Ana SayfaEtkinlikVezir Bilge Tonyukuk Konferansı

Vezir Bilge Tonyukuk Konferansı

Ben Levent Ağaoğlu. Bilge Tonyukuk neden Bilge Tonyukuk? Bulunduğumuz mekan zaten bilge bir mekan. Neden bilge? Küçük Ayasofya 500’ler, 532. Ayasofya yani Kutadgu Bilig yani Aya kutsal soyfa bilgelik. Ondan sonra Tonyukuk, Bilge Tonyukuk; halk tarafından kendisine verilmiş bu sıfat. Fakat Bilge Kağan’dan farklı bir yapı. Osmanlı’ya kadar uzanan bilge kayınpeder geleneği, Bilge Tonyukuk’la başlıyor. Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan’ın kayınpederiydi. Aynen Göktürk bölümünü konuşuruz. Osmanlı’ya geldiğimizde de Şeyh Edibali, Osman Gazi’nin kayınpederiydi. O zaman biz Osmanlı’yı konuştuğumuz zaman, neden Osmanlı’yı konuşuyoruz. 1999’du sanıyorum 700. yıl nedeniyle çok gündemimize geldi iyi de oldu. Fakat şimdi biz gündemimize bu sefer Göktürk’ü almak durumundayız. Oraya çünkü kök orası. Yani Osmanlı’yı Göktürk’ten ayıramayız, bir devamlılık var. Her şey zarurete tabi, Mevlam nasip ederse o görsellere bakıcaz orada çok enteresan orada birtakım bilimsel bilgilere ulaşabilcez. Ben öncelikle bu konuya vesile olan ASAM’dan Mehmet Seyit Türker kardeşime teşekkür ediyorum. Ardından 93’den beri 25 yıldır tek başına mücadele eden Yesevi adına mücadele eden Erdoğan Ağabeyim’e çok şükranlarımı iletiyorum, bu toplantıya imkan verdiler, gelip ben burda konuşuyorum. Bu devamlılığın sonuçlarını da ben söylüyorum ki başlangıçta Pazar günü zihinleri çok fazla yormamak lazım A, B, S. Burada ben A’dan Z’ye Bilge Tonyukuk dedim. Ama özellikle A, B, S harfleri çok önemli. Hani arabalarda olan fren sistemi gibi hayati. Bizdeki A nedir? A Bilge Tonyukuk’tur. Buyrun bizim anayasalarımız. Bilge Tonyukuk sağdaki 62. satır, soldaki de Tonyukuk dedi ki diye 10 adet söz. Sazla başladık sözle devam ediyoruz, şiirle bitirecez inşallah. Şimdi bunların tarihleri 700’ler. Şimdi bize 27 Anayasacılar, darbeci anayasacılar ne dediler Magna Karta, Magna Karta İngiliz anayasası ee bizde de 27 Mayıs’ı aynısını yaptılar İngiliz Anayasası. 80 darbesinde maddeler daha çok coğaldı. Bizim anayasamız 62 satırdı. Bilge Tonyukuk tarafından taşa hak edilmiştir. Yazılmamıştır, taşa kazınmıştır. Bugünlere yani 2000 yıllık bir olay, MÖ. 200 yılında Oğuz Kağan’la başlar, Erdoğan Ağabey ne güzel bahsetti, gemiler, Anadolu’da, Küçük Asya’da. Peki biz Talay’ı bilir miyiz Talay, işte yazıttı yazıyor. Dalai lama’yı biliyoruz. Talay’ın okyanus olduğunu biliyor muyuz? Bilge Tonyukuk’un okyanusa sefer yaptığını biliyor muyuz? Çin’in okyanus kıyısındaki  şehirlere sefer yaptığını biliyor muyuz? Dalai lama’daki Talay bizim Talay’ımız yani okyanus olduğunu biliyor muyuz? Hani bize ne diyorlar üç tarafınız denizlerle kaplı da, denize falan çıkmadınız. Biz gerçekleri göreceğiz 1200’lerdeki Magna Karta’yı bize ya sizde anayasa yok sizde anayasa yok. A dedim ya Anayasamız budur. Bunun içerisinde Türk ilk kez Tonyukuk yazıtında yani anayasamızda geçen Tanrı, Tengri… Tonyukuk Göktanrıcıdır, Tonyukuk inancı çok kuvvetli olan bir insandır. Tanrı istediği için kazandım, Tanrı istediği için mahvoldunuz diyen bir insandır. Eee o zaman Tonyukuk laik değildi. Buraya da girebiliriz. Bodun, boyun yani millet bakın taşa kazınmış, şimdi dün ben Prof. Hikmet Özdemir ile yazıştım, bu bir mail notudur. Okuyorum: Yazmana çok sevindim (bana yazdığı maildir) Tonyukuk bizim tarihimize kendime en yakın bulduğum kahramanım. Özal kitabımı 700 sayfadır, Türkistan Piri  Hoca Ahmed Yesevi ve evlatların ithaf eylemiş idim. Ve evlatlarına yani bizler, neden acaba. Dilerim bir gün yüzyüze oturup konuşuruz. 1400 sayfalık Atatürk biyografisini henüz tamamladım. Herhalde piyasaya çıkar bugün yarın. Bundan sonra biyografi yazmak istemiyorum. Ancak Tonyukuk’u onun biyografisini yazabilecek kadar öğrenmek için ahdettim. Kendisi Turgut Özal’ın başdanışmanıydı. Şimdi dört kişi bir metinde birleşmiş. 20. yüzyıldan Atatürk ve Özal liderler, köklerimiz Tonyukuk ve Ahmed Yesevi. İşte olay bu. Yani dünle bugünü bağlamaktır. Çünkü Özal’ı, Tonyukuk ve Ahmed Yesevi’ye bağlamaktır. Bulunduğumuz mekandan konuştuk, Ayasoyfa, Tonyukuk, Yesevi nerede birleşiyor? Bilgelikte, hikmekte birleşiyorlar. Şimdi Tonyukuk fotoğraflara bakalım. Bunu kardeşim Bülent Ağaoğlu hazırlamıştı, ikiz kardeşim. Şimdi A’sını bahsettik Anayasa diye bir A daha var Asya. Hani biz Avrupa Avrupa diyoruz ya biz Büyük Asya’nın Küçük Asya’sındayız. Bizim düşünürlerimiz, oradan da S’ye atlayacağız yani Sacayağı, kim onlar? Üçü de Asyalı Türkistanlı. Tonyukuk, Maturidi, Yesevi. Strateji, akıl, gönül. Bizim S’miz bunlardır, sacayağımızdır bunlar. Tonyukuk’a baktığınızda metinde savaş sanatını görüyorsunuz ama ötesinde bir düşünce vardır. B’si nedir olayın, A’sı B’si S’si dedik ya. A’dan Z’de çıkardığım bu üç adamdan bunlar. B’si bilgelik.

Tonyukuk diyor ki, Ben Bilge Tonyukuk’um, yazıtında sürekli olarak Bilge Tonyukuk ifadesini kullanıyor. Şimdi buradan çıkardığınız nedir? Büyük bir mesajdır. Kadim olmak, ben yaptım, ben ettim, ben hesabımı verdim. İlk yazılı belgemizdir bizim yani bu yazıtın en önemli özelliği ilk yazılı metindir. Destan değildir, Oğuz Kağan destanı sözeldir, bu ilk yazılı metindir. Peki yazmak nedir? İşte bilgeliktir. Yazdığımız zaman biz bugün bunu okuyabiliyoruz. Eğer Tonyukuk bunu yazmasaydı

ikinci video

Çin kaynaklarında Bilge Tonyukuk 10 tane strateji, savaş sanatıyla ilgili bilgiler var. Çinliler bunun kaydını tutmuş. Oradan haberimiz olacaktı, yoksa hiçbir şekilde haberimiz olmayacaktı. Dünyanın en büyük özelliği Orhun Yazıtları diye genelleştiriliyor. Haklıdır biri damadın yazdığı Bilge Kağan’ın yazdığıdır, diğeri kayınpederinin Bilge Tonyukuk’un yazdığıdır. Aralarında 350 km. mesafe vardır. Biz bunu biliyor muyuz? Neden, ilk yazan Bilge Tonyukuk’dur. Yazıtı ilk yazan kendisidir. Neden 350 km uzağa yazmıştır, kendi köyünden Tola Irmağı’nın kenarına gitmiştir ve yazıtı orada dikmiştir. Peki ben oraya ne derim Moğolistan’ın en doğusundaki Tola Irmağı. Orası benim kendi bakış açımdan Doğu Türkistan’dır. Biz ta Çin’in en batısındaki yere Doğu Türkistan olarak adlandırmışızdır. Oralar Doğu Türkistan değil mi? Yani o yazıt Türklüğün sınır taşıdır, sıfır taşıdır, sıfır noktasıdır. Biz bu bilinçle, Doğu Türkistan neresidir, Çin Seddi’nin sınırından başlar, biz bunun farkında olmamız lazım. 5N1K yöntemiyle kimdir dediğimiz zaman Tonyukuk’un en önemli özelliği kendisi bilge ve kahraman, şöyle dedim ben, “kalemlerin ve kılıçların efendisi” bu benim aklıma Yüzüklerin Efendisi filminden geldi. Yüzüklerin Efendisi’nin bir filmi var da, Tonyukuk’un bir filmi olsa ona 500 sefer daha etkili –gerçektir çünkü– olacaktır. Burda kılıçla yapmıştır, futuhat ve fikriyat vardır kendisinde. Kılıçla yaptığını kalemle kayda geçmiştir. Çok önemli bir özelliktir, kahraman olan bilgedir. İkisi de birbirinden kopuk değildir. Burada görevleri ve unvanları yazıyor, sekiz on tane unvanı var. En altta hizmet vermediği kağanlar. Kutluk kağan, kapkan kağan, bilge kağan. Şimdi bakın biz Tonyukuk’ta neyi göreceğiz 616-676 döneminde Türkler bir tutukluluk dönemi yaşıyor. Yani aynen Gazne tutukluluğu gibi bir dönem. Bizim Göktürk, Türk kağanlığı döneminde bir konu. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti 1946-2016 döneminde yine aynı şekilde yetmiş yıldır bir tutukluluk dönemi yaşıyor. Birinde Çin, birinde ABD onlar tarafından biz çepeçevrelenip kontrol ediliyoruz. Bu dönemlerde ne oluyor? Kutlu Kağanla birlikte burada Kuvay-ı Milliye’nin kökünü görüyoruz. Kökü nedir? Türkler bu 616-676 döneminde tutuklular. Tutuklu dediğim açık cezaevi Çin şey atamış. Bakın en başta Çin, Yung Cong mülteci bölükler müfettişi kim, Tonyukuk. Eğitimini Çin’de almış Cugay Dağları civarında, Sarı Nehri’n dirsek yaptığı bir bölgede. Çin’in ana uygarlık yaptığı medeniyet merkezi olan Sarı Nehir bölgesinde kendisi Çin devleti adına görevli Türk. Niçin görevli? Türkleri kontrol altında tutmak için görevli. Aşina soyu bir Türk, Çinli olduğu söyleyenler var, onları az sonra söyleyeceğim. Kutluk Kağan’da aynı şekilde aşina soyundadır, kağan soyudur. Ve Kuvay-ı Milliye nedir? İşte orada halk aynı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi sürekli isyan halinde, biz esiriz, esir yaşayamayız tarzında ve bunun oluşturduğu bu yetmiş yıllık birikim duygu başarısız girişimler oluyor. Ve en sonunda Kutlu Kağan Tonyukuk’la birlikte, –o da aynı şekilde Çin devletinde görevli– isyan ediyorlar. Çok büyük teoriler, hikâyeler çıkar. İsyan ediyorlar, dağa kaçıyorlar, işte buyrun size Kuvay-ı Milliye. İşte buyrun size TNT Kıbrıs, Hatay. Yani bir isyanı örgütleyip bağımsızlığı elde etmek. Yazıtın birinci satırında der ki: “Biz Çin Devleti’ne bağımlı olarak yaşıyorduk,” 62. satırında: “Ne mutlu bizlere ki biz artık bağımsızız,” bir mücadele yapılmıştır ve mücadelenin sonunda bağımsızlık elde edilmiştir. Burada bir husus daha var: İlteriş Kağan, Kapgan Kağan, Bilge Kağan. Kapgan Kağan’ın kapısını bir Türk kesti ve gitti Çin İmparatoru’na teslim etti. Bilge Kağan’ı da bir Türk zehirledi, Çin adına zehirledi. Şimdi bu Erdoğan Ağabeyin üzerinde çok çalıştığı İçimizdeki Hainler ve Güzellikler??? konusuda burada başlar. O zaman biz buna çok çok dikkat etmek zorundayız. Bu neden böyle oluyor, nasıl içimizdeki insanlar elde ediliyor. Çin bunu çok başarılı bir şekilde yapmıştır, uygulamıştır ve Göktürk devleti, Türk kağanlığı dağılmıştır.

A’sı dedim, Araysa, Asya, Aşide. Aşide’den kasıt, bir soy yönetici soy. Bu 646-716 döneminde anayasa çok önemli. Şimdi bakın

***

Sarı Nehir’in dirsek yaptığı bölümde, şimdi burası neresi biliyor musunuz, Sarı Nehir’in içerisinde o düzlükte, Türklerle, Çinliler 2000 yıl boyunca durmadan savaştılar. Sun Tzu’nun milattan önce 500 yazdığı Savaş Sanatı kitabının içinde düşman, düşman, düşman 962 kez yazar. O düşman benim, Hun Türkü’dür ve savaşlar burada olmuştur, burası nedir, sol taraf İç Asya, Türkistan oraya çıkış yolu. Bakın burada büyük yazmışlar Changan, Duhanyan… Burası Çin Medeniyetinin doğduğu yerdir. Biz bu haritada neyi görüyoruz, Türkler Çin’in kalbindeydiler. Ve bütün Savaş Sanatı olayları burada geçmiştir.  Şurası Yunzhong dağlık bir yer. Bahsettiğim Kuvay-ı Milliye orada başlıyor, kökü. Yunzhong 41. paralelde, İstanbul’dan geçer, Serakab’ten??? geçer. O zaman nedir bu? Bilgelik yoludur. Tonyukuk yoludur. Erdoğan Ağabeyin bahsettiği Yesevi zihniyetinin arkası Tonyukuk’tur. Sefer doğuya, batıya, kuzeye, güneye devamlı sefer yapmıştır, durmamıştır. Biz Yesevi’ye, Tonyukuk bağlantısını kurmak durumunda olacağız. Neden Tonyukuk? 5N1K değil mi? Bakın hepsi: İlk yazı, ilk düşünür, ilk Türk kelimesi… hepsi bu anayasanın içinde yazar. İlk devlet kelimesi, bakın ilk, millet, deniz seferi, stratejist, başbakan, sosyolog, sinagog hepsi onda. Şimdi burada benim çok yazıklandığım, en başta söylüyorum tek tek gitmeyeceğim, hakkında yazılmış bir tane doktora tezi bulunmamakta. Yazmışım ben iki sene önce, ama bakın Yunan düşünürler hakkında yazılmış beş yüz tane makale bulursunuz. Aristoteles hakkında tezler, babam tezler. Tezleri İngilizler çöpe attı, daha mı biz yaşatacağız. Francis Bacon’ı çöpe attı, bundan bir şey olmaz, bize bir şey gelmez. Biz ne yaptık, 1941’de coğrafya kongresi topladık, Akdeniz’e Ege dedik, Ege bölgesini attık ve klasikleri çevirmeye başladık, Eski Yunan’ı başlattık. Eski Yunan Hasan Ali Yücel’in 350 tane klasiğin içinde 20 tane yoktur Hun klasiği. Burada İngilizlerin çöpe attığı Aristoteles’in Aristoteles dedi ki: Türk aydınları doğa okuman Lao Tzu hakkında kitap yazıyor Tonyukuk hakkında yok. Cevat Çapan diyor ki: Odyessia Konuşmaları. Ee kardeşim yapsana bir Tonyukuk konuşmaları, felsefi bir metin, üç kişi var: Tonyukuk’un düşünür olduğunun üstüne basan, Mehmet Kaplan 1979, Erdoğan Ağabeyi 2005 ve Teoman Durali onun Hızlandırılmış Türklük kitabı 2013’de. Oralarda Tonyukuk’u çok güzel işleyen sadece 3 Türk düşünürü var. Diğerleri ne yapıyor ya onun virgülü şöyleydi noktası böyleydi. Kardeşim sen, şunu söylesene, ne demek istiyor burada siyaset felsefesi var, devlet felsefesi var. Tonyukuk gerçek bir vezir-i azam. Kutadku Bilig’de çok büyüktür. Ama oradaki Platon’daki Devlet gibi ideal bir vezirdir. ????? Bu değil ki, kendisi vezir devleti yönetmiş bir insan.

Burada Tonyukuk’un çok bilinen bir konusu: Ben çok benzetiyorum: Vatan Caddesi, Millet Caddesi, Karadeniz, Akdeniz Caddesi, Kızılelma, Oğuzhan Caddesi… Bunlar nedir İstanbul’un Menderes döneminde iskana açılmıştır. İstanbul’un gerçek Fatih’i Adnan Menderes’tir. Asılan Başbakan. Bakın biz bu günlere geldik. İstanbul’u Hong Kong gibi en az yüzyıl İngiliz yönetiminde kalacaktı. İskana açılarak İstanbul bir stratejiyle ben buna devlet stratejisi diyorum, kurtulmuştur. Peki Tonyukuk ne yapmıştır? Burada şehirleşmiştir bakın. Anadolu İstanbul’a gelmiştir. Bende geldim, anam, babam Balkan soylu, Balkan Türk’ü Vatan Caddesi’nde oturmaya başladık. Tonyukuk ne yaptı peki? Şehirleşmedi. İki bilge arasındaki ayrılma noktası. Bilge Kağan diyor ki: “Biz medeniyet değiştireceğiz. Biz Çinlileşeceğiz, Budist olucağız,” Bilge Tonyukuk diyor ki: “Haşa hiçbir şekilde biz şehirleşmeyeceğiz, ???????? ben şimdi Çince işte. Çinli oluruz biz,” ve dediğini kabul ettirmiştir. Bizde der ki, yok göçebe Türkler, göçebe Türkler, Demirtaş kitap yazdı Göçebe Türkler diye. Kardeşim göçebeliği niye aşağılıyorsun, adamın, Türk’ün bulunduğu coğrafya öyle, yeşilliğin içerisine girse asimile, asimile oldu zaten. Bakın Çinliler oturmuş 10 madde halinde Tonyukuk dedi ki, Tonyukuk dedi ki diye aman biz sakın karşımızda bizim yüzde bir gücü olan Çin var Çinli var, sakın ola ki biz şehirleşmeyelim, Budistleşmeyelim. Budist olduğumuz zaman zaten kendi, et yemeyeceğiz, inançlarımız Türk’ün tamamen özüne aykırı bir yapıya kavuşmuş olacağız. O açıdan Tonyukuk şehirleşmeyerek, göçebe değil göçer kalarak Türkleri kurtarmış bir insandır. Talas Savaşı, Tonyukuk 724’te ölüyor, Talas savaşı da kırk yıl sonra yaşanıyor 751’de. İşte orada Çin, bizim Türklerin İslamiyet’e geçişi orayı bulur, Çin’e karşı Türkler galip geliyor. Ve Tonyukuk’tan kalan nedir biliyor musunuz? Biz işte dünyanın en stratejik bölgesine geldik yerleştik. Biz çok özgürlüğümüzün peşinde koştuk. Eğer Türk halkı bunu kabul etmiş olsaydı zaten ????????? Biz Türkçe konuşmayacaktık. Tonyukuk’tan çıkan en önemli bir mesaj, bir bilgelik, bir bilge güç bir de dildir. Bilge güç nedir? Bilgeliği güce çevirmek, bugün Amerikalı Freedman Stanfor’u kuruyor Gölge CIA, açılımı ne stratejik koz, stratejik güç. Peki biz neyiz biz ???????’uz, bilge gücüz. Bilgeliği güce çevirmek sacayağında olacaktır. Tonyukuk, Maturidi, Yesevi. Bana ne Aristoteles’ten, bana ne Platon’dan, bana ne Sokrates’ten. Kendi düşünce gücüm var. O düşünce gücüm nereden geliyor, dilden geliyor. Düşünce dediğimiz zaman nedir tüş, işte yazıtta yazıyor. Düştüm diyor, dağlardan düştüm, nehire düştüm. Peki düşmek nasıl gelişiyor düşünce nasıl oluşur aniden oluşur. Sabah uyanırsanız aniden aklınıza düştü işte. Biz bu köklerden gideceğiz. Düşüncemizi, kendi sosyolojimizi, kendi kökümüzden üreteceğiz. O da nasıl, Tonyukuk’tan çıkan en önemli mesaj: dil, dil, dil üstüne basa basa söylüyorum. Ama dil derken misal milliyet, hürriyet arapça köklüdür, ekleri ne, Türkçe. Atmayacağız bunları, bugün İngiliz’in sözlüğü dünyayı yönetiyor. Bu budur, bu budur atmıyor ki adam sürekli ekliyor kendisi. En önemli mesajı ben dil olarak atlettim. Nasıldı derken, Türkistan bilgeleri özellikle bu bilge güç: zaman, zemin, zihin bu bizim kökümüz budur. Bir de benim bir ideal olarak devlet bilimler akademisi bu üç sacayağını Tonyukuk, Matrudi, Yesevi’yi devlet bilimler akademisinin özü bu olacak şekilde. Bugün Rusların akademisi var, İngilizlerin var, bizim yok. Hangi Çinliler Tonyukuk Türk’tür dediler? Hangi Türkler Tonyukuk Çinlidir dediler? Tonyukuk Türk mü, Çinli mi hepsi burada yazıyor bakın Tonyukuk Türk’tür, Ahmet Taşağıl, Ana Britannica Ansiklopedisi, Go Honghen, He Xingliang, İsenbike Togan, Sadri Maksudi Arsal Türktür diyorlar. Peki Çinlidir diyenler, sorarsanız belgesi var atmıyorum Bahaeddin Ögel, Bozkurt Güvenç, Mehmet Niyazi Özdemir, Özkan İzgi, Sait Başer bakın 4 tanesi profesör biri doktor. Bahaeddin Ögel, bir Uygur mezartaşına dayanarak ve Tonyukuk Çinlidir düşüncesi Bahaeddin Ögel’den geliyor. Ardılları Bozkurt Güvenç oraya yaslanıyor, Özkan İzgi’de oraya yaslanıyor, bir mezartaşına yaslanıyor.

Şimdi B’den gidersek, bakın bilgelik, bilgiçseniz softasınızdır. Ama bilgeseniz sofyasınızdır. Sofya file sofya Ayasofya hepsi bilgelik nerede var doğuda var. Bulunduğumuz mekanda da var. Bilge güç: Güç; Batının, Bilgelik; Doğu’nun, bilge güç ise Doğu ve Batı’nın bileşkesi olan bizlerin… Bizlerin farklı bir boyutumuz var. Sen gel Orta Asya’nın en ucundan Pasifik Talay’ından okyanusundan hop Akdeniz’e gel. Bu nasıl oluyor, neyle oluyor, hangi tutkuyla oluyor. Özgürlük tutkusuyla oluyor. Biyografisi tanınmıyor. Bodun: Halk. Bu sürekli özgürlük ateşiyle yanan temel o. Şimdi bugün tarihi bir gün yaşıyoruz, 15 Temmuz. Yazıtta yazıyor 56. satırda okuduğum zaman sarsıldım: Devlette devlet oldu, millette millet oldu. İşte bu gelecek, uzağı görmek. Gelecekle bulaşmak budur, hakketten yazıyor. Öyle bir günde yaşıyoruz. Bilimler, kastım nedir? Yani biz Tonyukuk’u bütün A’dan Z’ye Bilimler açısından değerlendirmek onun bir külliyatını ortaya çıkarmak durumundayız. Bu 62 satırda 1300 yıl önce yazıldı bu 1300 tane kelime var içerisinde hazinemiz budur. Pandora’nın kutusu demiyorum, o mitolojik bana ait olmayan bir şey Pandora kim? Bu hazinem budur. Biz oradan başlatacağız, Türk’ün yazdığı ilk belge bu. Adının yazdığı. İl yime il boldı, budun yime budun boldı. 56. satır.  Devlet de devlet oldu, millet de millet oldu.

Düşünce bakın, tüşti. Tüş, düşüncenin kökü yine bu metinlerde. Ögüzke tüşdi. Aşanğalı tüşürtümüz.

Bahsettiğim, Tonyukuk’u bir düşünür olarak bahseden Mehmet Kaplan, Erdoğan Ağabeyimiz ve Teoman Duralı üç kişi, başka üç kişi daha var söyledim. Tonyukuk, Maturidi, Yesevi başka yok yani yazıklar olsun onlara bir şey demiyorum.

Din: “Türk’ün kutsal ülkesinde kimse kalmadı, çünkü Tanrı onları yok etti.” Tanrı onları yok etti, demek ki şey, o adam laik değil yani laiklik var canım olur mu öyle şey. “Tanrı şöyle buyurmuş: han verdim, hanını bırakıp tutsak düştü, tutsak düştüğün için Tanrı öldürdü.” Allah allah olur mu öyle şey. “Türk milleti öldü, bitti, yok oldu.” Çok kuvvetli bir inanç. Göktanrı inancı ama onu görüyorsunuz, demek ki inanç çok çok kuvvetli hangi dinde olursa olsun. Biz 27 Mayıs Anayasası’nı niçin yaptık? Laiklik. Buyurun, tanıyor musun Tonyukuk’u biliyor musunuz, Anayasa yapmışlar.

Filozoflar, bilgeler: Tonyukuk, Farabi, Yusuf Has Hacip, bunlar bizim açımızdan, filozoflar günümüzde eski Yunan mı, eski Türk mü? Yesevi’nin Çoban Ateşleri, Tonyukuk’un seferleridir esas. Beş ülkeye sefer yapmıştır. Çin, Moğolistan, Rusya, Özbekistan, Tacikistan. Yani Özbekistan, Tacikistan’ın ne kadar uzak olduğunu siz biliyorsunuz. Bakın, Çin Denizi Pasifik Okyanusu, orası Moğolistan. Bu bölgede yirmi üç tane şehir var, hepsine Tonyukuk sefer yaptı. Hadi bakalım, burdan yakalayalım, biliyor muyuz? Bu haritayı ben bir Fransız akademisyenden aldığım bir haritadır. Bizim profesörlerimiz, akademisyenlerimiz yazıp çiziyorlar mı? Tonyukuk’un zaptettiği yirmi üç şehiri yazıttında yazar. Ben kağanımla birlikte yirmi üç yere sefer yaptım diyor. Erdoğan Ağabey, Yesevi’nin sofra tutmasıdır bu. Sofrasıdır, siz şimdi bize nasıl sofra tuttunuz burada, kahvaltı ikram ettiniz, bu da onun aynısıdır.

Peki Göktürk nedir? Bir de Jön Türk var. Başa gelen sıfattır, bizim belamız veya kuvvetimiz. Jön Türk bela olmuştur. Ama Göktürk uydudur, Bilge Güç’tür. Şu an iki tane uydumuz var. Adını da biz çok güzel bir şekilde Göktürk Uydusu koymuşuz.  Oraya uzanmışız çünkü bizim Oğuz Kağan’dan gelen o “Sema çatı olsa” felsefesi budur. Semanın Göktürk uydusunda bize çatı olmuştur. Oğuz Kağan’ın sema çatı olsun dediği o şekilde olmuştur. Göktürk ve yabancılaşma çıkardığımız iki mesaj.

Az bir metnim kaldı. Bakın H’sine ancak gelebildik, gidebileceğimiz yere kadar gideceğiz ondan sonra da yani ben sunuma bağlı kalmıyorum arada bende konuşuyorum iki tane şiirle bitireceğiz.

Han’ını Bulmak bütün mesele bu. Biz Han’ımızı ne zaman kaybettik. İşte Tonyukuk yazıtında yazıyor. Satır 1: “Bilge Tunyukuk, ben kendim, Çin yönetimi sırasında doğdum. Türk halkı o zamanh Çin’e bağımlı idi. Türk halkı, kendi hanını bulamayınca Çin’den ayrıldı; han sahibi oldu; fakat hanını bırakıp Çin’e yeniden bağımlı oldu.” Altına ben notunu yazmışım. Türkler, Hansız bırakılıp kontrol edilmişlerdir; bu sıkı bir iddia. Çin, İngiltere, ABD aynı taktikleri uygulamıştır. Göktürkler, Osmanlılar, Hansızlaştırılıp yıkılmıştır. Biz hanımızı 27 Nisan 1909’da kaybettik. Osmanlı’da o zaman bitti.

İş. İşe verdiği önem: Kızıl kanım töküti kara terimyügiirti işig kücük birtin ök. Bakın bu çok büyük bir laf. Kızıl kanımı döktürere, kara terimi koşturarak işi gücü verdim hep. Uzun keşif yolunu yine gönderdim hep. Hani bizim bürokrasiye bakın şimdi. Neticede Tonyukuk bir bürokrattır, kağan değildir. Kızıl kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak.

Tonyukuk’ta eksik olan nedir?  Kartografya, kronoloji, kaynakça daha yok. Harita yok, zaman dizini yok, akademisyenler sadece harflerle uğraştılar, zemin yok, zaman yok, kaynaklar yok. Kardeşim Bülent Ağaoğlu Allah razı olsun kendisi oturdu… ben Tonyukuk’un Külliyatı’nı çalışan bir insanın. Erdoğan Ağabey nasıl Yeseviyle yatıp kalkıyor, bende Tonyukuk’la yatıp kalkan neden yatıp kalkıyorum, çünkü ilk yazarımız. Ben kimim? Ben yazar olmaya çalışan bir insanım. İlk yazarımız bizim. Yani benim nacizane fikrim, bizim yapabileceğimiz en önemli vazife yazmak. Kadim gecesinin iki anlamı vardır. Güç ve kuvvet, nereden gelir oku, yaz. Bu bize Allah’ın emri. Kaynakçasını yaptı kardeşim 150 kaynaktı. 200’lere doğru uzadı. Biz bunlarla yani haritayla, zaman, zemin, zihin bu üçüyle, bir de çalışmak durumundayız. Bizim üçlümüz bu zaman, zemin, zihin.

Bakın Oğuz Kağan’dan çıkan ilk on kavram. Asker, at, bilge, devlet, düşünmek, kağan, millet, sefer sevk, Tanrı, Türk. Sefer, sevk devamlı yapacaksın, fütuhat yaparsan fikriyat olur.

Benim kendi on iki ciltlik bir projem var. Külliyat projesi o bu şekilde. Mirası bu on iki madde şeklinde; bağımsızlık, anayasa, liderlik. Bizde vizyon yok bol bol televizyon var. Savaş sanatı, Y zihniyeti dediğim yabancılaşma zihniyeti, bizim en büyük mücadelemiz orada biz yabancılaştık, kendi özümüze yabancılaştık. İlk yabancılaşmada neyle olmuştur. Göktürkleri; Uygurlar bitirdiler, budist oldular. Göktürkler budist olmak istemiyordu. Ve Budizm üzerinden geldik ilk yabancılaşmaya. Türkçeye giren ilk yabancı kelimeler Budizm üzerinden gelmiştir.  Budizmin de bize neler kazandırdığını da şu an biz görüyoruz neticede.

Sacağına yazdım: Tonyukuk, Maturidi, Yesevi; yani Strateji, yani Akıl, yani Gönül. Bu üç kişinin birleşimi. Bunlar beş yüz yılda bunu oluşturdular.  Bakın bu bileşim beş yüz yılda oluştu. 646 Tonyukuk’un doğum yılıdır. 1166’da Yesevi’nin ölüm yılıdır. Bu beş yüz yılda biz bir akıl geliştirdik. Bunun adını hâlâ İngiliz akılı, İngiliz akılı Türk akılı yok mu? İşte Türk aklı bu üçlüdür. Bizde kimler var; Brezinski, Huntington, Fukuyama lanet olasıcılar yani.

Türkistan bilgelerimiz bizim en önemli değerlerimiz, yeraltında, neredeki yeraltında Türkistan’da yer altında yatıyor bunlar. Konfüçyüs Çin siyaset felsefecisidir. Bugün bir Türk siyasetçisi iki yıl önce bir kitap yazdı. Siyasi liderlik, adını vermiyorum. Baktım indeksine Konfüçyüs var Tonyukuk yok. Konfüçyüs dedi ki Konfüçyüs şöyle, Konfüçyüs böyle ya Tonyukuk nerede, işte burada Çinliler yazmış Tonyukuk dedi ki diye. Türkler de diyor ki Konfüçyüs dedi ki yazık, komedi.

Asimetrik savaşın kökü, Bilge Tonyukuk’tur. Kuvay-ı Milliye, Hatay, Kıbrıs hepsi onlarla gelen konulardır. Tonyukuk’un kesinlikle bir filmleşmesi gerekiyor. Ben kendi bloğumda Tonyukuk’la ilgili bir yazılarım var. Bunun İngiliz dilinde, Rus dilinde de oluşması lazım. Bakın size şimdi muhteşem bir harita göstereceğim. Bunu ben Elizabeth Varda’nın Bulgaristanlıdır kendisi Amerikan bir akademisyen ????? Çin’in Mumyaları kitabının içinde buldum. Şimdi alttaki yeşil, bozkır kuşağıdır, bakın Çatalhöyük’e kadar girmiş. Lübnan’dan çıkmış, Eski Sümer’in oradan, Basra Körfezi’nin oradan ????? içine girmiş, yeşil tarım kuşağıdır. Sarı olan ise bakın gördünüz mü karşınıza neresi çıktı bu dirsek çıktı, Sarı Nehir, işte Tonyukuk’un doğduğu yer. Sarı kuşağın burası step kuşağıdır. Vardığı yer neresi Tuna. Sarı Nehir’den ????? yani Viyana’ya, Türk’ün yolu bu, yani bunun adı Tonyukuk Yolu. Bakın burası 41. paralel başladığı yeri görüyor musunuz?

 

leventagaoglu
leventagaogluhttps://www.agaoglulevent.com
Düşünür, Araştırmacı Yazar, Şair. 1983 yılından buyana ihracat profesyoneli olarak çalışan Levent Ağaoğlu, 1997-2001 yılları arasında Hong Kong’da yaşadı; yaklaşan Büyük Asya Yüzyılı’nın ayak seslerini duydu hep. İsmail Gaspıralı’nın “Dil’de, Fikir’de; İş’te Birlik” idealinin peşinde koşarak Türk Evi, Düşünce ve İş Ocağı kitap serileri üzerinde çalışıyor; mütefekkir ve müteşebbis gözlem ve birikimlerini yazıya geçiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz


TWITTER

Son Eklenenler