Türkiye, stratejik derinliklerde yatan gücünü keşfederek, bir zamanlar olduğu gibi, yeni bir çağın kapısını, hem Doğu ve hem de Batı yönlerinde aralamaya başlamıştır.
Bu hamleler serisinden yine bir ilk olmak üzere, inovatif bir adım atılarak, ülkemizin İngilizce ismi olan TURKEY, marka olarak stilize edilmiş, ve “Jeo-Politik konum” olarak sınırlanan kanat ülke ve köprü pozisyonu, “Jeo-Ekonomik fırsatlar” boyutuna genişletilmiş;
– artık Marka olmanın getirdiği sorumluluklar da üstlenilerek ve
– katma değerli ürünler üretimine ağırlık verilerek,
Batı’dan Doğu’ya doğru yolalmakta olan Moda/Marka/Merkez Ülke hedeflerine yönelmeye başlamıştır.
Türkiye; her iki yöne de yüzünü çevirmiştir.
Geçmişte, gücünün zirvesine Akdeniz’de ulaşan Türkiye,”Yeni Akdeniz” (Pasifik)’de oluşmakta olan dinamizme de ortak olacaktır.
Devletimizin 100.yılını kutlayacağı 2023 yılı, dünya tarihi için de bir dönüm noktası teşkil edecektir.
İlk kez küresel gelir paylaşımında, Asya, Batı’nın önüne geçerek liderliği yine 2023 yılında ele geçirecektir.
Yeni Türkiye Logosu 8 motifli
Türkiye’de üretilip ihraç edilen ürünler için uzun süredir “made in TURKEY” logosu kullanılıyordu. Türkiye İhracatçılar Meclisi “Türkiye Markası” toplantısında Türkiye’nin yeni sloganını ve logosunu açıkladı.
İşte Türkiye’nin yeni logosunun 8 şifresi.
8 sayısı, mükemmelliğin ve sonsuzluğun simgesidir. Logoda 8 motif ve sekizgen yıldız kullanılarak, her iki olgunun yapıcısı ve takipçisi olduğumuzun mesajı verilmiştir.
‘TURKEY’ logosunda yer alan 8 motif; yükselişi, dünyayı, birlikteliği, buluşmayı, sinerjiyi, doğuyu ve batıyı, inovasyonu, harmoniyi temsil ediyor.
Böylece;
Gücü keşfet iletisi veriliyor.
Modern çağrışımı ifade ediyor.
Kendi içimizde var olan farklılığı tutma anlamına geliyor.
Sembollerde Türkiye Selçuklularında kullanılan süslemeler ve Osmanlı zamanındaki çini süslemelerine bir gönderme yapılıyor.
Renk de ilgi çekicidir; Turkuaz; Türk Mavisi. Turkuaz hoşbir renk, bizim rengimiz. Bizlerin bulduğu renk, dolayısıyla ismi de oradan geliyor. Osmanlı döneminde, İznik çinilerinin en gözde rengidir. Pek çok cami bu renkte üretilmiş çinilerle bezenmiştir.
Turkuaz’dan da, Osmanlı’daki çiniler arasında bir irtibat olduğu anlaşılıyor.
Logo, tarihte Türklerin kilim, halı, mimari, el sanatları gibi alanlarda kullandığı 8 ayrı kültürel motiften esinlenerek geliştirildi ve onlara çağdaş manalar yüklendi. Logoda her biri ayrı anlam taşıyan 8 desene ve özgün yerli motiflere yer verildi.
Türkiye markası, Anadolu kilim ve elsanatları motiflerinden esinlenilerek, yerel motifleri evrensel simge boyutuna çıkarmıştır.
Çini ve kilim motiflerinin seçilişi; köklerimizin yeraldığı Asya referansının, farklı bir coğrafyada, Küçük Asya’da yeniden yaratılışına ve uyum yeteneğine bir vurgudur.
Logonun karakteri oluşturulurken, küfi yazı stili ve geleneksel kilimlerde yer alan eli belinde deseninden yararlanıldı. Ayrıca, TURKEY yazısının içinde bulunan desenlerde de çini sanatında kullanılan figürlerden esinlenildi.
Logoda genel motifler harmanlanmış durumda. Renk turkuaz olduğundan dolayı bizim kültürümüze hitap ediyor. Ama ‘TURKEY’ kelimesinden çok kültürlü dokumuzu da görebiliyoruz. Yani çeşitliliğe vurgu yapılmış.
‘TURKEY’in kalın yazılması da daha çağdaş bir çağrışımı ifade ediyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Sn. Mehmet Büyükekşi’nin deyişiyle;
“Bu bir marka değildir, marka olan Türkiye’nin kendisidir. ‘TURKEY: Discover the potential’ tüm dünyaya yapılmış bir tekliftir”
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.