Ana SayfaLiderlikLider’lerİlk Düşünürümüz BİLGE TONYUKUK/ Bilimler Açısından TONYUKUK Yazıtı Kavram Endeksi

İlk Düşünürümüz BİLGE TONYUKUK/ Bilimler Açısından TONYUKUK Yazıtı Kavram Endeksi

  1. ANTROPOLOJİ/ETNOLOJİ
  2. ASKERLİK BİLİMİ/STRATEJİ
  3. BİYOLOJİ
  4. COĞRAFYA
  5. DİLBİLİM
  6. EKONOMİ
  7. FELSEFE
  8. PSİKOLOJİ
  9. SİYASET BİLİMİ
  10. TARİH
  11. TEOLOJİ/MİTOLOJİ
  12. YÖNETİM BİLİMİ

– Amaç (niçin/gerekçe/faydası):
– Kapsam:
– Yöntem:

ANTROPOLOJİ

  • Aşok
  • Az Ülkesi
  • Az’lar
  • Beyler
  • Boy
  • Budun
  • Çinliler
  • Dokuz Oğuz Halkı
  • Halk
  • Hatun
  • Kadınlar
  • Kırgız
  • Kıtay’lar
  • Kızlar
  • Mançud’lar
  • Oğuz’lar
  • On-Ok
  • Saka’lar
  • Soğdak
  • Tacik’ler
  • Tarduşlar
  • Tohar’lar
  • Tongra Eşim
  • Türgiş
  • Türk
  • Türk Halkı

ASKERLİK BİLİMİ/STRATEJİ

KAVRAMLAR

  • Akın
  • Asker yakaladık
  • Askerleri ata bindirin
  • Atlı
  • Bağımlı idi
  • Bağımlı oldu
  • Baskın
  • Bastık
  • Ben
  • Boğa
  • Boyun eğdi
  • Bölüğü
  • Buyur
  • Çin yönetimi
  • Devriyeler
  • Dış (Topraklar)
  • Düşman
  • General
  • General Ku
  • Geri döndürdük
  • Gözetleme Kuleleri
  • Haberci
  • Halk kaçıp gitmiş
  • İç (Kuvvetler)
  • Kaçak
  • Kaçıyoruz
  • Kanat
  • Karargah
  • Kazandığı
  • Kazanma
  • Kendi iç (kuvvetler)i (ile) dış (toprakları) tutmuş gibiyiz.
  • Keşif devriyeleri
  • Kılavuz
  • Korktunuz
  • Korkuyoruz
  • Kumandan
  • Kuvvet
  • Mızrak
  • Ordu
  • Orduyu yürüttüm
  • Öldür
  • Saldırdık
  • Saldırı
  • Savaş
  • Savaştı
  • Sefer
  • Sefere çıkartmak
  • Sefere çıkmak
  • Sevk eden
  • Şad
  • Talan
  • Talan ettik
  • Tanrı buyurduğu için
  • Üstleri
  • Yata kalıyordu
  • Yaya
  • Yedeğe
  • Yenilen
  • Yurt
  • Zapt etti
  • Zırhlı
CÜMLELER
  • Bilge Tunyukuk’a, bana dedi (ki): “Bu orduyu sevk et,” dedi, “(suç işleyenlerin) cezalarını dilediğin gibi ver. Ben sana (daha) ne diyeyim?” dedi,
  • Düşündüm. Kağanıma arz ettim. Orduyu yürüttüm.
  • Elli kadar asker yakaladık. O gece hepsinin halkına (bunlarla haber) gönderdik. O haberi alınca On-Ok beyleri ve halkı hep geldiler, boyun eğdiler. (Bize) gelen beylerini ve halkını derleyip toplayıp, bir az halk kaçıp gitmiş idi, On-Ok ordusunu sefere çıkarttım. Biz de sefere çıktık. Onları geçtik. İnci ırmağını geçerek, “Tanrı oğlu” denilen (dorukları ak) benekli ·(yani “karla kaplı”) Ek dağını aşarak Demir Kapı’ya kadar vardık. Oradan (ordumuzu) geri döndürdük.
  • İkinci gün ateş gibi kızıp (üzerimize) geldiler. Savaştık. (Onların) iki kanadı bizden yarı yarıya fazla idi. Tanrı buyurduğu için, (düşman) çok diye korkmadık. Savaştık. Tarduş Şad’a doğru kovalayarak bozguna uğrattık. Kağanlarını tuttuk. Yabgularını, Şadlarını orada öldürdü(k).
  • İlteriş Kağan akıllı olduğu için, cesur olduğu için, Çinlilerle on yedi (kez) savaştı, Kıtay’larla yedi (kez) savaştı, Oğuz’larla (da) beş (kez) savaştı. Bu sırada sözcüsü de ben idim, düşmanla savaşanı da ben idim.
  • İnel Kağan’a, öylece Mançud’lar, Saka’lar, Tacik’ ler, Tohar’ lar …ve onların berisindeki Aşok başlı Soğdak halkı hep geldiler, boyun eğdiler ve (kağanı övdüler?).
  • Kağanım, (benim) kendimin, Bilge Tunyukuk’un arz ettiğim ricamı dinlemek lutfunda bulundu. “(Orduyu) gönlünce sevk et!” dedi.
  • Kağanıma arz edip ordu sevk ettim.  (Kağanımı) Şantung şehirlerine, denize kadar, götürdüm. (Kağanım) yirmi üç şehri zapt etti.
  • Kağanımla seferlere çıktık. Tanrı esirgesin, bu Türk halkı içinde zırhlı düşmanların akınına imkan vermedim, kuyruğu) düğümlü (düşman) atlarını koşturtmadım.
  • Kağanları cesur imiş, sözcüleri akıllı imiş.
  • Niye kaçıyoruz? (Düşman) çok diye niye korkuyoruz? Azız diye niye yenilelim? Saldıralım!” dedim. Saldırdık, talan ettik.
  • Temizin (yani “savaşıp yenilmemişin”) utancı (savaşıp yenileninkinden) daha iyidir!”
  • Türk hakanını, Türk halkını Ötüken toprağına ben kendim, Bilge Tunyukuk, (getirdim).
  • Türk halkının Demir Kapı ‘ya, Tanrı Oğlu ” denilen dağlara (kadar) varlığı hiç yok imiş. O topraklara (Türk halkını) ben Bilge Tunyukuk götürdüğüm için san altınları, beyaz gümüşleri, kızları kadınları, hörgüçlü develeri ve ipekli kumaşları fazlasiyle (önümüze) getirdiler.
  • Uzak mesafelere keşif devriyeleri gönderdim, gözetleme kulelerini (yerli yerince) koydurtum. Dönen düşmanı (geri) getirirdim.


BİYOLOJİ

  • Ağaçlar
  • Atlar
  • Boğa
  • Hörgüçlü develer
  • Tavşan
  • Yaban hayvanları


COĞRAFYA

  • Ak Termal Irmağı
  • Altay Dağları
  • Anı (ırmağı boyunca)
  • Batı
  • Bayır
  • Bolçu
  • Bozkır
  • Çin
  • Çuğay Dağları
  • Dağ
  • Demir Kapı
  • Deniz
  • Doğu
  • Güney
  • İnci Irmağı
  • İngek Gölcüğü
  • İrtiş Irmağı
  • Karakum
  • Köğmen Dağları
  • Kök Öng Irmağı
  • Kuzey
  • Orman
  • Ötüken Dağları
  • Ötüken Toprağı
  • Şantung
  • Şehir
  • Şehri
  • Tanrı oğlu denilen ek dağı
  • Tola Irmağı
  • Ülke
  • Yarış Ovası

DİLBİLİM

KAVRAMLAR

  • Ayrıldı
  • Ben kendim
  • Bilmek
  • Bilmez imiş
  • Boy kalmadı
  • Dağda bayırda kalmış
  • Dedi
  • Dedim
  • Demiş olmalı
  • Doğdum
  • Düşündüm
  • Hangilerinin
  • İnsan
  • Kara ter
  • Kızıl kan
  • Kocaldım
  • Mahvoldu
  • O zaman
  • Öl!
  • Öldü
  • Semiz
  • Sözcüm ol
  • Toplanıp
  • Uzaktan
  • Yapayım
  • Yaşlı oldum
  • Yedi yüz (kişi)
  • Zayıf
  • Zorunda kalsa
CÜMLELER
  • Ateş gibi, kasırga gibi, (üzerimize) geldi
  • Bir şey yufka iken (onu) delmek kolay imiş, ince olanı (da) kırmak kolay; yufka, kalın olursa (onu) delmek zor imiş, ince  yoğun olursa (onu) kırmak zor imiş.
  • Bu haberi işitip gece uyuyasım gelmedi, gündüz oturasım gelmedi.
  • Geceleri uyumadan, gündüzleri oturmadan, kızıl kanımı akıtarak, kara terimi döktürerek hizmet ettim.
  • Önceleri uykusu kaçarak yurtta yata kalıyordu.
  • Türk halkı içinde zırhlı düşmanların akınına imkan vermedim, kuyruğu düğümlü (düşman) atlarını koşturtmadım.
  • Uykularını mızraklarımızla açtık
  • Düşmanlarımız çepeçevre ocak gibi idi; biz (ortadaki) aş gibi idik.
  • İnsan, zayıf boğalarla semiz boğaları uzaktan bilmek zorunda kalsa, hangilerinin semiz boğa, hangilerinin zayıf boğa olduğunu bilmez imiş.

EKONOMİ

  • Beyaz gümüşler
  • Halkın boğazı tok idi.
  • İpekli kumaşlar
  • Sarı altınlar
  • Türk Bilge Kağan, Türk Sir halkını, Oğuz halkını besleyerek tahtta oturuyor.
  • Yaban hayvanları yiyerek, tavşan yiyerek yaşıyorduk
  • Yufka

FELSEFE

  • Düşündüm

PSİKOLOJİ

  • Akıllı
  • Cesur

SİYASET BİLİMİ

KAVRAMLAR

  • Türgiş kağanı
  • Apa Tarkan
  • Askerler
  • Bilge Tunyukuk
  • Böğü Kağan
  • Buyla Boğa Tarkan
  • Devlet
  • Hakan
  • Han
  • Hükümdarlık
  • İlteriş Kağan
  • İmparator
  • İnel Kağan
  • Kağan
  • Kapgan Kağan
  • On-Ok Ordusu
  • Taht
  • Türk Bilge Kağan
  • Türk halkı o zaman Çin’e bağımlı idi.
  • Türk Sir Halkı
  • Ülke
  • Yabgu
CÜMLELER
  • Devlet de devlet oldu, halk da halk oldu.
  • İlteriş Kağan kazanmasa (idi), ve ben kendim kazanmasa (idim) devlet de halk da olmayacak idi. (Kağan) kazandığı için ve ben kendim kazandığım için, devlet de devlet oldu, halk da halk oldu.
  • Kapgan Kağan yirmi (yedi yaşında?) ……….. idi. (Onu ben) Kapgan Kağan (olarak) tahta oturttum.
  • Şimdi ben kocaldım, yaşlı oldum. Herhangi bir ülkedeki kağanlı (yani “bağımsız”) bir halkın  böylesi bir (devlet adamı) var ise, (o halkın) ne (gibi) bir sıkıntısı olacak imiş?
  • Türk halkı, (kendi) hanını bulmayınca, Çin’den ayrıldı; han sahibi oldu; (fakat) hanını bırakıp Çin’e yeniden bağımlı oldu.
  • Türk Sir halkı, ülkesinde, asla gelişmesin. Mümkünse, tümüyle yok edelim,
  • Türk halkı öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Sir halkının ülkesinde boy kalmadı.

TARİH

  • Türk Bilge Kağan(ın) hükümdarlığında yazdırttım. Ben Bilge Tunyukuk. İlteriş Kağan kazanmasa (idi), (ya da hiç) olmasa idi, ben kendim Bilge Tunyukuk kazanmasa (idim), (ya da) ben hiç olmasa idim, Kapgan Kağan Türk Sir halkı ülkesinde boy da, halk da, insan da hiç olmayacak idi. İlteriş Kağan ve Bilge Tunyukuk kazandığı için Kapgan Kağan’ın Türk Sir halkının gelişmesi (işte) bu(dur).  Türk Bilge Kağan, Türk Sir halkını, Oğuz halkını besleyerek tahtta oturuyor.

TEOLOJİ/MİTOLOJİ

KAVRAMLAR

  • Kutsal yer ve su (ruhları)
  • Tanrı
  • Tanrı Umay

CÜMLELER

  • Ben şöyle diyorum, ben Bilge Tunyukuk: Altay dağlarını aşarak geldik, İrtiş ırmağını geçerek geldik. (Buralara kadar) gelenler “(Geliş) zor (du)!” dediler, (ama pek de zorluk) hissetmediler. Galiba, Tanrı Umay, kutsal Yer ve Su (ruhları bize) yardımcı oluverdiler.
  • Tanrı buyurdu, (Oğuzları) bozguna uğrattık ; ırmağa düştüler.
  • Tanrı şöyle demiş olmalı
  • Tanrı “ÖL!” demiş olmalı
  • Tanrı bana akıl verdiği için, onu ben kendim kağan yaptım
  • Tanrı esirgesin

YÖNETİM BİLİMİ

  • Danışman
  • Yönetim
Kaynak Metin: Talat Tekin, Orhon Yazıtları, Simurg, İstanbul, 1998
leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler