ve Kuruluş sürecinin “insan” ayağı, “kulluktan insanlığa” geçiş olgusu incelenmiştir.

Atatürk’ün çeşitli tarih ve yerlerde yaptığı konuşmalarda, olaylara ve insanlara yaklaşımındaki özellikler çalışmada analiz edilmiştir. Ülkemizin en temel mayası olan onbin yılı aşan engin kültürü ve İnsan Değeri, Atatürk tarafından en önemli unsur olarak değerlendirilmiştir.

21.yüzyılda liderlik bilgiye sahip olanın ve onu doğru yorumlayanın olacaktır.   Yeni dönemde bilgiyi en iyi yöneten, insanı en iyi değerlendiren ve sürekli olarak güçlendiren ülkeler önde olacaklardır. 21.yüzyıl, insanların yaratıcı fikirlerinin geliştirildiği ve bu fikirler etrafında işbirliği yapıldığı bir çağ olacak ve ülkemiz bu dönemde üstüne kurulduğu değerlerle birlikte, kurucusunun insana verdiği değerin izlerini taşıyacaktır.

Cumhuriyet’in kuruluşundaki değerlerde “insan” a verilen önemin, 21. yüzyılın henüz daha başlarında 2020 yılı itibariyle, sınırlarımızda ve içimizde yaşadığımız insan kasırgalarında ülkemizi öne geçirecek özellikleri içinde barındırdığı görülecektir.

“Benim gözümde hiçbir şey yoktur; ben yalnız liyakat âşığıyım.”                         Mustafa Kemal Atatürk

1920’li yılların başında Türkiye’ye saldıran Batılı ülkeleri insanlık değerlerine uymaya ve egemenliğimizi tanımaya davet eden Atatürk’ün kurduğu devlet, çok geçmeden 100 yıl sonra,   2020 yılında Batı’ya yardım konvoyları gönderirken, gelinen nokta insanı da yapaylaştırılarak tükenme ikilemi ile karşı karşıya bırakmıştır.  Kaybolan insanlık tekil insanı da tehdit etmeye başlamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş ve ardından gelen diriliş döneminde ülke yokluklar içinde boğuşurken, para yok, pul yok, teçhizat yok iken bir tek gerçekliğe güvendi: İnsan. Ne yaptı ise insan unsurunu hareketlendirerek, ona değer katarak yaptı, inşa etti. İnsan demek sonsuz enerji demekti, vazgeçilmez değerler demekti. İnsan bir değer idi ve İnsana değerdi. Eylemlerinde iletişime birinci önceliği vermesi, insan değerine verdiği önceliğin en önemli kanıtı idi. İnsan ikna edilebildiğinde, kendisinle doğrudan iletişim kurulabildiğinde, o bir tek insan diğer insanları da çağırıyordu.

Zaten Cumhuriyet de kulluğu, tabi olmayı esas alan, insanı değersizleştiren Monarşik yapının aksine halkı, insan topluluklarını yüceltiyordu.

Atatürk’ün hitabetinin bir numaralı öznesi olan “Efendiler!” tabiri İnsan’a olan yüceltici bakışının simgesi idi. İnsan; Efendi’dir.

Türklerde ilk kez Tonyukuk Yazıtında (MS.720) dile getirilen “Budun da Budun boldı” (Halk da halk oldu)  tabiri ise halkın nasıl da olması gereken yere yükseltildiğinin ilk örneğini göstermekte idi. Türkler ıssız ve susuz bozkırların biçimlendirdiği zorlu hayat şartlarında yaşadıklarını, meydana getirdiklerini (kültür, dil, devletler. vb) hep bir insani dayanışma mücadelesi ile ortaya koydular.  Türklerin Yaratılış Destanı ve Oğuz Kağan Destanında da aslolan tüm evrensel gerçekliği ile İnsan idi.

“Ben yalnız liyakat âşığıyım” veTaşa toprağa değil, insana kıymet verin! “ tespitleri ise son derece güçlü bir vurgu içermekte ve insana verilen üstün değer ve önemi göstermektedir.

Geleceğin Türkiye’sini, İnsan ve Değeri kavramları üzerinden şekillendirmeye çalışan Atatürk, geçmiş Türk Tarihi araştırmaları neticesinde de sadece Türklerin değil, ilk insanlığın vatanı sayılan Orta Asya’yı,  insanlığın da ortak atası ve kökleri olarak görerek İnsan, İnsan Değeri ve İnsanlık kavramlarını bir potada eriterek sentezlemiş ve evrensel bir düşünce mirasını bizlere bırakmıştır.

Kitap, Atatürk’ün başardıkları ile ilgili “Nasıl?” sorusuna verilebilecek cevapların detaylı bir incelemesidir.

Türk Evi Yayınları Atatürk Referansları serisine Atatürk ve İnsan Değeri kitabı ile başlarken devam edecek olan başlıklar yine Kurucumuz hakkında şimdiye değin öne çıkmayan konular olacaktır.

300’ü aşan sayıda liderler, Türk devletlerine başkanlık etmiştir. İçlerinde şiirler dışında yazılı miras bırakanlar bir elin beş parmağıdır. Oğuz Kağan efsaneleşirken, Bilge Tonyukuk ve Bilge Kağan’ın yazıtları, Babür ve Ekber Şahların yazmaları, Atatürk’ün ise yazdığı kitaplar zamanlar ötesine yollanan çoban ateşleridir; hedeflerimizin sırlarıdır. Karahanlı, Altınorda hanları, Gazneli, Memluk, Selçuklu, Timurlular, Osmanlı sultanları, Safevi şahları şiirler yazarken Hun, Göktürk, Babür ve Türkiye devlet başkanları ise düzyazılı eserleri ile Moğolistan, Çin, Hindistan ve Türkiye’de tarihi hem yapmış hem de yazarak en değerli bir miras bırakmışlardır.

Atatürk’ün ağzından ve kaleminden çıkanlardan oluşan (yazı ve konuşmalar, belgeler, telgraflar, tamimler, beyannameler, hatıralar, söylev ve demeçler, kararlar, mektuplar, röportajlar, söyleşiler, yazışmalar, demeç, tutanak, görüşmeler, kitaplar) 12 bin sayfalık eseri, bizlere bıraktığı ve gençlik üzerinden geleceğe emanet ettiği, tüm Türk devletlerinde birikmiş binlerce yıllık insan değerinin dile gelişidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler