Bölgemizde yaşanan kargaşa, Rusya ile gerilen ilişkiler ve son yıllarda barış, açılım, demokrasi gibi kavramları fırsata çevirip hain emelleriyle dağdan inerek şehir merkezlerine yuvalanan terör, başta turizm sektörü olmak üzere ekonominin dönen tüm çarklarını etkiliyor.
İşte böyle bir atmosferde, zaten defalarca krizle test edilmiş Türk iş dünyası ve her şey dahil krizli turizm sektörü, dünyada yeni imkânlar ve pazarlar arıyor. Ancak bu defa daha hızlı ve daha bilinçli hareket edilerek, hamasetten uzak, gerçekçi bir yaklaşımla kamu ve özel sektörün ortak yol haritası çıkarması gerekiyor.
Bu tespitlerimi özellikle turizm sektöründe faaliyet gösteren ve dünyayı iyi okuyan tecrübeli isimlere dayandırıyorum. Bu sebeple daha önce de birkaç kez gündeme getirdiğim üzere Hindistan, Türkiye için önemli açılım kapılarından birisi olabilir. Dost Pakistan ile ilişkileri zedelemeden, ekonomisi büyüyen Hindistan’la kurulacak köprüler uzun vadede Türkiye’ye çok iyi katkılar sağlayabilir. Öyle teferruatlı düşünmeye, hesap yapmaya da gerek yok. Neden mi?
Hindistan’ı yakından tanıyan ve bu ülkede iş yapan Türk müteşebbisleri dinlemek, 1 milyar 283 milyon genel nüfus yoğunluğunu ve özelde yaklaşık 250 milyonluk Müslüman halkın ülkeye oranını da dikkate almak, toplamda bu ülkede yaşayanların takriben % 10’unun uçakla seyahat ettiğinin altını çizmek yeterli olacaktır. En güncel detay olarak da büyüyen ekonomisine bakılabilir.
Son açıklanan verilere göre Hindistan, Çin’i geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi koltuğuna oturdu. Hindistan İstatistik Kurumu’na göre ülke ekonomisi, Ekim- Aralık 2015 döneminde yüzde 7.3 oranında büyümüş. Zaten piyasaların beklentisi de bu yöndeydi ve Hindistan, aynı dönemde % 6.9 büyüyen Çin’i geçerek liderlik koltuğuna oturdu. Ayrıca son yıllarda Çin nüfusu düşerken, Hindistan’da nüfus artışı da devam ediyor. Büyüme rakamlarına hem bu detayı hem de Hindistan’ın ekonomisini şekillendiren sektör ayrıntılarını da ekleyince bence Türkiye için önemli bir işbirliklerine yelken açılabilir.
Türk sivil havacılığının köklü ve ilk şirketlerinden Çelebi Hava Servisi A.Ş. uzun bir süredir Bombay Havalimanı’nın yer hizmetlerini üstlenmiş durumda. ArdındanHindistan’ın en büyüğü olan Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı kargo ihalesini kazandı. Kargo terminalini geliştirip 25 yıl işletecek. Diğer bir ifadeyle Hindistan ekonomisinin röntgenini çekecek. Dolayısıyla Türkiye’nin bu tecrübeleri, birikimleri, ilişkileri, kontak noktalarını iyi değerlendirmesi şart.
Ben de en yetkin isimlerin önde gelenine, Hindistan’ın en büyük ve en önemli iki havalimanında hizmet verme hakkını elde etmiş Çelebi Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Çelebioğlu Tokgöz’e bu ülkeyi sordum.Hindistan’a sık gidip geldiğini ve bu coğrafyanın kodlarını çözdüğünü bildiğimden onu dinleyin istedim:
“Türkiye’ye son derece yakın davranıyorlar. İşbirliği yapmak için özel sektör ve devlet tarafından çok sıcak yaklaşımlar var. Bir şekilde ilişkilerin geliştirilerek karşılıklı yatırım yapılması için girişimde bulunulursa kesinlikle karşılığı olacak bir ülke Hindistan. Hatta ortaklıklar kurularak, dünyanın başka ülkelerinde de beraber önemli işler yapabiliriz. Turizm açısından ciddi bir potansiyelin var olduğunu biliyorum. Ancak iki ülke arasında uçuşların artırılması, tanıtımların yapılması gerekiyor ki, turizmde belli bir potansiyel yakalanabilsin.”
Hindistan’a turizm açılımı için Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’a ciddi görevler düşüyor. Ancak iki ülkenin ilk önce daha üst seviyelerde temas sağlaması gerekiyor.
Eğer Bakan Ünal, turizm sektörünün sıkıntılarla anıldığı şu günlerde, bu ülkeyi radarını alıp turizm aktivitelerinin geliştirilmesi için neler yapılabileceği hususlarını araştırmak üzere bir misyon üstlenirse, sonuç alacağı ülkelerin başında Hindistan’ın geleceğini şuraya not etmiş olayım…